Bu görüntüler bu sabahtan. Size sık sık çiçeklerinden, gölgesinden, yeşil yapraklarından, heybetinden ve dallarının arasında bir yıldır asılı duran çorabımsı-havlumsu nesneden bahsettiğim akasyacığımı elektrik direği dikmek uğruna bu hale getirdiler. Daha önce de yazmıştım, caddedeki elektrik tellerini yerin altına aldılar ve yeni direkler dikiyorlar. Dün hemen hepsi dikildi ama tam bizim apartmanın önüne denk gelen, akasyaya komşu olacak direk ağacın dalları nedeniyle yerine yerleştirilemedi. Toparlanıp gitti ekip. Bu sabah daha teçhizatlı olarak geri geldiler. Kocaman bir vinci taşıyan kamyon, daha küçük bir kamyonet, bir sürü araç-gereç ve işçi-mühendis on kadar görevli. Kocaman direk vince bağlandı, belirli bir yüksekliğe kadar çıkartıldı ama bu deneme de sonuçsuz kaldı ve işçilerden en zayıf olan ve en atletik görüneni bir maymun gibi ağaca tırmanıverdi. Belli ki çocukluğu ağaç tepelerinde geçmiş. Kendisine uzatılan testereyle ağacın kocaman kocaman dallarını budayıp direğe yer açtı. Tabii bu iş alelusül yapıldığı için gerekli olanların yanısıra olmayanlar da kesildi, ağacın gövdesi pekçok yerde sıyrıldı, bazı dallar çatlayıp olduğu yerde kaldı. İlerde ya kuruyacak ya da yoldan geçen birinin tepesine okkalı bir şekilde inecek. Hasılı ağaç alabileceği zararın en büyüğünü aldı, yarısı dişlenmiş bir elmaya döndü. Kesilen dallar yetmemiş gibi direk yerleştirilirken kocaman bir bölüm de kırılıp yere düştü. Ben bu olanları balkondan izlerken ağlamamak için kendimi zor tuttum. Teknoloji ve insan her zaman doğayı mağlup ediyor. Lakin doğanın günün birinde bizlerden fena halde intikam alacağını düşünüyorum, nitekim görüyoruz. Cehennem sıcakları bir uyarı idi.
Şimdi upuzun, parlak, yepisyeni bir elektrik direğimiz var, kolu kanadı kırılmış akasyanın yanında gururla yükseliyor. Umarım iyi anlaşırlar, zavallı ağacın aldığı hasara değer. İşin en ilginç yanı ise bunca sarsıntıya, kesilen dallara, ağaca çarpan direğin zorlamalarına karşılık o havlumsu-çorabımsı nesnenin hala bulunduğu yerden düşmemesi. Kendini kaynatmış galiba dala, keyifle güneşin tadını çıkarıyor kediler gibi. Ben de size keyifli bir Pazar günü diliyorum, kalın sağlıcakla...
Şimdi upuzun, parlak, yepisyeni bir elektrik direğimiz var, kolu kanadı kırılmış akasyanın yanında gururla yükseliyor. Umarım iyi anlaşırlar, zavallı ağacın aldığı hasara değer. İşin en ilginç yanı ise bunca sarsıntıya, kesilen dallara, ağaca çarpan direğin zorlamalarına karşılık o havlumsu-çorabımsı nesnenin hala bulunduğu yerden düşmemesi. Kendini kaynatmış galiba dala, keyifle güneşin tadını çıkarıyor kediler gibi. Ben de size keyifli bir Pazar günü diliyorum, kalın sağlıcakla...
yazık çok yazık. yemyeşil...
YanıtlaSilİyi de bu kadar kişi o elektrik direğini ağaca göre 1m olsun geri yada ileriye dikmeyi akıl edemediler mi? Mühendislere çevre dersi verilmeli üniversitede bence..Yani tek düşünen benmiyim acaba?
YanıtlaSilnot: o havlumsu çorap ağacımı diye merakla okudum ve hala orda olduğunu öğrendiğimde pes dedim ne diyim....
İçim acıdı, kalbim sıkıştı desem inanırsın bana değil mi?
YanıtlaSilVila yapmak için bir orman yakanlar bir ağaç için zahmete sokarlatmı kendilerini. Kimbilir ne umutlarla yetiştirmişti ağaç o güzelim dallarını. Çok üzüldüm, geçmişte bizim sitedede çardak için bir ağaç kesmişlerdi de eşimin engellemesi yüzünden iyicene bir kavga edememiştim.
YanıtlaSilLeylak Dalıcım , daha önceki evimizin önünde devasa iki akasya ağacı vardı... Yazın kokusundan geçilmezdi sokaktan... içim bayım bayılırdı... en çok da çiçeklerini dökünce bayılırdım kar yağmış gibi olurdu hertaraf.. O akasya hiç merak etme iki yıla kalmaz elektrik direğini himayesine alır... onun vatanı Kradeniz... Bizim bitki örtümüz gibidir biliyomusun akasya, her yerden fışkırılar, duvar oyuklarından bile...
YanıtlaSilHadi üzülme sen... çook öptüm
Oyyy! Vah diyeyim ve ne yazık! :((
YanıtlaSilBu tür görüntüler hep içimi sızlatmıştır. Ağaçları korumayı gözetmeyi bir türlü öğrenemedik toplum olarak. Daha doğrusu doğa bilincimiz yeterli düzeyde değil. Neredeyse yeşile hasret bir toplum olduk, hala akıllanmadık.
YanıtlaSilİnsan doğayı katlettikçe bilmiyor ki doğa sabırlıdır. Ama sonunda öcünü acımazızca alır. Bu bilgisizlik ve bilinçsizlik sürdükçe insanlar bindikleri dalı kestikçe doğa sabrını taşırıyor.Ayrıca ağacın dallarını kesmek çok eskilerde kaldı.Şimdi elektriği izole eden bantlarla kabloları sararak tehlikeyi önlüyorlar.Ağacı kesmek bilgisizliğin ve bilinçsizliğin eseri ne yazık ki...
YanıtlaSilburası neresi? bizim yakınlarda da sık sık ağaç kesiyorlar ( Oyak Sitesi civarı) yaklaşık 6-7 aydır sürüyor. Muratpaşa Belediyesi'nde çevre işlerine bakan kişiyi bulmak lazım
YanıtlaSil