Dün akşam koluma 20 yaşımı taktım ve birlikte ölüm yıldönümü nedeniyle Cem Karaca anısına düzenlenen konseri izlemeye gittik. İlk tınıları duyduğum anda ben boyut değiştirmiştim bile:
"Dedim Emrah nedir oy
Dedi kulumdur
Dedim satar mısın
Söyledi yok yok yok YOOOK"
Ortaokula yeni başladığım, ergenlik şaşkınlığını yaşadığım, Tina Dergisi'nin içine düştüğüm yıllardı. Son sayfalardaki müzik bölümünde bulmuştum sözlerini ve ezberleyip evi "Yok, yok, yok, yoook" nağmeleriyle inletmeye başlamıştım ki ardından daha güzeli geldi; "Resimdeki Gözyaşları":
"Bir gün belki hayattan,
geçmişteki günlerden
Bir teselli ararsın
Bak o zaman resmime
Gör akan o yaşları
Dinmeyen, heyneyney neneney"
"Yok yok" diye çığrınmaktan vazgeçmiş "Heyneyney neney" diye geziniyordum artık evin içinde, sonra da "Cevap veremez ama/Ağlar yalnızlığınaaa" diye firaklı bir çığlık atıyordum.
Lise yıllarında "Dadaloğlu" takılmıştı dilimize, artık "Tina" değil "Hey" dergisi okuyorduk:
"Belimizde kılıcımız kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın, dağlar bizimdir
Dağlar bizimdir hey!"
Saçlar uzun, paçalar bol, kemerler kocaman metal tokalı, gömlekler desenli, yakalar sivri idi. Etrafta Cem Karaca ve Barış Manço taklidi delikanlılar kol geziyordu. O hengamede üniversiteye başladık. "Karnı Büyük Koca Dünya"yı söylerken "Namus Belası" dolandı dilimize. Sonra "Dervişan" kuruldu ve unutulmaz "Tamirci Çırağı" çıktı piyasaya:
"Ustam geldi, sırtıma vurdu
Unut dedi romanları
İşçisin sen işçi kal
Giy dedi tulumları"
Dönemin siyasal ortamına cuk oturmuştu. Amerikan pazarından binbir güçlükle bulduğumuz bluejeanlarımız bacağımızda, özenip aldığımız postallarımız ayağımızda, sırtımızda taklit bir parka, "işçisin sen işçi kal" diye avaz avaz bağırıyorduk. Ülkenin son iyi niyetli ve bilinçli kuşağıydık galiba:) İşte o zaman dinledim ilk kez sahnede Cem Karaca'yı. Şimdi yerinde yeller esen Dedeman Sineması'nda, upuzun bir kuyruğun ucunda saatlerce bekleyerek ve salondaki yerimizi aldığımızda tüm şarkılara çılgınca eşlik ederek:
"İlyas, Temel, Süreyya, Hatçe, Ümmü, Gülizar
Bir yastığa baş koyar, bir tetiğe basarlar
Kavganın haklı olanı erkek dişi bilmiyor
Bütün halk birlik olmazsa kavga haklı olmuyor"
Sonrası zor günlerdi, herkes için. Cem Karaca yurt dışına çıktı, uzun süre dönmedi. Türkiye Özal'lı yılların rehavetine geçtiğinde geri geldi ülkeye. "Kahya Yahya", "Gülhane", "Raptiye Rap Rap" gibi şarkıları yine dillere dolandı. Ama benim Cem'im ve benim şarkılarım 80 öncesinde kalmıştı. Dün Antalya Senfoni Orkestrası'nın eşlik ettiği "Cem'niyet" grubunu ve bu grupta bateri çalan eski Dervişan elemanları Sefa Ulaştır'la bas gitarist Murat Töz'ü ve sesi Cem Karaca'ya çok benzeyen solist Devrim Altanay'ı dinlerken ben gitmiştim. O koltukta yirmi yaşındaki, dal gibi, saçları beline uzanan, İspanyol paça pantolonlu, umut dolu kız oturuyordu, zaman zaman gözyaşlarını tutamayan. Eminim benimle birlikte şarkılara eşlik eden ve çoğunluğu 40 yaş üstü dinleyiciler de o anda salonda değillerdi. Yerlerini ilk gençliklerine terketmişlerdi...
O kadar iyi anladım ki içinde bulunduğunuz ruh halini...
YanıtlaSilTeşekkür ederim bu yazı için.
Yazını okurken çok duygulandım.
YanıtlaSil"keşke otursam karşında da sen anlatsan ben dinlesem o yıllarını" diye geçirdim birdenbire içimden.
Ölse bile anılacaklardan olmak!
Çok güzel bir yazı olmuş. Duygu dolu... Gidenin yeri dolmaz. Hele Cem Karaca gibi büyük bir sanatçıysa...
YanıtlaSilÇok yorgunum, beni bekleme kaptan...
YanıtlaSilsürmelim barışım da ne güzel söylerdi...
YanıtlaSilgözlerim doldu.. inan..
ıslak ıslak bakıyorum..
bu tam leylak kokulu kardeş kokulu bir yazı olmuş.....
atalet..
sürmelim barışım da ne güzel söylerdi...
YanıtlaSilgözlerim doldu.. inan..
ıslak ıslak bakıyorum..
bu tam leylak kokulu kardeş kokulu bir yazı olmuş.....
atalet..
Severim Cem Karaca'nın anlam dolu, çığlık dolu şarkılarını...
YanıtlaSilgeçmiş günleri bu konserle yad etmişsin Leylağım, ne mutlu sana:)
Yüreğimden bir damla sevgi dolu gözyaşımı gönderiyorum,Leylak Dalı'm...
YanıtlaSil"Ancak bu kadar yazılabilirdi" diyorum ve ıslak ıslak öpüyorum:)
YanıtlaSilEce
O kadar güzel anlamışsın ki Leylak Dalı, çok etkilendim.
YanıtlaSilO konserde olmayı çok isterdim...
Sevgilerimle...
O konserde olmayı sesim kısılana kadar eşlik etmeyi ne çok istedi canım... Engel olamadığım bir hüzün çöktü, su damlacıkları göz pınarlarıma hücum etti birden. Öperim.
YanıtlaSilHer şarkısı kendisi gibi unutlmayacak ,büyük sanatçı...Bizim kuşağın ilahı ,Ne güzel yaşamışsın Leylak Dalı'cığım .Çok duygulu yazın ,sevgiler.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBende biraz önce TRT birde "Beni Bekleme Kaptan"ı aynı duygularla izledim.
YanıtlaSilcok etkiledi beni bu yazi
YanıtlaSilÇok içli bir yazı olmuş sevgili Leylak Dalı...Bana mirkelamın şarkısını hatırlattı: geçip giden uuuu zamanları uuuuu bir yerlerde bulsam...Hayat işte.
YanıtlaSilLeylak'ım,
YanıtlaSilCem Karaca'nın, sabahlardan gece yarılarına dinleyip bıkmadığım şarkısı; Ömrüm.
-di'li geçmiş zaman kullanmak istemiyorum; çok severim Cem Karaca'yı, şarkılarını.