Onca yağmur sonrası fırın yandı, yanmakla kalmayıp kapağını da açıp tüm ısıyı üzerimize saldı. İşin tuhaf yanı ise hâlâ yoğun bir nemlilik hissetmemizdi. Antalya dedi ki: "Ankara bizi kıskanıyor" 😀 Yağmurdan ve bir türlü yazın gelemeyişinden sürekli şikayet ettiğim için sıcak ve nem karşısında kapattım ağzımı, sonuçta bunu ben istedim. Yine de nem biraz azalsa fena olmaz, protez ameliyatı sonrası barometre ve hidrometre özelliği de kazanan dizlerim isyanlarda zira...
Haziran ayı nasıl geçti derseniz kullanacağım tek kelime "yoğun". Önce yerleşme telaşı, ardından su borularında yapılan tadilat, tadilatın bıraktığı enkazı temizleme, bütün bunların üstüne haliyle hastalanma, sonra bayram temizliği, üstüne bayram telaşı derken yeni yeni ayaklarımı uzatıp dinlenebildim. Gariptir ki bunca yoğunluğun arasında epeydir hiç okumadığım kadar kitap okuyup, kız kardeşle buluşarak eski Ankara semtlerinin sokaklarını, parklarını, cafelerini teftiş etme fırsatını da bulmuşuz. İspatı aşağıdaki fincanlarda 😀☕
Ve çok sevindiğim birkaç buluşma da yapmışım, Instagram ve blogda tanıyıp uzun zamandır görüşmeyi planladığımız iki arkadaşla sonunda şeytanın bacağını kırmış ve Ankara'da buluşup uzun uzun sohbet etmişiz. Henüz Ankara arkadaş grubumla görüşemesem de başka birkaç hoş buluşma da eklenmiş Haziran anıları arasına.
Kitap okuma hızım artmış ama film ve dizi konusunda nal toplamaktayım geldim geleli. Ana akım medyada-ki onları da ertesi gün netten izliyorum" takip ettiğim "Yargı", "Kızılcık Şerbeti" ve "Güzel Günler" sezon finali yapalı beri dizilerle bağlantımı kopardım. Üye olduğum platformlardakileri kontrole de henüz fırsatım olmadı. Toplamda dört film izleyebildim. Biri Lea Seydoux'un başrolünü oynadığı "Güzel Bir Sabah", adı kadar güzel ve bir o kadar da iç acıtıcıydı, diğeri izlemesem de bir şey kaybetmezmişim, zaman kaybı dediğim "Merve Kült", üçüncüsü Genco Erkal'ın "Genco" belgeseli ki aktöre olan sevgim katlandı. Ve son olarak Ömer Kavur'un unutulmaz filmi "Kırık Bir Aşk Hikayesi"ni restore edilmiş haliyle MUBİ'de bir kez daha izledim. Hümeyra'nın, Kamran Usluer'in, Halil Ergün'ün, Mehmet Esen'in ve Güler Ökten'in gençliği, Neriman Köksal'ın heybeti, kaybettiğimiz sanatçılara duyduğum özlem hüzünlendirdi beni. Zaman nasıl da geçiyor. 1981'miş çekim yılı, en az üç kez izlemişimdir, her seferinde ilk kez izliyormuş gibi zevk alıyorum. Ömer Kavur'u son filmi "Karşılaşma"nın galasında, Altın Portakal Film Festivali'nde görmüştüm. Tam sohbet sırasında filmin ödül aldığı haberi gelmişdi, çok mutlu olmuştu. Kanser tedavisi görüyordu o sıralar, hatta bu film de bir kemoterapi sahnesiyle açılıyordu. Keşke daha uzun yıllar böyle güzel filmlere imza atabilseydi, huzurla uyusun...
Ömer Kavur deyince dün kaybettiğimiz Özkan Uğur'u da anmadan geçemeyeceğim. MFÖ benim çok fanı olduğum bir grup değildi, Yeni Türkü ve Grup Gündoğarken'ciydim ben. Ama MFÖ'nün Türk Pop Müzik tarihindeki yeri inkar edilemez. Mazhar'ı göz ardı edersem Özkan ve Fuat'ı, özellikle Özkan'ı severdim. Müzik hayatının yanı sıra beyazperdedeki başarısı, özellikle "İkinci Bahar"daki zabıta rolü unutulmazdı. Huzurla uyusun. Sanki pırıl pırıl renkli ışıklarla aydınlatılmış bir mekanın ışıkları birer birer sönüyor onları kaybettikçe biz giderek karanlığa gömülüyoruz.
Yağmurlu pazar gününden sevgiler gelsin size...
kahve fincanları süper, çok beğendim :) kızkardeşle kavuşmuş olmanız da ne güzel oldu :) ben bu gelişimde ateş almaya geldiğim için görüşemedik ama görüşeceğiz elbet :)
YanıtlaSilÖzkan Uğur'a çok üzüldüm ben, sormayın öğretmenim. Benim tutkuyla hayranı olduğum grubun en sevdiğim üyesiydi. Nurlarda yatsın...
Hem güzel bir sabah hem de Merve Kült ile ilgili fikirlerimiz aynı :) Kırık bir aşk hikayesi de listemde, izleyeceğim mutlaka
İçtiğim kahveleri fotoğraflamak gibi garip bir huyum var, hele seyahatteysem içtiğim suyu bile çekerim :)) Sonra da böyle kolajlar güzel oluyor demek ki :) Kızkardeşle kavuşmak gerçekten güzel oldu, senin gelmeni de dört gözle bekliyorum. Kırık Bir Aşk Hikayesi çok canlı olmuş, izle derim...
SilBenim dünyaya gelişime bir Neriman Köksal akrabası yardımcı olmuştur. Rahmetli Neslihan ablamıda yazınızda anmış bulundum. Aile olarak hepsi heybetli bir görünüme sahipler. Bol gezmeleriniz, okumalarınız, izlemeleriniz olsun.
YanıtlaSilÇok teşekkürler, dileklerinizi hepimiz için olsun...
SilKahve fincanları noktasında Şule ile aynı fikirdeyim. Muhteşem bir kare, hatta şahane bir enstalasyon:)
YanıtlaSilFincanların böyle beğenilmesine sevindim, benim derdim ne çok cafe dolaşıp ne çok kahve içtiğimizi göstermekti :)) İşin esası epey bir servet harcamışız :)))))
SilAyyy resmen kahve fotosunu kıskandım bende yapacağım böyle kolaj. :D
YanıtlaSilBekliyorum o zaman sizin kolajı :))
Sil