"Keyif Evi" sonunda bitti. Ben de güne kendime Öğretmenler Günü hediyesi olarak aldığım yeni kitabımla, David Boratav'ın "Beyoğlu'nda Fısıltılar" romanıyla başladım. Kitabın yanında gördüğünüz mavi renkli kokoş örümcek hanımın adı "Halime", o da kızkardeşin hediyesi. Bir de pembe güneş gözlüğü var ki görmeye değer, takınca çıtır mı çıtır oluyor. Yakında kendisine bir "Sosyeteye takdim partisi" düzenleyeceğiz :)
Dün Ankara'da sıkı yağmur vardı, buna rağmen ben yine attım kendimi sokaklara. İlk kez yağmurda yürümekten bu kadar zevk aldım ve tuhaftır ki ilk kez sonbaharı bu kadar keyifle karşılayıp izlemeye doyamıyorum. Yağmur dallarda son demlerini yaşayan yaprakların çoğunu toprakla buluşturmuştu. Ankara sokakları güz renklerine bürünmüş, bozkıra özgü o boz görüntüsü kaybolmuş adeta iyi bir estetik cerrah elinden çıkmış geçkin kadın gibi tazelenip güzelleşmişti.
Kimi ağaçlar sapsarı olmuşlardı, ilginçtir ki yanlarından her geçişte limon yemişcesine ferahlamış hissediyorum kendimi. Gözlemlediğime göre dökülmeden önce kavak yaprakları tam sararıyor, bir de asmalar. Meşe yaprakları kahverengimsi bir renk alıyor ama görünümleri çok estetik oluyor. Ankara'nın ortasında yeşil bir vaha gibi kalan Saraçoğlu Mahallesi'nin sokakları meşe yapraklarından bir yorganla örtülmüş.
Kumrular Caddesi'nin kadim çınarları da kaldırımlara konfeti gibi yağdırmış el ayasına benzeyen yapraklarını. Ankara'nın simgesi, benim sevgili ağacım atkestaneleri ise kocaman yapraklarını rengarenk bir ressam paletine çevirmiş göze, gönle şenlik olsun diye.
Bu fotoğrafsa Salı akşamı çekildi. Kim demiş Ankara'nın en güzel yanı İstanbul'a dönüşüdür diye. İstanbul'un güzelliğine lafım yok ama Yahya Kemal sağ olsaydı da, bizim şehrimizi bir de bu sonbaharda görebilseydi keşke...
Not: Öğretmenler Günü kutlamalarınız, beni duygulandıran güzel sözleriniz için bir kez daha teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız.
Not: Öğretmenler Günü kutlamalarınız, beni duygulandıran güzel sözleriniz için bir kez daha teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız.
Öğrenciyken her yıl 2 kez giderdim Ankara'ya: biri sonbaharda, biri sömestr tatilinde. Sonbaharın hem kendini, hem de Ankara'da olanını hep sevdim.
YanıtlaSilFotolar çok romantik ve dingin.
İyi geceler :)
Leylak'cım ben de senin sonbahar fotoğraflarını izlemeye doyamıyorum.
YanıtlaSilO kitabı çok merak etmiştim oku da senin fikrini de öğreneyim.
İlginç gibi sanki.
Sevgiler...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilAh çok özledim Ankaramı şimdi.Her halini severim ben o güzel şehrimin.Sonbaharı ayrı güzel,donduran kış soğuğu ayrı,kavuran yaz sıcağında ise nasıl olduğunu hala anlamadığım buz gibi serin kalan evlerini çok severim.Her ne kadar sadece öğrencilik hayatım orda geçse de kendi memleketim gibidir Ankara benim.Özlem sardı içimi yazını okuyunca sabah sabah :)
YanıtlaSilözlem
baharlara bayılırım. Ama Eylülde, sararan yaprakalrın üzerinde gezinip çıtır çıtır o sesi dinlemek çok dinlendiricidir benim için... fotolara bayıldım.. sevgiyle...
YanıtlaSilAnkarayı severim...
YanıtlaSilAnkarayı sevenleride çok severim:)
Öyle garip bir duygu,öyle garip bir alışkanlık/hasret ki bu?Yaprakları bile tanıyor gibiyim?
Sanırım ben yine Ankara'yı özledim.
Öğretmenler gününüz kutlu olsun sevgili öğretmenim,hürmetle ellerinizden öperim:)
Aynı kitaba başlamışız :)
YanıtlaSilMügecim,
YanıtlaSilNe duruyorsun o zaman, sonbahar bitmeden atla gel Ankara'ya, nasılsa bacın var burada:)
İnanır mısın ben de uzun süredir ilk kez şahit oluyorum, bu yıl Ankara'da uzun süre kaldık ya, bekarlığımdan bu yana ilk kez bu yoğunlukta yaşadım Ankara sonbaharını. Antalya'da sonbahar pek belli olmuyor:))
Sevgiyle...
Özlemcim,
YanıtlaSilİstanbulu anlatan her kitaba atladığım için bunun da ilginç olacağını düşünüyorum. Bakalım okuyunca göreceğiz, yazarım.
Sevgiler...
Resimli Günlük,
YanıtlaSilAnkara'yı seven kişi oldukça az olduğu için böyle özlemle bahsetmeniz sevindirdi beni. Gerçi bir şehri sevdiren yaşanmışlıklar ve güzel anılardır biraz da. Ama bu yıl sonbahar gerçekten çok güzel.
Sevgiyle...
Hilal,
YanıtlaSilÇok teşekkürler, yaprakların üzerinde yürümeye ben de bayılırım. Sevgiler...
Banu'cum,
YanıtlaSilBen de Ankarayı sevenleri sevenleri severim:)
Haydi, senin Ankara'n gelmiş, kaç gel birkaç günlüğüne, ben bulurum sana gezecek bir sergi yine:)
Kutlaman için çok teşekkürler, ben de seni ve Zuzuları öperim...
Serpil,
YanıtlaSilOkuyalım bakalım beğenilerimiz ne yönde olacak...
bizde bir uzun sonbahar yaşıyoruz burada... gelmedi gelmedi derken şimdi de gitmiyor:))Dün gece sabaha kadar yağmur yağdı şimdi de pırıl pırıl bir hava var... Resimler her zamanki gibi muhteşem....
YanıtlaSilÖptümm
Pek çok şehir gördüm pek çok mevsim ama Sonbaharın en yakıştığı şehir Ankara gerçekten.Ankarnın sonbaharı bir başka güzeldir.Çok iyi yakalamışsınız.Şiir gibi satırlarınızla, hislerinizle bana Ankara'yı, Ankara'da sonbaharı yaşattınız.Bir kez daha teşekkürler.Sevgiler taa içeriden
YanıtlaSilSonbahar senin yazılarınla da bir turuncu,daha bir sarı oluyor. Fotoğraflar yaşam ve senin anlatımınla her karede yaşadıklarına şahit olmak güzel...
YanıtlaSilSokağa bakıp göremediğim güzellikleri senin fotoğraflarınla fark ediyorum, sanki bu şehirde değilmişim gibi. Galiba sonbaharı geçip direk kış moduna geçmişim.Hemen toparlanmalıyım...
YanıtlaSilHocam, ne güzel fotoğraflar bunlar, ne umut verici.
YanıtlaSilKitap nefis görünüyor :)
Yazarı tanımıyordum fırsatım olursa okurum inşallah...
sevgiyle.
Gerçekten sonbahar Ankara'ya çok yakışmış. O yapraklara basarken çıkan çıtırtıları düşündüm fotolara bakarken. Güzel bir şey farkındalık... Pek çok insan öylesine önünden geçip giderken hangi ağacın ne tepkiler vererek bir ömür sürdüğünü izlemek, takip etmek... Bu da ancak özel bir göze ait olabilir zaten...
YanıtlaSilNot: Halime'ye sevgiler:)
ne kadar güzel fotoğraflar.fotoları çeken ellerinize sağlık:)bizi ankara da güzel bir yolculuğa çıkardınız.yürümeye doyamadım sayenizde.her mevsim ankara nın güzelliğini çıkarmanız dileğimlee:)
YanıtlaSilKamikaze,
YanıtlaSilGüzel dileklerinize çok teşekkürler, sevgiler yolluyorum Ankara'dan...
Zerocum,
YanıtlaSilO çıtırtılara bayılırım ben de. Yalnız yakında Ankara piyasasında gördüğü yaprağı çeken deli kadın diye adım çıkacak:)) Ne yapayım bana bakmak yetmiyor, ille kaydetmem lazım, ruhumda bir Japonluk var kesin.
Halime sana öpücük gönderiyor:))
La Luna,
YanıtlaSilSağol canım benim. Kitabı bitirince bilgi veririm sana, ben de ilk kez okuyacağım, zaten yazarın da ilk kitabı sanırsam.
Sevgiler olsun sana...
Bilgenin annesicim,
YanıtlaSilKış geldi anacım, sonbahar gitti gidiyor, koş ucundan yakala. En yakına git Kurtuluş Parkı'na bayılacaksın güzelliğine:)
İkinizi de öpüyorum...
Buğdaycım,
YanıtlaSilŞekerlemem, bidenem:) Sağol canım, şişirdin beni, sığamayacam biyerlere:)
Öpüyom seni çok...
Sevgili Defne,
YanıtlaSilÇok haklısınız Ankara'da sonbahar gerçekten bir başka güzel, keşke hep sonbahar kalsa çünkü kar dışında kışı hiç çekilmiyor:))
Benden de çok sevgiler...
Lalem,
YanıtlaSilEn azından gece yağıp gündüz açıyormuş, burada ne yaptığı belli değil, kapkaranlık her taraf.
Öpüyorum seni, hastanız iyidir inşallah...
Ankara hayatımda çok önemli, bu şehirden gitsem yaşayamazmışım gibi.
YanıtlaSil