Geçen haftanın üç önemli etkinliği vardı, birini geçen postta okudunuz, günübirlik Sivas gezisi, ikincisi sıcak bir Ankara gününde anıt ıhlamur ağacının altında serinlediğimiz Tante Rosa Coffee Garden ve sonuncusu da benim anneliğimin yıldönümünü, oğlumun yeni yaşını kutlamamız. Oğluma nice yaşlar dileyerek Tante Rosa Coffee Garden'den bahsetmek istiyorum biraz.
Aslında mekanla ilk tanışmam pandeminin ilk yılında oldu. Kız kardeşle buluşmuş, bir arkadaşın bahçesinde biraz sosyalleşmiş, sonra evlere dağılmıştık ki yol üstünde çok şirin bir apartman gördüm. Üç katlı, yeşile boyalı, sevimli balkonları olan ve altında cafe olduğunu tahmin ettiğim, bahçesine masalarla sandalyeler yerleştirilmiş bir mekan. Biraz yanaşınca duvarda "Sevgi Soysal Yürümek romanını bu evde yazdı" ibaresini gördüm. İç geçirdim, keşke pandemi olmasaydı da, kız kardeşle gelip şurada kahve içseydik diye düşündüm. Sevgi Soysal'ı nasıl severim anlatamam. Evde defalarca okunmaktan cılkı çıkmış vaziyette kitaplıkta duran, ilk baskı "Yenişehir'de Bir Öğle Vakti" romanı ile olmuştu tanışmam ve sonrasında kalbimi kaptırmıştım bu şahane kadına. "Yürümek" Marmaris tatilinde, "Tante Rosa" gölgeli ve serin odamda, "Şafak", "Tutkulu Perçem", "Barış Adlı Çocuk", "Bakmak" muhtelif yerlerde ve "Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu" ikinci kez olarak yeni doğan oğlumu ayağımda sallarken okunmuştu. "Mimşirik" isimli bir koğuş kedisi vardı o kitapta ve bir süre bebeğe "Mimşirik" diye seslenmiştim. Bu kitapların büyük çoğunluğu halen çok okunmaktan hırpalanmış vaziyette, ince uzun Bilgi Yayınevi baskılarıyla kitaplığımda, olmayanlar da muhtemelen bir isteyene gitmiş ve dönmemiştir. Genç yaşta kaybettiğimiz Sevgi Soysal yaşasaydı kimbilir ne güzel kitaplara imza atacaktı ama hayat işte, her dönemde okunabilen eski kitaplarıyla avunuyoruz.
Pandeminin ikinci yılında ameliyat sonrası fizik tedaviye gidip gelirken (ameliyat olduğum hastanenin çok yakınında mekan) erken gittiğimiz bir gün Kocam Bey'le bahçede oturup bir kahve içmiştik sonunda, Pantheon Kültür Merkezi idi o zaman ismi. O kısa süreli kahve molasından sonra bir daha kısmet olmadı gitmek. Geçen yıl birkaç arkadaş niyet ettiğimizde de tadilat olduğunu gördük. El değiştirmiş ve Sevgi Soysal'a yaraşır biçimde "Tante Rosa" adını almış. Cumartesi günü kız kardeşle birlikte şenlendirdik mekanı. O güzel sardunyalı balkonda, anıt ıhlamur ağacının gölgesinde oturup kahvelerimizi yudumlarken Sevgi Soysal'ı andık.
Ihlamurun çiçekleri ve yaprakları pıt pıt yerlere ve şemsiyenin üstüne düşerken boş bulunup "Yağmur mu yağıyor?" şaşkınlığına kapıldık ara ara.
Tante Rosa'nın iç bölümü de çok güzel. Yalnızca bir şeyler yiyip içmeye değil, sakin sakin kitap okumaya, ders çalışmaya ya da odalardan birinde arkadaş toplantısı yapmaya da müsait.
Biz o sıcak Cumartesi gününü buzlu kahvemizi yudumlayarak, ıhlamur çiçeklerinin sesini dinleyerek ve Sevgi Soysal'dan konuşarak çok güzel geçirdik. Belki siz de "Yürümek" romanını bu evde yazdığı rivayet edilen yazarı anarak hoş bir gün geçirmeyi denersiniz. Mekan Kavaklıdere'de, şimdi adı Abay Kunanbay olmuş Bilir Sokak'ta...
Sıcağın ve uzun yürüyüşün yorduğu bünyeyi bir miktar uykuyla dinlendirip ertesi günkü kutlama için yemek yapmak üzere mutfağa daldım. O kısmı geçelim. Yemek yaparken tefekküre dalınca fikrim geldi 😀 Bundan böyle haftanın bir gününü anılara ayırmaya karar verdim, bakalım nasıl bulacaksınız. Şimdilik yeni haftanız güzel geçsin dileklerimle kaçıyorum...
Fikrinizi pek beğendim Leylak Hanımcığım, bekliyorum heyecanla. <3
YanıtlaSilBu arada belirteyim, bu yazının ana fikrine biliyorum aslında. Fakat isntoşta görüp iki kelam etmekle burada okumak ne kadar farklı oluyor, bir kez daha söylemeliyim. Her daim dediğimiz gibi, yaşasın bloglar. :)
Fikrimi çarşamba günleri uygulamaya sokmak niyetindeyim, beğenmeye bugün başlayabilirsiniz efenim :) Sevgi Soysal'ı çok severim, onun anısını yaşatan cafe de çok güzeldi, özel olarak bahsetmek istedim bu nedenle ve evet yaşasın bloglar...
Silçok seveceğimden eminim bu yeni gelen fikrin uygulamaya dökülmüş halini :)
YanıtlaSiltante rosa cafe hep aklımda. eylül-ekim'de ilk gelişimde gideyim mutlaka, hatta siz dönmüş olmazsanız orada buluşuruz, ne şahane olur :)
Umarım seversin Şulecim, bugün başladım uygulamaya :) Eylül'de buradayım hâlâ, buluşmayı orada yapalım o zaman :)
Sil