Güya kitap okuyacaktım, herşeye Noel Baba sebep oldu. Daha iki satırı bitirmeden gözüm ona kaydı, gözüm yetmedi düşüncelerim de kaydı. Çocukluğumun başucu kitaplarına ve onlardaki bazı Noel ve yılbaşı bölümlerine ışınlandım. "Küçük Prenses"i hatırladım örneğin, babası Hindistan'da görevli olan, İngiltere'ye, sevimsiz Miss Minchin'in yatılı okuluna gelen ve bir prenses gibi karşılanan, babası ölüp parasız kalınca da hizmetçi konumuna indirgeniveren Sara'nın öyküsünü. Sara fakirleşince eski odasından alınıp tavanarasına gönderilir ve en iyi arkadaşı hizmetçi küçük Becky olur. Noel zamanı Becky Sara'ya bir hediye verir daha doğrusu yapar. Hiç unutmamışım, beyaz bir fanila parçasını dikip içini saçlarıyla doldurur ve siyah başlı iğnelerle "İyi bir Noel" yazar. Hayatı boyunca onca değerli hediye almış Sara o zamanlar olmadığı kadar mutlu olur bu alçakgönüllü hediyeden. Sanırım benim kafama da böyle yerleşti hediyenin değerinden çok içine katılan duyguların önemli olduğu düşüncesi.
Yine okumalara doyamadığım bir başka kitaba "Küçük Kadınlar"a atladı düşüncelerim. Meg, Jo, Beth ve Amy isimli 4 kızkardeşin yaşamöykülerinin anlatıldığı efsane kitap bir Noel tasviriyle başlar. Kızlar heyecanlıdır, rahip olarak savaşa gitmiş babadan mektup gelmiştir, yiyecekler hazırlanmış, ev süslenmiştir. Tam sofraya oturulacağı sırada anne ani bir kararla bu yiyecekleri hasta ve fakir komşulara dağıtmaya karar verir ve sepete doldurup hep birlikte komşu ziyaretine giderler, Noel kutlamasını onlarla yaparlar. Bizim kuşaktan olup da "Küçük Kadınlar"ı defalarca okumayan ve o kitaptan hayatına birşey katmayan yoktur gibime geliyor. Bir de hediye almak için kardeşlerin en entellektüeli olan Jo'nun uzun, güzel saçlarını kestirip perukacıya satmasını unutamam. Birini mutlu etmek için, sevdiğin bir şeyden vazgeçmek, günümüz için biraz demode bir kavram sayılıyor ama ne kadar insani bir düşünce aslında.
Sonra kitapları bir kenara koyup gerçek hayata döndüm, düşündüm de bu yılbaşı kartlarla birbirimize birer tebessüm armağan ettik en azından. Bugün sevgili Hüznün Tadı, Nazpek ve Karga'cığımın kartları ulaştı elime. Tebessümüm giderek genişliyor. Çok teşekkürler...
Yine okumalara doyamadığım bir başka kitaba "Küçük Kadınlar"a atladı düşüncelerim. Meg, Jo, Beth ve Amy isimli 4 kızkardeşin yaşamöykülerinin anlatıldığı efsane kitap bir Noel tasviriyle başlar. Kızlar heyecanlıdır, rahip olarak savaşa gitmiş babadan mektup gelmiştir, yiyecekler hazırlanmış, ev süslenmiştir. Tam sofraya oturulacağı sırada anne ani bir kararla bu yiyecekleri hasta ve fakir komşulara dağıtmaya karar verir ve sepete doldurup hep birlikte komşu ziyaretine giderler, Noel kutlamasını onlarla yaparlar. Bizim kuşaktan olup da "Küçük Kadınlar"ı defalarca okumayan ve o kitaptan hayatına birşey katmayan yoktur gibime geliyor. Bir de hediye almak için kardeşlerin en entellektüeli olan Jo'nun uzun, güzel saçlarını kestirip perukacıya satmasını unutamam. Birini mutlu etmek için, sevdiğin bir şeyden vazgeçmek, günümüz için biraz demode bir kavram sayılıyor ama ne kadar insani bir düşünce aslında.
Sonra kitapları bir kenara koyup gerçek hayata döndüm, düşündüm de bu yılbaşı kartlarla birbirimize birer tebessüm armağan ettik en azından. Bugün sevgili Hüznün Tadı, Nazpek ve Karga'cığımın kartları ulaştı elime. Tebessümüm giderek genişliyor. Çok teşekkürler...
Küçük Prenses favori kitaplarımdandı. sayfa sayfa akılmdadır desem yeri. Erkek çocuk sahibi olunca okutamadım ona, allahtan kız yeğenim var da yıllar önce ona aldığım ilk kitaplardan biri oldu.
YanıtlaSilÖylesine güzel bir yazı ki,iyi ki varsınız.Teşekkürler,sevgiyle kalın...
YanıtlaSilAhh o Küçük Prenses'i kaç defa okudum hatırlamıyorum. Çok acırdım Sara'ya... Ama yanlış hatırlamıyorsam, sonu mutlu bitiyordu en azından :D
YanıtlaSilah ah o tebessüm var ya nelere kadii :) periler olusuyor etrafımda :))
YanıtlaSilCanım Küçük kadınlar okumak istedi birden. Kartlar banada mutluluk veriyor. Senin kartını bekliyorum.Gelmedi. Yoksa yok mu?
YanıtlaSilHüznün Tadı,
YanıtlaSilOlmaz olur mu hiç? Bu PTT'ye söyleyecek laf bulamıyorum. 15 gün oldu yollayalı hala gelmemiş olması şaşırtıcı:(
Umarım kaybolmamıştır, yeniden yollarım inan ki eğer birkaç güne kadar gelmezse.
Küçük Kadınlar'ı okumak için benim de içimde çok büyük bir istek doğdu...
Burcu,
YanıtlaSilSen zaten peri gibisin, başka periye gerek yok ki:))
Selen,
YanıtlaSilEvet iyi bitmişti sonu. İnan şimdi elime geçse büyük bir zevkle tekrar okurum:)
Nehire,
YanıtlaSilSağolasın, iyi ki sen de varsın...
Sis,
YanıtlaSilDemek ki herkesin çocukluğunu süslemiş Küçük Prenses. Bir ara TV de hem çizgi, hem dizi olarak yayınlanmıştı ve ben yine TV başına kilitlenmiştim koskoca kadınken bile:))
Her iki kitabı bende okudum. Tabi ki pek çok şey kattı hayatımıza.
YanıtlaSilOkumak gibisi yok.
Bu arada PTT çok yavaş çalışıyor. Anneme anneler gününde APS olarak attığım kart 20 ün sonra bana geri gelmişti. Bu defa annemin bana gönderdiği kargo 4 gün sonra elime ulaştı. Bizler büyük şehirlerdeyiz. Ya küçük yerlerdeki sorunlar.....
2011 de her şey gönlünüzce olsun...
<:))
Sağlıkla, enerjinin hiç bitmemesi dileklerimle Leylakım :)
YanıtlaSilAh Küçük Prenses.. Hepimizin anılarında yer etmiş demek ki. Kitabını okuyup sinema ve çizgi filmlerini de izlemiştim. Ne hoştu..
YanıtlaSilKüçük Kadınlar da öyle. Romandaki kişilikleri gerçekmiş gibi algılamıştım.
Yeni yılda ve sonrasında harika günler diliyorum. Sağlıkla nice mutlu yıllara!
Fare Mel Çisedek vardı bir de küçük Prenses' in tavan arasındaki odada.. Küçük kadınlar. Lord Fauntleroy. Yalnız onlar mı. Sevdiğimiz bütün Holywood filmlerinin güzel ya da buruk sonları hep noelle bağlanırdı. Gözyaşlarıyla kalkardık sinemadaki koltuklarımızdan veya evdeki kanepelerimizden.
YanıtlaSilYüzlerimizdeki tebessüm için bir kez daha teşekkürler Leylak' cım...
Küçük kadınlarla ilgili hediye anekdotu çok hoşuma gitti onunla ilgili o'Henry'nin seçme hikayeler kitabında buna benzer iki sevgilinin birbirlerine aldığı noel hediyesi vardır ,eminim biliyorsunuz...Bu güzellikleri bize hatırlattığınız için teşekkürler...
YanıtlaSilBaykuş Gözüyle,
YanıtlaSilEvet O'Henry'nin öyküsünü bilirim ve çok severim, saç-tarak, saat-saat zinciri. Ne hoş bir öyküdür.
Sevgiler ve mutlu yıllar...
Asucum,
YanıtlaSilMelcizedek'i unutmak mümkün mü? Bir de zenci mi vardı yardıma gelen, eh ben de unutuyorum işte:)
O tebessümlerde hepinizin payı var. Sağolun, sevgiler gelsin sana bir sürü:))
Begonvilli Ev,
YanıtlaSilAynu kuşağın insanları olmak böyle bir şey işte, anılar hep ortak.
Benden de aynı dilekler size...
Fundacım,
YanıtlaSilSağol, yılbaşı sonrası en kısa zamanda buluşmak dileğiyle, Sardunya artık özgür biliyorsun:))
Mayri,
YanıtlaSilGerçekten posta hizmetleri kaplumbağa hızında. Dilerim kartlar sağ salim yerni bulur.
Benden de en güzel yeni yıl dilekleri gelsin...
leylağım sitemde hediyen seni bekliyor:)
YanıtlaSilhttp://miyozu.blogspot.com
Zenci değil Hintli idi :))
YanıtlaSilAaa evet Sis, ismi de Ram Dass mıydı?
YanıtlaSilZuzucum, minik kuşum,
YanıtlaSilAldım hediyemi sağolasın, dediğini yapıcam. Öpüldün, yeni yılın kutlu olsun...
Bir arkadaşım Louisa May Alcott'un biyografisini okudu. Anlata anlata bitiremiyor.
YanıtlaSilBen de Küçük Kadınlar serisini defalarca okumuştum. Belki de yeniden okumanın zamanı...
Sevgili Leylak Dalı,
YanıtlaSilBende çocukluğunda Küçük Prensesi ve Küçük Kadınları birçok defa okumuştum ve çok keyif almıştım. Ama benim aldığım keyfi kızım almadı ve ona önerdiğim bu iki kitabı başladı ama bitiremedi.
Yeni yıl ağacınızı çok beğendim ve yeni yılda ağaçtaki tüm dileklerinizin gerçekleşmesini dilerim. Ayşegül Uyanık
teşekkür ederim ablacığım :)
YanıtlaSil