Kitaplar, iyi ki varlar. Her koşulda sığınacak liman. Bu aya iki seçimin heyecanı, ardından sonucu, Ankara öncesi yolculuk hazırlığı, bir hafta sonu gezisi, Ankara'ya varınca evin derlenip toparlanması derken yine istediğim miktarda okuyamadım ama olsun varsın, sonuçta bu bir yarış değil, ne okusak kârdır.
Gelelim kitaplara:
-Bu ayın ilk kitabı Eudora Welty'nin "İyimser Babanın Kızı" oldu. Yaşadığı kasabada çok sevilen ve güvenilen bir yargıç olan babasının hastalığı ve ölümü nedeniyle doğup büyüdüğü eve geri dönen Laurel hem geçmişiyle, hem bugünüyle hesaplaşıp üstüne bir de babasının 2. eşi dengesiz Fay ile uğraşmak zorunda kalır. Amerikan taşrasını ve orada yaşayanları merak ediyorsanız okuyun derim.
-Sandor Marai'den okuduğum üçüncü kitap bu, genel olarak Macar edebiyatını seviyorum. Marai ile tanışma kitabım sevgili arkadaşım Sevgi Can Yağcı'nın çevirisiyle "Bir Burjuvanın İtirafları" olmuştu. Ağır bir kitaptı, ilginç ama zor okunan. Marai ile beni barıştıran "İşin Aslı, Judith ve Sonrası" oldu, çok sevmiştim kitabı. "Buda'da Bir Boşanma" ise özellikle birinci bölümünde gereksiz tafsilat ve hukuki bilgilerle biraz yorsa da ikinci bölümde daha akıcı hale geldi. Kitabı okusanız da olur, okumasanız da kategorisine dahil ediyorum.
-Demir Özlü pek takip ettiğim bir yazar değil, bence biraz kız kardeşlerinin, özellikle Tezer Özlü'nün gölgesinde kalmış. "Dalgalar" bir nevi seyahat günlüğü. Annesinin ölümünden sonra oğlu, Taylandlı gelini ve küçük torunu ile Tayland'a yaptığı seyahatte yaşadıklarını konuşur gibi anlatmış. Depresif bir ruh hali içinde geçmiş tatil, o yüzden okuyanı da biraz yoruyor ama benim ilgimi çekti. Gezi yazılarına meraklıysanız bir şans verin derim...
-Gerbrand Bakker benim çok sevdiğim bir yazar. Türkçe'de yayınlanmış iki kitabı; "Yukarıda Kimse Yok" ve "Dolambaç" sakin, usul usul akan bir su gibi anlatımıyla gönlümü çelmişti. "Berberin Oğlu"nu da çıkar çıkmaz aldım ve beni yanıltmadı. Diğerlerinden biraz daha farklı bir konu işlemiş yazar. Berber olan babası o doğmadan bir uçak kazasında ölen (daha doğrusu öldüğü sanılan) ve yine berber olan dedesinden dükkanını devralan Simon'un öyküsü bu kitap ve yazarın diğer kitapları kadar güzel. Okuyun derim...
Meltem Gürle'nin "Kırmızı Kazak"ı elime alıp ilk yazısını okuduğum anda daha önce okumadığıma pişman olduğum bir kitap oldu. Yazar kâh günlük hayattan, kâh okuduğu kitaplardan esinlenerek şahane denemeler yazmış. Mutlaka okuyunuz derim...
-Ve yine çok sevdiğim bir yazarın, "Fay Hatları"nı çok severek okuduğum Nancy Huston'un "Ağır Ölüm"ü. "Son Akşam Yemeği" tablosundan esinlenmiş bir öykü bu, bir Şükran Günü yemeğinde geçiyor. Uzun yıllardır arkadaş olan, bir kısmının birbiriyle ilişkisi olmuş sekiz arkadaş masa başında bir araya gelirler. Her birinin öyküsünde Tanrı olduğunu farzettiğimiz bir anlatıcı araya girerek her birinin ne zaman ve nasıl öleceğini bildirir bize. Kitap Vietnam'dan toplama kamplarına, Sovyetler'den Güney Afrika'ya, uyuşturucu sorunundan intihara pek çok günümüz dertlerini de arka planda konu ediyor. Bu ay en beğendiğim kitap bu oldu, mutlaka okuyun derim...
Bu altı kitabın yanısıra yarısından fazlasını okuduğum bir kitabım daha var, Guzel Yahina'nın "Çocuklarım" adlı hacimli ve bir o kadar da etkileyici kitabı ama bitirmediğim için onu önümüzdeki ayın yazısına bırakıyorum.
Gelelim dinlediğim kitaplara. Spotify Mayıs ayında bana 4 kitapla hizmet sundu:
-Alejandro Zambra'nın okumadığım tek kitabı-ki yazarlar ve kitaplar hakkında denemeleri içeriyor-"Okumamak"ı Murat Özgen'in sesinden dinledim, bence iyi ettim...
-Cem Akaş da ilk kez muhatap olduğum bir yazar oldu ve sanırım diğer kitapları da sıraya girecek, zira "Zamanın En Kısa Hali"ne bayıldım. Kısa kısa ve çok ilginç anekdotların birleşmesiyle oluşmuş bir kitap, roman olduğu söyleniyor ama bence türü konusunda bir kesinlik yok. Gökçe Eyüboğlu'nun sesinden dinleyin ya da okuyun derim...
-Nermin Yıldırım'ı çoğunuz biliyor ve seviyorsunuz. "Unutma Beni Apartmanı" ve "Dokunmadan"ı Deniz Yüce Başarır'ın şahane seslendirmesiyle dinleyerek tüm kitaplarını tamamlamış oldum. Çok da iyi ettim...
Yeni kitaplarda buluşmak dileğiyle...
Dün YKY'den sipariş verdim. Demir Özlü'nün Dalgaları önce sepete attım bir. Sonra çıkardım. Keşke çıkarmasaymışım:)
YanıtlaSilÇok bir şey kaybetmedin, boşver Sezercim :)
SilBir süredir Spotify'a ara vermiştim, bir şeyler örmeye başladım ellerimi oyalamak için, o esnada geri başladım; gerçekten çok iyi bi' icat :)
YanıtlaSilhemfikirim :) benim de yürüyüş eşlikçim storytel :)
SilKesinlikle, her ikisi de harika, hele de Storytel. Şimdiye kadar niye almamışım kızıyorum kendime...
Sil