.

.
.

21 Nisan 2011 Perşembe

DOPDOLU


Bu sabah gökte parlayan güneşe rağmen oldukça soğuk bir havada LÖSEV İrtibat Merkezi'ne gitmek üzere yola düştüm. Çok geçmeden minibüsün penceresinden gördüğüm şey keyfime tavan yaptırdı: yılın ilk çiçek açmış leylak ağacı. Fotoğraftaki o değil, bu ikincisi, dönüşte gördüm bunu, altında kısa bir mola verip önce fotoğrafladım sonra da Şuşu'nun yardımıyla bir dal çaldım:)) Bizim cadde boz görüntüsünü muhafaza ederken daha yüksek bir semt olan GOP dolaylarında şaşırtıcı bir şekilde yeşillenmişti finduk dalları pardon ağaçlar. Bahçelerde çimen, çiçek, pek iç açıcıydı pek (vay şiir kimin konuştum be:).


LÖSEV İrtibat Merkezi'ne ulaştığımda benden önce gelen etkinliğin ev sahibi sevgili Tülin HanımNazan ve Sevda tüm katılımcıların yolladığı oyuncakları sergilemişlerdi bile. Koca kanepe tıkış tıkış dolmuş taşıyordu oyuncakla. Derken Şuşucum da yeşil ördeği, pembe yanaklı kedisi ve Öykü'nün yapıp altına "İyi sağlıklar ve mutluluklar" yazdığı resimle çıkageldi. Öykü'nün resmini de Bilge'ninkinin yanına yerleştirdik. Benim utangaç Cemilem de arkadaşlarının arasında mahcup mahcup sahibine kavuşmayı bekliyordu. Dilerim herbir oyuncak bir çocuğun yüzünü biraz olsun güldürür, mutlu eder.


LÖSEV'de işimiz bitince oturup sohbet edeceğimiz ve tabii ki bu arada da yiyip içeceğimiz bir mekan aradık ve "Kuki"ye yerleştik. Kimimiz çay, kimimiz yeşil çay, kimimiz kahve içti, açlık bastıracak birşeyler yedi. Bense öğleden önce bünyeme alkol girmezse aklım başıma gelmeyeceği için Irish Coffee'yi tercih ettim:)) Bu bana saraylı büyük büyükannemden geçmiş bir alışkanlık, dedesinin dedesi İngiltere Kralı'nın protokol müdürüymüş, Irish coffeeye orada alışmış, hatta bu kahvenin en hasını içmek için fırsat buldukça İrlanda'ya gidermiş. Memlekete dönünce büyükannemi de alıştırmış, öyle ki sevgili nenem ekmeksiz kalırım İrlanda kahvesiz ve viskisiz kalmam dermiş. Böylece kuşaktan kuşağa geçmiş bu Irish coffee geleneği. Ben de böyle içmezsem öğleden önce zinhar aklım başıma gelmiyor (Yazdım yine:). İşin şamatası bir yana çok keyifli bir iki saat geçirdik oturduğumuz mekanda, bol sohbet, bol kahkaha gırla gitti. Çocukları sevindirecek bir etkinlikte çorbada bir çimdik tuzumuzun bulunması ve sevgili blogger arkadaşlarla beraberlik günümüze ayrı bir anlam kattı. Bu vesileyle bu olaya öncülük eden ve haberdar olmamızı sağlayan Tülin Hanım'a teşekkürlerimi yolluyorum.


Dönüşte üşüten havaya rağmen Şule ile Kızılay'a kadar uzun bir yürüyüş yaptık. Biz soğuk ve yağmur nedeniyle bahar hala gelmedi desek de çiçeklenmiş ağaçlar, sarı papatyaların süslediği yemyeşil çimenler, yapraklanmış dallar aksini söylüyordu. Yorulunca Flamingo'da bir çay molası verip enerji depoladıktan sonra devam ettik yola. İkinci leylak ağacına da Küçükesat'ın ara sokaklarından birinde rastladık.


Şule ile vedalaşıp eve döndüğümde hem üşümüş hem de yorulmuştum. Bu aralar pekçok bloggerin elinde olan, Maviannemin armağanı "Serenad"ı açtım, yaseminli yeşil çayım leylaklı kupamda, çalıntı leylağım yanıbaşımda yayıldım kanepeye. Sevdim ben bugünü, yorulsam da...

17 yorum:

  1. Saat farkıyla birbirimize raslayamadık galiba:)) Ayrıca da çok fena imrendim şimdi okuyunca yaptıklarınızı.... Gelecek sefer hafta sonu mesai saatlerinin dışında bir buluşma ayarlasak:D Sevgiler çok:D

    YanıtlaSil
  2. ooooy ben de sevdim senin bu gününü... Pek güzel olmuş peeek.
    Benim şimdide boğazım nane molla... Bi gıcık yerleşti , rahat vermiyor. Bilmem noldum yine....
    Cemilen pek yakışmış oraya...

    YanıtlaSil
  3. Ohh ne güzel.. Cemileye bayıldım nasılda belli ediyor kendini oyuncakların arasında..

    YanıtlaSil
  4. Allah kabul etsin. Leylağını benim için de kokla:)

    YanıtlaSil
  5. laleler mahvoldu esas, ona üzülüyorum çok. keyfini süremeden geçtiler. erguvanlardan da ses yok sanki. ekmekçim daha iyi bilir.

    ya leylaam ben zülfü'nün yazarlığını hiç ama hiç beğenmiyorum ki yazarlar hakkında da acımasız olmadığım bilinir. müzik geçmişinin hatırına okuyor herkes sanki, yoksa ele alınacak gibi değil kendisi.

    YanıtlaSil
  6. Yüreğinizin güzelliğinizi ve sözcüklerinizi seviyorum.Yüreğinizin tebessümü,sevgisi hiç tükenmesin,sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  7. Ne güzel bir gün olmuş bu. Eminim sen de mutlu dönmüşsündür.
    Allah gönlüne göre versin Leylak' cım. Hep böyle keyifli ol. E mi...

    YanıtlaSil
  8. Sevilmeyecek bir gün değil ki. Birlik beraberlikten mutluluk doğar zaten.

    YanıtlaSil
  9. Güzel gündü evet,bir daha ki buluşmayı iple çekiyor şuşun:) Ha bu arada keyifli keyifli lak lak ederken araya sokuşturdunya Antalya'ya gideceğini,bilesin çok sinir oluyorum buna:/ oraya buraya şuraya her yazsam sıklımazsın değil mi?:) Seviyorum seni:D

    YanıtlaSil
  10. çokkk müthişsin sen herşeye yetişen leylaklı kadın
    seni seviyorum :)))

    YanıtlaSil
  11. ben de sevdim.
    senin gününü..artarak katlanarak sürsün keyfin..

    atalet

    YanıtlaSil
  12. ne güzel bir gün olmuş,hem çocuklar hem de siz mutlu olmuşsunuz.

    ankara'da leylaklar nasıl açar ya henüz bursa'da bilem açmadı.demek bursa daha soğuk.artık çiçek keyfi sürme zamanımız geldi.yaşasıııın. :))

    YanıtlaSil
  13. Leylağım, darısı ergunlarımın başına!...
    :))

    YanıtlaSil
  14. Çok istedim bu etkinliğe katılmayı olmadı bedenen ama bari buralardan yapabilsem birşey en kısa zamanda.

    YanıtlaSil
  15. ne kadar güzel işlere imza atıyorsunuz,
    tebrik ediyorum sizleri ve emeği geçen herkesi.

    sevgilerimle,
    ful.

    YanıtlaSil
  16. Ne güzel bir gün olmuş.
    Gel artık da görüşelim Leylak'cım özledim seni.
    Bakalım Serenad için düşüncen ne olacak?

    YanıtlaSil
  17. Güzel bir gündü benim için de.
    Katılımınız için tekrar teşekkürler.Sevgiler.
    Tülin

    YanıtlaSil