İki gündür heryerde bahar kokusu var. Güneş parlıyor ve hava ılık, kısacası kışın gözü yolda, haliyle ruh durumu da tıkırında. Dün öğlen 5 günlük ev hapsimi sona erdirip güzel havanın kollarına attım kendimi. Sıkı bir yürüyüşle Opera koristlerinin mini bir konser vereceği Müze'ye ulaştım. Konser başlamak üzereydi, hemen salona yerleştim az sonra da sanatçılar yerini aldı.
Yanıma kendisine tercümanlık eden genç bir hanımla birlikte oldukça yaşlı bir Alman bey yerleşti. Siyah pantolonunun üstüne giydiği siyah blazer ceketi, bembeyaz gömleğini tamamlayan desenli kravatı, rugan ayakkabıları, ak saçları, uzun boyu ve dimdik duruşu ile tamamı spor giyimli salonda aykırı ama şık bir görüntü sergiliyordu. Konser boyunca söylenen aryaları dudağında sürekli bir tebessümle ve heyecanla dinleyip içtenlikle alkışladı. Benim içimden de onu alkışlamak geldi. Konser kısa sürse de doyurucuydu, özellikle son söylenen "Aşk-ı Memnu" operasından Selmi Andak düzenlemesiyle "Gidelim Göksu'ya Bir Alem-i Ab Eyleyelim" şarkısı en çok alkışı topladı.
Konser bitiminde cafeden çayımı alıp dışardaki masalardan birine yerleştim. Tam ortada duran mermer lahdin üzerindeki oymalar lahdin işlevine aykırı bir güzellikteydi, gözüm onlarda bitirdim çayımı, sonra da bahçede yürüyüş yaptım. Bahçe müze ile hayvanat bahçesi arası bir görünüm sergilemekteydi:
Çok keyifle geçirdiğim iki saatin üstüne eve döndüm ve bu kez Opera Sahnesi'ndeki "Umut" balesinin prömiyerine gitmek için yola düştüm. İzlediğim gösteri için söyleyecek söz bulamıyorum, olağanüstüydü. Son derece zor dansları Beethoven'in 7. ve 9. senfonileri eşliğinde başarıyla gerçekleştiren balet ve balerinlerin kostümleri, dekorlar, ışıklar öyle bir uyum içindeydi ki 1,5 saat boyunca görsel bir şölen yaşadık. Emeği geçenler varolsun. Tek aksilik baletlerden birinin kemerindeki süs olarak takılmış tüylerden ufak bir parçanın kopup onca izleyicinin arasında benim burnuma girmesiydi. Kısmet işte, işe yarar birşey olsa denk gelmez :)
Fotoğraf çekimi yasaktı, yukarıdaki görsel ANTDOB'un facebook sayfasından alınma, Sn. Serdar Aydın'a ait.
Havanın güzelliği Pazar günü de devam edince arkadaşlarla manzaralı bir Pazar kahvaltısı gerçekleştirdik. Çayımıza deniz eşlik etti.
Kahvaltı boyunca defalarca üstümüzden uçan bu yamaç paraşütçüsünü neredeyse çaya davet edecektik. O derece alçaktan seyretti ki ayakkabısının markasını ve hatta numarasını rahatlıkla söyleyebilirim. Vızıltısı da cabası :)
Haftasonu harikaydı, aynı performansı hafta içinden de bekliyor huzurdan ayrılırken en güzel günler sizlerin olsun diyorum sevgili şoför-pardon blog-arkadaşlarım (Zeki Müren'in ruhu şadolsun:).
Tavusa bayıldım o nasıl renkler öyle baletin tüyü de işaret olsun bu hafta bir şans oyunu ile bunu eşleştirmelisin:)) ben de artık yavaştan ev kadını sıfatımı sırtıma alıp sanat sanat içindir etkinliklerine koşmak istiyorum artık yerleştim bahanem yok:)) çok sevgiler
YanıtlaSilTavusa bayıldım o nasıl renkler öyle baletin tüyü de işaret olsun bu hafta bir şans oyunu ile bunu eşleştirmelisin:)) ben de artık yavaştan ev kadını sıfatımı sırtıma alıp sanat sanat içindir etkinliklerine koşmak istiyorum artık yerleştim bahanem yok:)) çok sevgiler
YanıtlaSilNe güzel etkinliklere katılıyorsunuz. :)
YanıtlaSilhavada bahar kokusu var demişsin
YanıtlaSilankaraya da geldi o bahar
harika bir güneş parlıyor dışarıda
güzel bir hafta dilyiorum sana leylağım