Gece 3'de (yanlış anlamayın sefahatten değil domestiklikten) yatıp sabah 7'de şiddetli baş ağrısıyla uyanınca kendi kendime eski bir türkü terennüm ettim efenim: "Ah küçük hanımım içmemeliydin, rakıyı da şaraba katmamalıydın". Z kuşağı bilmez bu türküyü, hatta X, V, Y kuşağı da bilmez. Ben bildiğimde de çocuktum zaten. Dinleyecek başka istasyon vardı da biz mi dinlemedik. Anneannemin Perfecta marka, babamın "Mısır makinesi" adını taktığı koca düğmeli, akordeon gövdeli, devasa radyosunda "Yurttan Sesler" korosunda çığırırlardı, bir de "Çömüdümüdümüdümü çömüdüm yar" vardı, devamı "Derdinden çürüdüm yar" diye gelirdi ama türküyü birkaç kez dinleyince derde gerek kalmazdı çürümek için. Bu garip türküler duyulmaz oldu olmasına ama benim hafızadaki kayıtlar kolay silinmiyor. İçki içmek gerekirse rakıyı tercihedengillerdenim. Lakin rakı da öyle durup dururken içilmiyor, şöyle güzel yemeklerle donanmış bir sofra ve muhabbete eşlik edecek dostlar lazım. Şarap değil ki bu kadehini parmaklarının arasında zarif bir kıvrımla tutup entelektüel sohbetler eşliğinde yuvarlayasın. Neyse işte yılbaşı nedeniyle dost olmasa da aile sofrası vardı, çoluk çombalak. Sofranın mimarı bendim elbette, sabahın köründen yemek vaktine kadar karınca gibi çalıştım evlatlarımı ve de gardaşımı doyurayım diye 😀Eh her daim böyle olmuyor, özel günlerin hakkını vermek lazım, verdik de. Lakin iki tek rakının üstüne 2 kadeh de şarap götürünce sabaha türkülü baş ağrısıyla uyanmak eşyanın tabiatına uygun. Baktım ortalık hâlâ karanlık, uyku da gitti, baş ağrısı bıçak misali oymakta, aç karnına ilaç da içilmez, anamı andım "Acı acıya, soğuk su sancıya" derdi. Ben de elime tableti alıp Candy Crush Saga'yı açtım, biraz şeker patlattım ki başım daha çok ağrısın. Sonra ortalık ağardı, gittim çay koydum, kahvaltı yapıp bir de ilaç yuvarlayınca güne devam edebilecek hale geldim.
Dün eski yılbaşlarını ana ana kendimizi eğlemeye çalıştık, daha ziyade Umut eğledi bizi. Çocuk bu yıl kıvama geldi yılbaşı falan anlamak için, "Yeni yıl, yeni yıl" diye sevine sevine dolaştı, babaannesine çekmiş 😀TV'de dişe dokunur bir şey yoktu, biz Zeki Müren'lerin konuklarla dansettiği, Nesrin Topkapı'nın bastonuyla raksettiği, Ohran Gencabey'in arabesk çığırdığı zamanların çocuğuyuz, "Tek zülfünü göreydim, bahtım siyah olaydı" demiş ya şair, tek eski programlar gibisi olaydı da siyah-beyaz izleyeydik. Kısacası tadı yoktu, Yenimahalleli hemşehrim Bej Rengi ve Macun Bey'in programına katılan detone ünlüleri izledik biraz, sonra bari tombala oynayalım dedik. İnanır mısınız, "Nerede o eski tombalalar?" diyesim geldi. Sayılar uyduruk plastik, ah ah o ahşap sayılar ne güzeldi. Bu arada bugün Twitter'de okudum, adamın biri tombala sayısını yutmuş, yılbaşı gecesi ameliyata alıp akciğerinden çıkarmışlar. 7 numaraymış 😀 Kartlar dersen hamur gibi, bükülüp durur. Hem kokulu mandalina da yoktu ki kabuklarını koparıp karttaki sayıların üstüne kapatasın. Sayıları çeken kişi olarak 1. Çinko, 2. Çinko ve Tombala'yı da ben yapınca hane halkına ayıp olmasın diye oyunu bitirdim.
Konuklarımı yolcu edince tabağı-çanağı toparlayıp bulaşık makinesine tıktım, masayı eski haline getirdim, evi düzenledim ve yatağa adeta yığıldım. Yani işin mi var arkadaş 7'de hortlayacak, uyu öğlene kadar değil mi, 4 saatte ne işin var da uyanırsın.
Neyse dostlar bizim yılbaşı sergüzeşti böyle sonlandı. Bugün evin içinde o koltuktan bu kanepeye, o odadan bu odaya dolandım durdum. Tembel ve uyuşuk bir ilk gün oldu, "Viyana Filarmoni'nin Geleneksel Yeni Yıl Konseri" de yayınlanmayınca Avusturya olmadı İngiltere verelim dedim ve "The Crown" final sezonunun son iki bölümünü izleyip bitirdim. Ardından da yeni yılın ilk kitabı olarak Kraliçem Isabel Allende'nin son romanı "Violeta"ya başladım. Ah gençlikte böyle miydi, arkadaşlarla yeni yıla girer, gece yarılarına kadar oturur, ertesi gün de sahilde ya da orman içinde pikniklere giderdik.
Yılın ilk yazısını bitirirken hepinize sağlıklı, acılardan azade, huzurlu bir sene diliyorum...
Noel Emmi bu yıl çorap getirmiş, malum ekonomik kriz var 😂
Bu yıl bizim de yeni çoraplarımız oldu. "Ayağını yorganına göre uzat" derdi eskiler.
YanıtlaSilEski yılbaşılar büyük ailelerin bir araya gelmesi için de ne güzel bir fırsat olurdu. Bütçeler küçüldükçe sofralar da küçüldü.
Eski yılın son günü , bir televizyon kanalımızın akşam 19.00'da başlayıp sabah a kadar süren, kaybettiğimiz sanatçıları anarak, günümüz sanatçılarına müziğin çeşitli alanlarında yer vererek emekle hazırlanmış çok güzel, dopdolu bir programı vardı. Biz sabaha kadar izleyemedik ama eski programları aratmayan bir programdı.
Umarız 2024, 2023 'den daha verimli , daha sağlıklı bir yıl olur.
Sevgiyle.
Çok TV'ye baktığımız söylenemez, bizim TV Umut'tu bu yıl :) Her şeye rağmen çoluk çocuk bir masanın başında kutlama yapmak güzeldi. Dilerim bu yıl bizi üzmez. Sevgiler...
SilHah haa! Bu sene tombalada şans bizden yanaymış, bakalım devamında kimden yana olcek? :))
YanıtlaSilKumarda kazanınca ne oluyordu Ekmekçim :)))) Devamı sağlıkla gelsin :)))
Silhahaha, çoraplara bayıldım, umutcuğun birinizin bacakları arasında olması ayrıca hoşuma gitti :)
YanıtlaSilyeni yıl sağlık, mutluluk ve barış getirsin. dileğim budur :)
Umutcuk benim dizlerin arasında zaptedilmekte idi, çocuk ilk kez farkına vardığı bir yılbaşı geçirince sevindirik oldu :) Dileklerine katılıyorum Şulecim, umarım gerçek olur...
SilAilecek neşeniz, keyfiniz bol olsun:)
YanıtlaSilAmin, hepimizin...
SilMutlu ve sağlıklı bir yıl dilerim...
YanıtlaSilÇok teşekkürler, ben de aynı dileklerle kutluyorum...
Sil