Ankara'dan döndüğümden beri üzerimde bir "okuyamama hali" mevcut. Bu isteksizlikten değil aslında, vakitsizlik ve yorgunluktan. 4 aydır kapalı kalan evi düzene sokma çabası, araya giren film festivali aktivitesi, derken bayram öncesi telaşı, bayram koşturmacası derken hayli yoğun geçti günler. Hiç yapmadığım şey, elime kitabı alınca 3 sayfadan ileriye gidemez oldum, göz kapaklarım hemen ağırlaşmaya başlıyordu. Nihayet dün üzerimdeki uyuşukluktan silkinip geldim geleli sürünen "Elma Çekirdeği"ni bitirdim ve Ankara'dan getirdiğim yeni kitabı aldım elime. Tam ağzıma layık bir yemek kültürü kitabı "İstanbulum: Tadım-Tuzum, Hayatım". Meri Çevik Simyonidis yazmış, yaz başında yayınlanmış ve 2.baskıyı yapmış bile. Büyük bir zevkle okumaya başladım.
Dün sabah ilk eylemim, kahvem önümde, "Ölmeden Önce İzlenmesi Gereken 555 Film" arasından seçtiğin 55 filmden biri olan Claude Sautet'in "Ayazda Bir Yürek" isimli filmini izlemek oldu. Film boyu dinlediğim keman nağmelerine Emmanuelle Beart'ın duru güzelliği de eşlik edince tadından yenmedi. 20 yıl öncesinin Daniel Auteuil'i de ayrı bir mevzu tabii:)
Sonra 7.Sanattan sıyrılıp yakında günümüzün sanatına dönüşecek bir eyleme, alışverişe gittim. Hiç sanatsal değildi ama almak istediğim şeyleri bulup alınca keyfim yerine geldi. Ben henüz o durumda değilsem de Alışveriş Merkezi erkenden yılbaşı havasına girmiş, heryer süslenmişti, Boyner'de de yılbaşılık ıvır zıvırlar satışa sunulmuştu. Ve ne fena ki ana girişe geçen yıldan kalma şişko-kirloz kardan adamlarla Noel Baba'ları tekrar yerleştiriyorlardı. Biraz yenilik yapın yahu.
Migros'ta alışverişimi yapmış kasada beklerken önümde hesap ödeyen adam sigara istedi, kasiyer kız uzatınca da "Ciğerlisini değil, başka ver" diye itiraz etti. Ciğerli sigara ne ola ki diye düşünürken paketi gördüm, hani üzerinde "içerseniz ciğerleriniz böyle olur haaa" korkutmalı resim olan paket. Adamda bıraktığı etki sigarayı bırakmak yönünde değil de, başka paket almak yönünde olmuş. Ciğer resmi olan paket ciğerleri, yatak resmi olan paket başka bir şeyi etkiliyor galiba, hangisini tercih ederseniz:)
Ve akşam 5 Kasım olması nedeniyle bugüne kadar izlemeyi ihmal ettiğim ve yine 55 film listesinde olan bir filmi "V For Vendetta"yı izleyerek günü kapattım. Geri kalan bir saat "Elma Çekirdeği"ni bitirmek amacıyla kullanıldı.
Bugünlük "Bu'dur ol hikâyat, ol kara sevda"*
*Ahmed Arif'in "Vay Kurban" şiirinden
Gayet güzel geömiş günün, okurken sanki tüm bunları ben yapmışım gibi keyiflendim:)
YanıtlaSilAhmed Arif, ne severim ben onu. Hasretinden prangalar eskittim
YanıtlaSilSeni anlatabilmek seni
İyi çocuklara
Kahramanlara...
Kasetli dönemlerde kasetini çevirir çevirir dinlerdim bu şiiri ve uyurdum. Geceleri onsuz olmazdı yani :)
Liseye dönüş yaptım birden, ne güzel ettin de andın adını. Öptüm.
Ya siz ne güsel bişiysiniz, en tatlısından, en şekerlisinden ;-)
YanıtlaSilecehan,
YanıtlaSilSen daha şekersin:)
Dün bir arkadaşımla,hiç bir şey yapmadığımız halde zamanın yetmediği üzerine konuştuk. Zaman algılamamızda bir değişiklik oluştuğuna karar verdik biz. Kitap okuyamıyoruz bu aralar mesela. Ya da akşam olunca bugün ne yaptım diyoruz,ve yapılan şey tatmin edici olmuyor bu aralar. Salgın mı acaba :)
YanıtlaSilSigara için yaptığın yoruma bayıldım :)))
Buğday,
YanıtlaSilAhmed Arif'in kitabı tüm gençlik yıllarımda amentüm gibiydi elimden ve dilimden düşmezdi. Neredeyse bütün şiirlerini ezbere bilirim. En çok da Hasretinden Prangalar Eskittim'i severim. Bak şimdi aklıma düştü, gidip biraz okuyayım:)
Bahar,
YanıtlaSilTeşekkür ederim, sevgiler...
Füsun,
YanıtlaSilBen her halükarda kitap okuyan biriydim ama bir aydır çok fena, sanırım salgın var:) Neyse kırdım zincirimi...
Adamın hali çok komikti, yorum yapılmayacak gibi değildi ki :)
Önce, foto çok güzel:)
YanıtlaSilAktif bir gün olması daha da güzel ama en çok 5 Kasım olması;)ve o filmi izlemen güzelmiş Leylağım:))
Filmi ben de izlemiştim yakın zamanda, Zorro'yu hatırlatmıştı bana...
Öptüm seni:)
Nurşen ablacım,ortak bir şiirimiz var, yuhhuu :)
YanıtlaSilsüpersiniz ya gene
YanıtlaSilLeylak Ablacığım hayranım enerjine. Ailecek hayranlıkla izliyoruz seni.
YanıtlaSilYalnız ben Boynere fena gıcığım nedense. Özellikle Ankaradaki. Yarın alışverişler yasak edilecek edası var orada. Panikliyorum girince acee alalım şunu alalım diye sağa sola bakıyorum.
Zaten fiyatları da maşallah.
Ebru,
YanıtlaSilAilecek teşekkür ediyorum size:)
Ankara'daki Boyner beni de yoruyor, çok büyük ve karışık, buradakinden memnunum. Herkes alıştığı yeri seviyor galiba:) Bir de herşeyi toplu bulmak rahat geliyor bana, tabii çok büyük olmamak kaydıyla.
Sevgiler Ebrucum...
Semi26,
YanıtlaSilÇok teşekkürler...
Buğdaycım,
YanıtlaSilEveeeet, buluştuğumuzda koro halinde söyleyelim:)
Baykuşum,
YanıtlaSilEvet bana da Zorro'yu hatırlattı, güzeldi ama etkiledi beni.
Doğum günü etkinlikleri nasıl geçti? Okuyalım blogda:)
Remember, remember the 5th of November :) Çok çekmiştim İngiliz Tarihi okurken :)Şu kadar basit anlatsalar yetermiş aslında.
YanıtlaSilhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Guy_Fawkes
Çiğdem,
YanıtlaSilHaklısın:) Ya da V For Vendetta'yı izletselermiş :)
Sizi okuya okuya kitap okuma alışkanlığı edinmeye çalışıyorum. Özellikle nerelerde kitap okunur kısımları beni daha çok etkiliyor. Kuaför mesela... Artık yanımda kitap taşıyorum. Cidden sayenizde oldu teşekkür ederim
YanıtlaSiltosbağalar,
YanıtlaSilNe güzel, çok sevindim.
Sevgiyle...
leylak dalım, bende aynı haldeyim, ne film ne kitap izleyebiliyorum.. 5 dakika içinde gözlerim kapanıyor.
YanıtlaSilnasil guzel bir fincandir o oyle hem pembe hem puantiyeli!
YanıtlaSilgozum fincana takildi baska birseye konsantre olamadim, bol keyifler ablacim ;)