Bir bayramı daha sağlıkla eda edip yolculadık şükür. Esasen benim için sakıncası yok, daha erken de gidebilirdi, deliye her gün bayram hesabı, mecburi kutlamalardan sıkılan ama kutlama olmayan bir günü keyfim için kutlamaya çevirebilen bir kişiyim. En azından bu bayram iki insan yüzü gördük, çoluk çocuk, kardeş yiğen biraraya geldik ki bu da bayram sıkıcılığını unutturdu. Babam her özel günde kelimesini bile değiştirmeden aynı sözleri ederdi biraraya geldiğimizde ya da aradığımızda. Bol dualı, temennili, sağlık, huzur ve tekrar dileyen bir söylemdi bu, geçen Kurban bayramında da ilk gün aynı dilekleri sıralayıp üçüncü gün ölmeye yatmıştı tabir caizse. Yirmi gün sonra bir yıl olacak onu başka aleme yollayalı, zaman çok acaip, nasıl geçiyor anlamıyor insan.
Bayram süresince 4 kitap bitirdim, evet ikisi inceydi o yüzden, yoksa 4 günde 4 kitap bitirmek biraz sıkıntılı. İkisini sevdim, birini az sevdim, biri çok sıkıcıydı. Önce kız kardeş ve ailesiyle, sonra çocuklarla bayram yemeği yedik. Son gün kız kardeşte topluca aynı olayı tekrarladık. Umut'a harçlık verdik, önce tişörtünün göğüs cebini yoklamasına, olmadığını fark edince şortunun yan cebine yerleştirip üstüne pat pat vurmasına gülerek çocuğu parayla tanıştırdık 😀 Sağdan soldan gelen, hele de tam korunaklılardan gelen Covid haberlerine şaşıp üzüldük. Tanımlanan 4. aşıyı sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak tereddüdüne düştük, hala kararsızız. Tam biraz nefes alıyor gibiyken tekrar tırnaklarını gösteren pandeminin yedi sülalesine iltifatlarla bulunduk. Her zamankinden daha az telefon kutlamaları yaptık, daha doğrusu yaptım. Hiç TV izlemedim, bilgisayarı bile çok kısa bir an için açtım, ki bu benim için bir rekordur. Ağzıma bir lokma kurban eti girmedi, meleme sesi de duymadım. Onun yerine evin karşısındaki binada hapis yavru köpeğin sabahlara kadar süren ağlamalarını dinleyip üzüldüm. Üç-beş şeker çikolata yedim kahvemin yanında ama bol bol şeker patlattım tablette 😀 Yolu Ankara'ya düşen, bizim caddeye de düşüren blogger arkadaşım İlknur'la 15-20 dakikalık bir bayram buluşması yaşadım ki bu da bayramın hoş sürprizi oldu.
Kısacası yılın ikinci bayramı da böyle geçti, yazıyı eve neredeyse ölü olarak gelen, Kocam Bey'in yılmayan çabalarıyla hayata dönen sardunyanın açmak için bayramın son gününü bekleyen çiçeği ile bitireyim. Nicelerine, sağlıkla diyelim...
Önclikle geçmiş bayramınız kutlu olsun, yazınızda dördüncü aşı konusunu görünce demek açılmış randevular dedim, evetmiş, sayenizde randevumu almış oldum teşekkürler.:) Bence tereddüte gerek yok çünkü artık vakalar çok yakınımızda... kardeşim karantinadan bugün çıktı, muhtemelen aşılar sayesinde grip gibi bile hissetmedi, sadece vitamin aldı, o nedenle olunmalı diye düşündüm:)
YanıtlaSilÇevremde kurban görüntüleri görmediğim için güzel bir bayram geçirdiğimi söyleyebilirim. Sardunya konusunda tebrikler:)
YanıtlaSilgeçmiş bayramınız kutlu olsun..
YanıtlaSil"... deliye her gün bayram hesabı, mecburi kutlamalardan sıkılan ama kutlama olmayan bir günü keyfim için kutlamaya çevirebilen bir kişiyim." Ben de tam böyleyim.
YanıtlaSilBüyüdüğümden (?) beri bayramları sevmez oldum nedense. Normal bir günde sevdiklerimizi aramak, görmek çok güzel ama sırf bayram diye yapmak zorunda hissedilmesi rahatsız edici.
Covid vakaları bitmiş gibi davranılıyor ama sürekli birilerinden covid haberi geliyor. Aşıyı yenilemekte fayda var bence.
öleyazmış bir sardunya çiçeklenmiş, bundan büyük bayram mı olur? şahane :)
YanıtlaSilya bu covid bayılttı hepimizi öğretmenim! bitsin artık dedikçe akın akın geliyor bir de!
Geçmiş bayramınız kutlu olsun...
YanıtlaSil