Dünün en önemli etkinliği "Kelebeğin Rüyası" idi. Ne zaman bir film hakkında çok fazla övgü duysam hayal kırılklığı ile çıkarım salondan. Bu kez de öyle olmasından korkuyordum ki yanıldığımı gördüm. Film gerçekten bir şiirdi. Öyle güzel sahneler, öyle güzel bakışlar, öyle güzel gülüşler, öyle güzel aşklar vardı ki aksayan-ki en çok gözüme batan liseli kızı oynayan oyuncunun yaşındaki uyumsuzluk oldu-tarafları çok da önemsemedim. Behçet Necatiğil'i daha çok sevdim, Kıvanç Tatlıtuğ'a azmiyle oyunculukta ulaştığı noktadan dolayı "bravo" dedim, Mert Fırat'a zaten sevgimiz ve saygımız sonsuz, kısacası bu kez biraz hüzünlü, biraz mutlu ayrıldım sinemadan. Yanımda oturan genç kızla çaktırmadan gözlerimizi silmeye çalışırken birbirimize yakalandığımızda vaziyeti karşılıklı gülerek kurtarmaya çalıştık. Önümde, arkamda ve solumda yanmış yağın iğrenç kokusuyla hayır huyur mısır yiyenlerin de o mısırları kafalarına geçirmemek için zor tuttum kendimi. Mısır satışı sadece animasyonlarda serbest bırakılmalı, diğer filmlerde "Yassah!" olmalı hemşerim.
Sinema çıkışı yan taraftaki D&R'a girdim, kitapların olduğu yöne bakmamaya çalışarak kendime yukarıdaki CD'yi aldım. Dün akşamdanberi keyifle dinliyorum; bazen kahveli, bazen çaylı, bazen son okuduğum kitap olan "Gırnatacı" eşliğinde, bazen hiçbirşey olmadan. Hava birkaç gündür düşen cemrelerin hakkını veriyor; güneşli ılık veeee:
Badem ağaçları çiçekte. Hatta çoğu yaprak bile açmış, erikler de patlamaya başlamış. Kısacası bahar geldi bile neredeyse...
Kelebeğin Rüyası'na ben de çıktığının ertesi günü gitmiştim :) Gerçekten çok güzel bir filmdi.İzledikten sonra insanın oturup şiir okuyası geliyor :)
YanıtlaSilFilmi ne zaman izleyebileceğim bilmiyorum.
YanıtlaSilYılmaz Erdoğan'ın, karısını her filme mümkün olabilecek en iyi rolle dahil etme sevdası sürdükçe korkarım beşikteki bebek rolünle bile izleyeceğiz o hatunu.
Böyle işte.
Ben de dün izledim filmi gerçekten çok güzeldi, oyuncularla ilgili yorumlarınıza da aynen katılıyorum, en çok Kıvanç Tatlıtuğ'un oyunculuğundan etkilendim:)
YanıtlaSilFilme ben de bayıldım Sevgili Leylak Dalı. Konusu itibariyle mısır yiyecek iştahı olanları ben de girdiğim salonda epeyce yadırgadım. Lakin diyecek bir şey yok. Duyguları alınmış bir millet olup çıktık son 20 yılda vesselam.
YanıtlaSilSiz de filmlerde övgü konusunda benim gibi düşünüyorsunuz. Çok beğeni aldığına göre en kısa zamanda gitmeliyim.
YanıtlaSilŞu mısır haşırtısı ve kokusu nasıl çözülecek bilmiyorum.
Leylağım bir de cep telefonlarını toplatsak, hayır sesini kısmış hatun ama ön çaprazımda telefonun ışığı gemici feneri gibi gözümün içinde mübarek...hadi dedim sus tadını kaçırma habire yazdı çizdi yaşı küçük olsa ergen aşık diyeceğim de kart da bir kadındı sinir oldum sinir...
YanıtlaSilBen de çok sevdim filmi, Muzaffer Tayyip'in şiir kitabı da yky'da çıkmış meğer, yeni gördüm.
YanıtlaSilHenüz filme gitmedim ama bu pazar düşünüyoruz artık.ama ben o alınan cd li kare ye ve badem çiçeğine bayıldım leylakım bahar hep böyle geçsin inşallah :)
YanıtlaSil