Bu sabah güne hafiften rüzgarlı ama güzel ve güneşli bir havada denize bakan bir cafede kahvaltı ederek başladık. Ortam, manzara, sohbet, herşey çok keyifliydi. Papatyalar açmış, otlar yeşermiş, Kıbrıs akasyalarının sarı ponponları yaprakların arasından kafalarını uzatmışlardı. Kısacası doğa uyanmış, canlanmış hatta halaya durmuştu.
Sofrada ne kadar salam ve jambon varsa hepsini masanın altından ayrılmayan bu arkadaş yuttu. Arsız:))
Kahvaltı sonrası parkta yürüyüşe çıktık ve o zamana kadar dikkatimizden kaçan bu ağacı gördük. Çok garip birşeydi, ağaç gövdesinde kaktüs dalları. İn midir, cin midir, nedir bu? Var mı bilen, anlayan?
Malum Kütüphane Haftası ya, hazır gelmişken yeni açılan Doğan Hızlan Kütüphanesine üye olayım dedim. Evraklarımı verdim, görevli kartım çıkana kadar oturup beklememi söyledi. Gazeteleri kitapları karıştırırken epey vakit geçtiğini farkedince gidip kartımı sordum. "E verdim ya" dedi kütüphane memuru, "Yoo almadım" deyince "Bankonun üstüne bırakmıştım" diye söylenerek aranmaya başladı. Ve anlaşıldı ki az önce kitap ödünç alan bir adam kendi kartıyla birlikte benimkini de toparlayıp gitmiş. Haydii, telefonlar edildi, kartın gerçekten farkına varmadan alındığı teyit edildi. Gel gör ki ancak akşama geri getirebileceğini söyledi. Onca beklediğime mi yanayım, kartımı almadan ayrıldığıma mı yanayım, bir kez daha uğramak zorunda kaldığıma mı yanayım, "Hay böyle Kütüphane Haftasına" diyerek çıktım kütüphaneden.
Neyse ki hava güzel, neyse ki mevsim bahar, neyse ki öğleden sonra buluştuğum arkadaşım şahane idi. Kütüphaneymiş, kartmış unuttum gitti. Bu harika günün tadını çıkartıp kaç gündür kilitlenip beni eve bağlayan dizimden de çok pis intikam almış oldum. Beklesin o hain daha bitmedi, yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır:))
Sakinleştiren iki resimle son bulan post beni de sevindirdi..
YanıtlaSilÇıkar acısını acıma arkandayım..
Sevgiler..
İyi akşamlar..evdeyim gelirsen beklerim :)
Kim tutar seni....:)
YanıtlaSilSon iki fotoğraf olmasaydı post çok güzeldi de:)
YanıtlaSilson iki fotoğraf beni büyüledi, gözlerimi ayıramıyorum Leylakcım
oooohhh içim açıldı. lacivert deniz, puslu dağlar, pempe burunlu bir kedi:) harika olmuş:)
YanıtlaSiljambonlar yarasın arsıza:)
Olleeeyyyy...
YanıtlaSilKesinlikle arızayı çekiyorsun-çekiyorum Leylakcım. Hani aranmasan ,kaçsan,edebinle sakince bekle denilen yerde beklesen bile aha işte arıza gelip buluyor.
YanıtlaSilArsızın da güzelliğine yani.
Resimlere bir şey demicem, valla bak cidden iyi-kötü hiç bi şey demicem,zorlama demicemmmmm.
Kardeşim hala kasvetli havada yaşayan var ama el insaf :DD
ahhh... deniz diyorum tekrardan :))
YanıtlaSilparazit bir kaktüs mü yoksa o, çok severim kendilerini ama bu biraz karaktersizmiş :))
Fotoğraflarını ısınmak için kullanıyorum bugün haberin olsun
YanıtlaSilBayıldım başlığa...Eh!.. tabi gerisine de...
YanıtlaSilHele o sahil fotosu harika:)
Kütüphane arızası enteresanmış ya zaten bu tip işlerde bir gariplik olmasa şaşarım çünkü bana da hep denk gelir:))
Fotoğraflar çok güzel...
YanıtlaSilHep birkaç sayı önde olasınız inş.
agactaki kaktus dallari icin fikrimi soylemek istedim:)) Aşı yapilmis olabilir..
YanıtlaSilAblacım içim açıldıç
YanıtlaSilGüneşe hasret kala kala, güneşli fotoğraflara bile iç geçirir olmuşuz, sayende farkettim :)
Canına oku o dizin bence! :)
(O arsız, pek bi' terbiyesiz suratlıymış, bayıldım!)