Hafta sonundan yararlanıp bu defa kızkardeşle uzun bir yürüyüş yaptık. Amacımız uzun süredir her geçişimizde nereye çıktığını merak ettiğimiz Çankaya civarındaki merdivenli sokağa tırmanıp merakımızı girmekti. Ama öncesinde yolüstünde bulunan Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Galerisine uğramayı ihmal etmedik, ilgimizi çeken bir fotoğraf bir de resim sergisini gezdikten sonra yolumuza devam ettik. Yukarıdaki kolaj "Uzun Yolların Yolcuları: Romanlar" isimli fotoğraf sergisinden. AFSAD'ın öncülüğünde yapılan çalışma "Me Romis Sinom" yani "Ben İnsanım" üstbaşlığıyla çeşitli fotoğraf sanatçıları tarafından romanların gündelik hayatlarının fotoğraflanması ve kendi ağızlarından anlatılması şeklinde gerçekleştirilmiş ve çekilen fotoğraflardan 115 tanesi sergiye konulmuş. Kolaja tıklayıp büyüterek bakmanızı öneririm, zira çok hoş fotoğraflar var.
İkinci sergi Japon sanatçı Naomi Yoshida'nın "Su Mürekkebi Sergisi" idi. Geleneksel bir Japon resim sanatı olan su mürekkebi sanatı, su mürekkebi ve sulu boya kullanılarak yapılıyor imiş. Yukarıdaki de sanatçının "Mor Salkımlar" isimli eseri.
Sergiden sonra epeyce yokuş tırmanıp merak ettiğimiz merdivene ulaştık, onca yokuşun üstüne soluya soluya bir de merdiven tırmandık ve gördük ki hiçbiryere çıkmıyormuş, çıka çıka bildiğimiz Paris Caddesi'ne gelmişiz. Babamın anlattığı bir anekdot geldi aklımıza, bir arkadaşı dağcılığa heves etmiş bir tarihte, bir grup sırt çantaları ve diğer dağcılık malzemelerini yüklenip binbir güçlükle tırmanmışlar bir dağa. "Buraya başka çıkan var mıdır, ilk biz geldik galiba" diye sevinirlerken tepeye erişince ne görsünler çoluk çocuk bir kalabalık piknik yapıp eğleniyorlar. Meğer dağın öbür yüzünde çok kolay çıkılabilen bir yol varmış. Bizimki de o hesap oldu, "merak kediyi öldürür" diye boşuna dememişler, bizi de öldürmese de süründürdü onca yokuş ve merdiven.
Sergiden sonra epeyce yokuş tırmanıp merak ettiğimiz merdivene ulaştık, onca yokuşun üstüne soluya soluya bir de merdiven tırmandık ve gördük ki hiçbiryere çıkmıyormuş, çıka çıka bildiğimiz Paris Caddesi'ne gelmişiz. Babamın anlattığı bir anekdot geldi aklımıza, bir arkadaşı dağcılığa heves etmiş bir tarihte, bir grup sırt çantaları ve diğer dağcılık malzemelerini yüklenip binbir güçlükle tırmanmışlar bir dağa. "Buraya başka çıkan var mıdır, ilk biz geldik galiba" diye sevinirlerken tepeye erişince ne görsünler çoluk çocuk bir kalabalık piknik yapıp eğleniyorlar. Meğer dağın öbür yüzünde çok kolay çıkılabilen bir yol varmış. Bizimki de o hesap oldu, "merak kediyi öldürür" diye boşuna dememişler, bizi de öldürmese de süründürdü onca yokuş ve merdiven.
Bu hafta sonuna sadece yürüyüş değil iki de film sığdırdım, ikisini de çok beğendim. "Cairo Time" ve "An Education". "Cairo Time" kocası Birleşmiş Milletler'de görevli bir kadının Kahire'de onu ziyareti sırasında yaşadıklarını, kocasının onunla ilgilenmekle görevlendirdiği yardımcısı ile arasında doğan duygusal yakınlaşmayı enfes Kahire görüntüleriyle sunuyor bizlere. Tareq rolündeki Alexander Siddig'in karizmasını da yabana atmamak gerekir filmi ilgiyle izletme konusunda.
"An Education" ise 16 yaşında bir liseli kızla 30 lu yaşlarını süren eğlenceye düşkün, girişken, karizmatik bir adam arasındaki yakınlaşmayı ve bundan doğan aile ilişkilerini konu alan hoş bir film. Bu hoşluğa Jenny rolündeki Carey Mulligan'ın gamzelerinin daha da arttırdığı sevimliliğinin katkısı büyük.
Şimdi tembelliği bırakıp kalkmam ve gelecek konuklarım için hazırlık yapmam lazım. İnsanın kendisinin yiyemeyeceği pasta ve börekleri yapması pek keyifli birşey olmasa da, kolay gelsin bana...
Not: Haydarpaşa Garı'nın bu yangından en zararla kurtulmuş olması en büyük dileğim...
"An Education" ise 16 yaşında bir liseli kızla 30 lu yaşlarını süren eğlenceye düşkün, girişken, karizmatik bir adam arasındaki yakınlaşmayı ve bundan doğan aile ilişkilerini konu alan hoş bir film. Bu hoşluğa Jenny rolündeki Carey Mulligan'ın gamzelerinin daha da arttırdığı sevimliliğinin katkısı büyük.
Şimdi tembelliği bırakıp kalkmam ve gelecek konuklarım için hazırlık yapmam lazım. İnsanın kendisinin yiyemeyeceği pasta ve börekleri yapması pek keyifli birşey olmasa da, kolay gelsin bana...
Not: Haydarpaşa Garı'nın bu yangından en zararla kurtulmuş olması en büyük dileğim...
Bir an o sokağın bu görüntülere çıkacağı gibi bir düşünceye kapıldım:))iyi ki merak etmişsiniz
YanıtlaSilhiç bir yere çıkmadığını hem öğrenmiş hem de öğretmiş oldunuz:))
Romanların kaygısızlıkları nasıl da renklerine yansımış,Onlar mı iyiyi yapıyor biz mi bazen sormuyor değilim kendime.
İi geceler,sevgiler
ya bizim de var öyle merdivenli bir sokağımız neyseki çıktığı ve indiği yeri biliyorum:))
YanıtlaSil"An Education" ı izlemiştim, diğer filmide sağolasın Musti can diyerek izlemeye başlayacağım 5 dk sonra... Çayımı demlenmesini bekliyorum...Filmi ziledikten sonra görüşlerimi yazarım...
öPTÜMMM
filmleri kulağıma küpe ettim..
YanıtlaSilGerçekten ne kadar can sıkıcı babanızın ve siiznde başınıza gelen.Ama sanırım o an ilk işiniz bir kahkaha atmak olmuştur eminim:)
Hem çingenelere hem de su mürekkebi işine bayıldım.
YanıtlaSilSana kolay gelsin ve evet rejim çok zor. Ben de cebelleşiyorum.
Sevgiler Leylak' cım...
Ben böyle gripli gripli eve kapanmışım. Nasılda kıskandım bu yürüyüşleri. Ayağınıza sağlık. Ben gezmişim gibi oldu.
YanıtlaSilAnlattığınız sokak Kuğulu parkın karşısında sanırım.Çok öncelerde birgün bende arkadaşımla sırf Kuğulu parktan çok güzel görünüyor hatta yabancı yerlerdeki sokaklara benziyor diye çıkmıştık ve tıpkı sizin gibi sükütü hayale uğramıştık.Tunalıya her gidişimde ve merdivenlenli sokağı her görüşümde bunu hatırlarım.sevgilerimle
YanıtlaSilSevgili Gümüşay,
YanıtlaSilTam dediğiniz merdivenli sokak işte, aynı duygularla çıkmış ve aynı hayal kırıklığını yaşamışız demek ki. Neyse en azından merakımızı gidermiş olduk:)
Hüznün Tadı,
YanıtlaSilÖncelikle geçmiş olsun. Bayram haftası ben de aynen sizin gibiydim, kapandım kaldım eve. Neyse ki güzel havalar bitmeden atabildim kendimi sokaklara , darısı size diyeyim:))
Asucum,
YanıtlaSilZor ki ne zor. Bugün eve gelen misafirlere yaptıklarımdan bir lokma girmedi ağzıma, kader utansın:))
Hadi bakalım ikimize de kolay gelsin...
Sevgili Aylin,
YanıtlaSilHayal kırıklığı yaşasak da merakımız gitti en azından:)
Filmlerin ikisi de gercekten güzel, öneririm, sevgiler...
Lalem,
YanıtlaSilGörüşlerini almış bulunmaktayım, öptümmm seni...
Sevgili Balkahve,
YanıtlaSilGaliba onlar iyi yapıyor, bizimki ne? Koştur dur:)
Tiyatro festivali tam gaz galiba, iyi seyirler, ben tek oyuna bilet aldım, İran Sözsüz tiyatrosu.
Sevgiler...
Filmlerin ikisini de izledim. Ama "An Education" bana daha ilginç gelmişti.
YanıtlaSilNe hazırladın konuklarına??? :)
Valla Müge film de güzeldi ama ben Tareq rolündeki oyuncunun karizmasına takıldım daha çok, aramızda ha:))
YanıtlaSilKek, börek, kabak tatlısı, sarma, patates salatası yapıp bir lokma bile yemedim:( Kahrolsun diyet...
Of canım Leylakcım ya... :(
YanıtlaSilBen bu merdivenleri not alayım bi daha ki Ankara ziyareti için. Yalnız Leylak Dalım, neye yanıyom bilsen, o gün buluştuk ya bi merdivenlerden inip çıktık niye resim çekilmedik ki biz ya? gerçi ilk kez karşılaşıyoz falan ya sanki ay beni çek bay ben seni çekeyim demek ayıp mı olur diye düşünmüştüm. nasip başka sefere bakalım.
YanıtlaSil