.

.
.

13 Aralık 2013 Cuma

EVDE KİM VAR? (BİR DE YEMEK FIRTINASI 6)


Kadın sabah gözlerini açtığında her bir kas ve kemiği soğuk ve nem yüzünden sinyal vermeye başlamıştı bile. "Antenlerim çekmiyor, sizi duyamıyorum, şımarmanıza izin vermeyeceğim" diyerek terliklerini giydi ve banyoya yöneldi. Sonra da sabah rutini olarak balkona çıktı. Dışarıda parlak bir güneş ve hatırı sayılır bir ayaz vardı. Hemen karşı apartmanın altındaki soğuk hava deposunun kapı önüne parketmiş kamyonetleri de üzerlerindeki "Buzz" yazısıyla algıyı güçlendiriyorlardı. Fazla oyalanmadan içeri kaçtı kadın. Gözü mutfak tezgahındaki akşamdan yıkanıp hazırlanmış turunçlara takıldı. "Önce kahvaltı mı yapsam, bunları mı sıkıp kaynatsam?" diye bir ikirciklenme yaşadı. Sonra kahvaltı üstü gireceği rehaveti hesaplayarak önceliği turunçlara verdi. Üst dolaptaki elektrikli narenciye sıkacağını almak üzere sandalyeye çıkarken dizi "Heyy no'luyoruz?" diye seslendi. Duymamazlıktan geldi kadın, sıkacağı alıp tezgaha koydu, sakınarak indi sandalyeden. Büyük boy kesme tahtasını çıkarıp turunçları ortadan kesmeye başladı. Sonra sessizlikten sıkıldı, gidip radyoyu açtı. Mutfağı kadın spikerin güzel sesi doldurdu; "Nar Tanesi" ismi verilmiş bir sosyal sorumluluk projesi üstüne proje sorumlusuyla sohbet ediyorlardı. Kestiği turunçları sıkmaya başladığında sohbete ara verildi, Kayahan girdi devreye: "Öp Beni Büyük Aşkım". Kadın suratını buruşturdu, oldum olası sevmezdi Kayahan'ı, lakin elleri turunç suyuna bulanmış olduğundan kanal değiştiremedi, çaresiz sonuna kadar dinledi Böyyük Usta'yı. Elleri ve ayakları fena halde üşümüştü, "bu nasıl Akdeniz iklimi" diye söylendi, Antalya'da evlere kalorifer sistemi yerleştirmeyen zihniyete saygılarını gönderdi. Üç gün sonra soğuklar yerini ılıman havaya bırakınca fikrini değiştireceğinden emin turunçları yarıya indirdiğinde mikrofonu Seçil Heper devralmıştı. İşte bu güzeldi, zevkle dinledi, ardından ergenlik sorunlarıyla ilgili bir sohbet başladı uzman psikologla. Turunçlar bitmek bilmiyordu; kes, sık, süz, kes, sık, süz. Ellerini yıkayıp bir kahve yaptı kendine, tezgaha dayanıp kahvesini içerken radyodan kime ait olduğunu çıkaramadığı bir sesten bir zamanlar Selçuk Ural'ın söylediği "Kumsaldaki İzler" şarkısını değişik sözlerle dinledi. Şarkı bittiğinde kahve de bitmişti, son bir gayretle kalan turunçları halletti, koca bir tencere dolusu turunç suyu olmuştu. Ocağı yaktı, tencereyi ateşe koydu ve kendine kahvaltı hazırlamaya başladı...

Ve #yemekfirtinası6 :

Bugünün ödevi en çok yaptığımız kek ve tarifi. Çok gençken kek yapmayı hiç beceremezdim. Sonradan anladım ki bütangazıyla çalışan fırınıma aitti kabahatin çoğu. Sonra çok yakın bir arkadaşım pasta tenceresinde pişen bir kek tarifi verdi, uzun zaman tencerede pişirdiğim o keki, fırınımı değiştirdikten sonra fırında da pişirmeye başladım. O zamandan bu yana belki yüzlerce kez yaptım, bir kez bile yüzümü kara çıkarmadı. Son derece kolay, aşırı çırpma gerektirmeyen, değişik malzemelerle zenginleştirilebilen bir ana tarifti bu. Aşağıda malzemeleri paylaşıyorum, eminim ki pek çoğunuzun kek tarifi de benzer şekildedir:

-Yumurtaların boyutuna göre 3 ya da 2 yumurta
-1 bardak şeker
-1/2 bardak sıvı yağ
-1 bardak süt veya yoğurt (ben genellikle yarım süt yarım yoğurt karışımı yaparım)
-1 paket kabartma tozu
-Aldığı kadar un 
-İsteğe göre üzüm, ceviz, fındık vs

Yumurta, şeker, yağ ve yoğurt çatalla iyice karıştırılır. Un ve kab.tozu birlikte elenir ve hamur bozamsı bir kıvam alana kadar ağır ağır eklenir. İçine konacak malzeme una bulanarak ilave edilir. 180 derecelik fırında pişirilir. Bu kadar basit...


 Fotoğraftaki kek aynı tarifle yapıldı. Kalıba döküldükten sonra üzerine dilimlenmiş elmalar yerleştirilip tarçın serpildi ve fırına verildi.

7 yorum:

  1. Çok lezzetli görünüyor, derhal denenmeli!!!
    Ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet güzel oluyor ve hiç bozulmuyor, denemelisiniz...

      Sil
  2. İzmir bu kadar soğuk olduğuna göre Antalya da nasibini almıştır diye düşünüyorum Nurşencim.. Benim dizler çatırdamakla beraber ağrı konusunda nispeten uysallar ama el başparmakları felaket, artroz mağduru oldular:(( Tencere tava kaldıramıyorum tek el, kocaya müracat :) Kendine dikkat et, sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok soğuk Serapcım çok, ayaklarımı ısıtamıyorum günlerdir :) Dizimde menüsküs yırtıkları vardı, üstüne bir de düşünce tadından yenmez oldu:)
      Sana da geçmiş olsun, aman koru kendini. Sevgiler...

      Sil
  3. Hımm.. Leylak Dalı, alabildiği kadar un demişsiniz ya, tam ölçü rica etsem:)
    Baharatlı kekte de lütfen:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam ölçü vermem zor, hep göz kararı yaparım çünkü ama sanırım 2,5 bardak falan olmalı. Kıvam boza olacak ona göre ekleyebilirsin. Baharatlı için de aynı şey söz konusu...

      Sil
    2. Baharatlı keki bugün yaptım. Çok güzel olduğunu söylediler.
      Hatta arkadaşım Dilek, "çocukluğumda annemin pişirdiği kekler gibi" dedi. Annesi öbür dünyaya yeni göçmüştü. Annesini anımsattığı için sevindim.

      Baharatlı keke, bir buçuk su bardağı un koydum.

      Hocam, ölçüyü buldum ya... Söyleyeyim dedim:)

      Sil