.

.
.

8 Temmuz 2015 Çarşamba

KELEBEKLİ KONYA

 (Önce uyarayım, bu post çok miktarda fotoğraf içerir)

Yüksek hızlı tren faaliyete geçeli epey oldu ama bendeniz hala o şerefe nail olamamıştım. Kendimi bu yüzden çok kınasam da kısmet bugüne imiş, nihayet Konya'ya mütevecihen bir YHT seyahati gerçekleştirebildik günübirlik. Birkaç yıl önce Ağustos'un bunaltıcı sıcağında, bomboz ovalara bakıp sıkıla bunala, otomobille 3 saati aşkın sürede ulaşıp neredeyse bir daha gitmeye tövbe etmiştim Konya'ya. Bu sefer misafir olan babamı gezdirmek ve YHT'yi denemek için çıktık yola ve trenden gayet memnun kaldım. Son derece süratli, temiz, serin ve dakikti. 1 saat 40 dakika içinde Ankara'dan Konya'ya ulaştık tarifede belirtildiği gibi. Niyetimiz tanıtım afişini gördüğümden beri aklımda olan yeni açılmış "Kelebekler Vadisi ve Müzesi"ni gezmekti. Gardan çıkar çıkmaz nasıl gidebileceğimizi sorduk. Ve sonunda anladık ki Konyalılarda mesafe mefhumu biraz problemli. İlk sorduğumuz kişi otobüsle şehir merkezine gitmemizi, oradan başka bir otobüse binmemizi önerdi. Bu amaçla beklediğimiz durakta bir türlü  otobüs gelmedi. Sorduğumuz bir diğer kişi ise, şu aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz Atatürk Heykeli'ne kadar yürümemizi ve oradan "Binevler" dolmuşuna binmemizi önerdi. Otobüs gelmeyip zamanımız da kısıtlı olunca, bari öyle yapalım dedik.


Efendim, Atatürk Heykeli'ne yaklaşınca resmi bir dairenin önünde gördüğümüz zabıta memurlarına "zahir bilir bunlar" diyerek bir kez daha yol sorduk. Bu defa bineceğimiz dolmuşun adı değişti, eh onlardan iyi bilecek değiliz ya, "peki" dedik. Gelen dolmuşa sorduk "gider mi?" diye, "yakınından geçer, yürüyüverirsiniz" dedi şoför, inandık, bindik.  Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, 6 ay bir güz gittik, yok hala varamadık. Koca şehri boydan boya geçtik, uğraşsak göremeyeceğimiz semtleri gördük. Tam artık herhalde "Ankara'ya geri dönüyoruz" diye düşünmüştük ki, şoför "Kelebek Vadisi'nde inecekler, buradan yürürsünüz" diyerek bizi bilmediğimiz bir mekanda indirdi a dostlar. "Ah gurbetlik, vah gurbetlik". Sağa baktık, sola baktık, ufukta değil müze, kelebek bile yoktu. Yine çevirdik yoldan geçen bir bileni, sorduk. "Ohoo" dedi, "buradan çok uzak yürünmez". "Eee netcez?", "Falanca dolmuşa binin, o yakında indirir, birazcık yürürsünüz". Neyse geldi dolmuş, bindik. Yine az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, bu sefer 3 ay bir yaz gittik, dolmuşçu durdu "inin, buradan yürürsünüz". dedi. İndik mecburen. Yine ufukta ne müze, ne kelebek var. Gözüme kestirdiğim bir genci çevirdim, "Ne taraftan yürüyelim" diye sordum. Bön bön baktı, "buradan yürüyemezsiniz, çok uzak" dedi. O da otobüs tavsiye etti. Yolun karşısına geçtik, durağa gelmeden merhametli bir şoförün himmetiyle önümüzde duran otobüse attık kendimizi. Bir kez daha az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik veee sonunda:


Şu gördüğünüz uzay üssü benzeri mekana vardık. Zaten bu kadar sürede ancak uzaya gidilebilirdi. Uzay üssü yüzlerce ilkokul bebesi ile doluydu. Aralarından yüzerek geçtik ve kendimizi içeriye atıp "şükür sonunda kavuştuk" diyerek zemini öptük. Bu işin bir de dönüşü vardı ama onu düşünmeyi uzay üssü gezisinin sonuna bırakıp kendimizi tropikal ortama bıraktık. Ağaçlar, çiçekler, sular arasından uçan kelebekleri dikizleyerek dolaşmaya başladık.


Bu gördüğünüz girişteki kelebek üretim kafesleri. Burada tırtıl halinden kelebeğe dönüşenler ortama salınıyor.  


Buradaki tırtıllıktan kurtulup yeni kelebeğe dönüşmüş bir tanesi. Kanatları henüz ıslak olduğu için uçamadığını söyledi görevli. Kuruduktan sonra ortamda çiçekten çiceğe dolaşmaya başlayacakmış. Çekmeyi başarabildiklerimden bazıları da aşağıda:



 




Hayli rutubetli, tropik ortamda galerileri dolaşıp kelebekleri, çiçekleri gözledik. Kelebeklere bekçilik eden papağanları gördük:


Canlı ortamdan sonra kelebek çeşitleri, üreme türleri, beslenme biçimleri hakkında bilgi verilen kurutulmuş kelebekler bölümüne geçtik. 





Ayrıca karıncalar ve böcekler için de ayrılmış bölümler vardı. Vaktimiz kısıtlı olduğu ve öğrencilerin istilası nedeniyle hızlı bir tur atıp ayrılmak zorunda kaldık. Onca yolu geldiğimize ve yorulduğumuza değen bir ziyaret oldu doğrusu.


Bu gördüğünüz Müzenin tuvaleti, aşağıdaki ise çıkış holünün tavanı:


Dönüşümüz çok rahat oldu, görevli bize hemen müzenin karşısındaki duraktan binip şehre gideceğimiz otobüsün numarasına verdi ve tek araçla dere-tepe düz gitmeden merkeze ulaştık.
  
Sırada  kalan vaktimize sığacak mini bir şehir turu ve Mevlana Müzesi ziyareti vardı


Karatay Medresesinin kapısı


Alaattin Tepesi'ndeki Kılıçaslan Köşkü'nde restorasyon faaliyeti devam etmekte.


Mevlana Müzesi


Mevlana'nın sandukası


Tavan ve kapı detayları

Mevlana Müzesi'ni de bilmemkaçıncı defa gördükten sonra tren saatine yetişmek için bir taksiye atladık. Konuşkan taksicimiz bizi gara ulaştırdı. Aynı şekilde hızlı ve rahat bir yolculukla Ankara'ya ulaştık. Jet hızıyla yapılmış ama gayet verimli bir yolculuğu böylece sona erdirmiş olduk. Darısı yenilerine...

15 yorum:

  1. Ömrümün 6 yılını verdim Konyaya. Deseler ki ayak basana cuvallar dolusu altın verilecekmis donup bakmam.o insanlarına laf anlatmak ölüm ya. Eşimi tenzih ediyorum ama bu benden cok onun düşüncesi zaten gerçekten hepsi etli ekmek kafalı. Zannetmiyorum ki Üniversiteliler haricinde Konyalılar gidip de görmüş olsun kelebekleri.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir genelleme yapamam tabii ama yol sorduğumuz herkesin bizi yanıltması şaşırtıcıydı :)

      Sil
  2. epey faydalı bir yazı olmuş :) Antalya'ya da YHT yapılırsa biz de biner gideriz artıkın görmeye.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Antalya'ya YHT biraz zor görünüyor ama Konya'ya gitmek zor değil, bence görün :)

      Sil
  3. Çok güzel fotoğraflar elinize sağlık. Benimde yapılacaklar listemde Kelebek Müzesini görmek var bakalım inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, sanırım zamanla daha gelişecek, görülmeye değer olacak...

      Sil
  4. Okumaya başlayınca farklı bir yorum belirmişti kafamda ama hevesim kaçtı... Bir 'Konyalı' olarak her kesimden bolca ziyaretçisi olduğunu gördüm.
    Müze o kadar ters bir yerde ki ben bile toplu taşımayla nasıl gideceğimi kestiremem :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müzenin yeri gerçekten çok ters ama o kadar büyük bir kompleks de şehir içine yapılamazdı. Şehre yabancı olup yanlış yönlendirilince bizim için biraz yorucu oldu doğal olarak :)

      Sil
  5. Hic haberim yoktu bu muzeden, o taraflara yolum duserse ziyaret etmek isterim. O kadar cok yer var ki dunyada gezilip gorulecek, ne kadarini gorebilecegimiz ise mechul.

    Bu arada ''... ufukta değil müze, kelebek bile yoktu.'' lafina cok guldum Nurşen ablacim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı yerde çok çok güldüm ben de.. Nurşen Ablanın anlatımı geldi gözümün önüne de :)
      Mekanı ben de merak ettim.
      Bir de Yasemen "O kadar cok yer var ki dunyada gezilip gorulecek, ne kadarini gorebilecegimiz ise mechul.
      " yazmışsın ya... Yok canım hiç sinir olmadım sana :P

      Sil
    2. Yasemen, 2 Balık'la aynı şeyi düşünmüşüz, seninle kıyaslanırsa bizim halimiz harap, pek fazla bir şey görmüş sayılmayız. 2 Balık daha genç vakti çok ama benim halim harap :) Canım benim içine sinsin gezdiğin her yer dahası kısmet olsun ikinize de, ikinizi de öpüyorum...

      Sil
    3. Ben hizina yetisemiyorum, hayranlikla izliyorum seni Nurşen ablacim sen ''benim halim harap'' diyorsun, ben de bir kere daha masallah diyorum :))

      Esraaa ben de tam tatildeydim, yorumuna cevap yazamadim canim gezmekten :P :P

      Opuyorum sizleri kocaman :))

      Sil
  6. Kelebek vadisi ve müzesi gezmek estetik bir tatmin verdi mutlaka, diğer yandan oraya ulaşmak oldukça eğenceli olmuşa benziyor. Baksana, bir taşla kaç kuş? Pardon kelebek? ;)
    Gezileriniz sürsün dilerim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet her şeye rağmen eğlenceli oldu Ekmekçim, şehri bir uçtan bir uca görmüş olduk, gittiğimize de pişman olmadık Allahtan.
      GezileriMiz sürsün bence de :)

      Sil
  7. Yazının girişini okurken yoruldum inanın:) Bizim memlekette niye kimse yaşadığı yeri bilmez, tanımaz, anlamış değilim. Yorulduğunuza değmiş ama. Müze çok güzel ve değişik.

    YanıtlaSil