Güzel tariflerini zaman zaman denediğim Missgibi bir etkinlik başlattı "Yemek Fırtınası" adıyla. Son zamanlarda bloglardaki durgunluktan ben de şikayetçiyim, belki bu vesileyle biraz canlanır diye düşünüyorum. Yemek blogu olmadığım için etkinliğin tamamına katılmam mümkün değil ama bana uygun olan bazı günlerde ben de blogumda bu etkinliğe yer vereceğim. Daha fazla bilgi almak istiyorsanız bağlantıyı tıklayıp öğrenebilirsiniz.
Bugün başlayan ilk günün ödev konusu "İlk Yemeğim". Benimki yemek değil bir tatlıydı, eğlenceli bir öyküsü var. Yeni yetmeliğimde moda mecmualarının, magazin dergilerinin yemek sayfalarına pek meraklıydım. Komşumuz düzenli Burda dergisi alırdı, bilenler bilir onun arka sayfası yemek tariflerine ayrılmıştır. Tabii o yıllara göre Türkiye'de bulunmayan malzemelerle yapılmış yemek ve tatlılar olurdu bunlar ama sunumları çok şıktı ve bakarken içim gider, "Annem niye böyle yemekler pişirmiyor ki" diye düşünürdüm. Tarifler Almanca'ydı, hiç üşenmez, lise Almanca bilgimle sözlük yardımıyla tarifleri çevirmeye çalışırdım. En çok jöleli tatlılara imrenirdim. Hatta portakallı bir jöle tarifini Türkçe'ye çevirmiş, belki bir gün yaparım diye özenle saklıyordum. Lakin baş malzeme jelatindi ve ben onu nereden temin edeceğimi bilmiyordum. Sonunda bir akşam sızlanırken babamın ilgisini çekti. "Ne yapacaksın jelatini?" dedi, "Tatlı yapacağım, portakallı jöle" dedim. Babam boğazına düşkündü, konu tatlı olunca harekete geçti. "Ben sana bulurum" dedi, kulaklarıma inanamadım, "Nereden?" diye sordum. Çalıştığı sağlık kuruluşunda bulunduğunu birkaç tabaka getireceğini söyledi. Gerçekten ertesi gün birkaç tane şeffaf, üzerinde baklava gibi dilimler olan, oldukça kalın ve sert jelatinlerle geldi eve. Tabii sofralık jelatin nasıl olur bilmiyorum ama buldum ya bu da yeter bana diye düşündüm. Hafta sonu sınıf arkadaşlarımı çaya davet ettim ve portakallı jöle yapacağımı söyledim. Onlar da en az benim kadar hevesliydiler portakallı jöleyi tatmaya. Davetten bir gün önce mutfağa girdim, tarifi önüme yerleştirdim, jelatinleri ıslattım, portakalları sıktım, jelatinle karıştırdım.Şeker ekledim. Yuvarlak yuvarlak kestiğim portakal dilimlerini kalıba dizdim, jelatinli portakal suyunu üstüne döküp buzdolabına yerleştirdim. Ertesi gün heyecanla ters çevirdim. Bayağı bayağı tariftekilere benzemişti, pek mutlu oldum. Sonra kızlar geldi, hapur şupur yediler, pek beğendiler. Ben de yüzümün akıyla bu işi başardığım için pek mutlu oldum. Zaten birkaç yıl sonra hazır jöleler de, jelatinler de bollaştı, sıradan birşey haline dönüştü.
Aradan yıllar, yıllar geçti. Ben bu jöle ikram ettiğim arkadaşlarımdan biriyle üniversiteyi aynı sınıfta okumakla kalmayıp, ilk öğretmenlik yıllarımı da aynı şehirde, aynı okulda geçirdim ve sonra 2. çalışma yerimiz olan Antalya'da yine beraber çalıştım. Hala da çok iyi görüşürüz. Birgün bende oturup çay içerken birden elindeki bardağı bıraktı ve şöyle dedi: "Bir şey itiraf etmek istiyorum". Ben şaşkınlıkla yüzüne bakarken o devam etti: "Hani lisedeyken sen jöle yapıp bizleri davet etmiştin ya", hatırladım tabii, unutmam mümkün değildi çünkü. "Eee" dedim. "Ben o gün o jöleden nefret etmiştim, öbürleri o kadar hevesle yiyor ve sen o kadar iyi niyetle ikram ediyordun ki geri çeviremedim. Ama lokmalar ağzımda büyüdü, zorla yuttum ve uzun süre de ağzımdaki kötü tat gitmedi". Şaşkınlığım az sonra kahkahaya dönüştü ve neredeyse yıllar sonra ilk mutfak tecrübem olan jölemin beğenilmediği itirafıyla biz bir kez daha arkadaşlığımızı pekiştirmiş olduk...
Çok hoş yav...İtiraflar başlamış...
YanıtlaSilHahaha geç gelen itiraf :)
SilÇok hoş bir anı, yıllar sonra gelen itirafı hic beklemeden okudum :)))))
YanıtlaSilÇok eğleniriz biz bu konu açıldıkça :)
SilBacıkuşum nedir bu itiraflardan çektiğin:)) Öğretmenler günü anından sonra bu ilk yemek anısı itirafı da süper oldu:)
YanıtlaSilBaban favorim yalnız, tanışamadık ama...
Umarım bir gün babamla tanıştırım Lalecim seni :)
SilÇok güzel bir anı ve o arkadşlığın saflık ve temizliği bayıldım
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilZor bir tarifle başlamışsın yemek kariyerine. Ya da ben hiç o tarz bir şey denemediğim için bana öyle geldi. Başından sonuna keyif verdi yazın bana.
YanıtlaSilGüzel haftalar Leylak' cım...
Sağol Asucum, gençlik hevesi ve merakı işte :)
SilNe gzüel ee daha sonra o tarifi denedin mi hiç Leylak abla ?
YanıtlaSilCanım sonra hazır jöleler çıktı, bir daha denemeye gerek kalmadı :)
SilLeylak dalı, o itiraf olmayaymış iyiymiş :)) Şaka bir yana ilk tarif olarak oldukça zorlu bir seçim yapmışsınız. Bravoo size.. Katılımınızada çok çok sevindim. SIcacık sevgiler.
YanıtlaSilBenim için zevk oldu katılmak, sağolun. İşte yeni yetmelik hevesleri, otur bilinen bir şey yap değil mi, nene gerek portakallı jöle :) Benden de sevgiler...
Silmerhaba
YanıtlaSilne güzel bir anınız varmış
sevgilerimle
Teşekkürler ve sevgiler...
Silportakallı jöle bir arkadaşımın spesyalitesiydi..
YanıtlaSillise yıllarında yapardı..
ben.. jöleyle başı hoş olmayanlardanım..
ama bir kez hastanede ..
yutma zorluğu olan bir hasta için.. kıvam arttırıcı jelatin yaprakları kullanmışlığım oldu..
vişne suyunu.. daha koyu hale getirdik..
hasta şeker hastasıydı.. nişasta kullanamazdık..
thickener denilen şeyin ithali durmuştu o ara..
ekşi ve proteinli.. bir sıvı elde edicem diye ne uğraşmıştım..
=)
sevgiler leylak dalım =)
Bir daha jelatinle denemedim ben de Ataletim, gerektiğinde hazır jöleye başvuruyorum artık. Sevgiler canımcım...
SilÇok güzel anılar , anılar :) bend ebloğları tanıyorum bu şekilde iyiki etkinlik varmış..
YanıtlaSilEvet, Zerrin sağolsun, güzel oldu bu etkinlik. Sevgiyle...
Sil