Gezinin son durağı Akseki'ye ulaştığımızda ikindi vakti olmuştu. Otobüsten inip hemen yan taraftaki çay bahçesine daldık ve çay içerek bizi tarihi konaklara götürecek kişiyi beklemeye başladık. Daha çayları yarılamamıştık ki "Haydi" dediler ve yola düştük, sanırım o yola "Uzun Yol" diyorlar Akseki'de. Antalya'nın düzlüğüne alışmış ayaklarımıza yokuş biraz yorucu gelse de yukarıdaki görünüm varacağımız yerde bizi hoş birşeylerin beklediğini müjdeliyordu.
Yokuşu tırmanıp sola kıvrıldığımızda gördüğümüz yapı gözlerimizi kamaştırdı. Halk arasında "Boyalı Ev" denilen bu konak 2 yıldır restore edilmekte imiş. İçine girdiğimizde şaşkınlığımız ve hayranlığımız tavan yaptı. Ahşap bir merdivenle ulaştığımız üst katta geniş kare bir sofaya girdik önce. Karenin her köşesine birer oda yerleştirilmiş, arada kalan bölümler cumba şeklinde balkon ya da küçük oda amaçlı kullanılmış. Pencerelerdeki mavi, yeşil, kırmızı ve sarı vitray camlar sanırım konağın boyalı adını almasının sebeplerinden biri. Tavanlardaki, kapı üstlerindeki, duvarlardaki kalem işleri ve rölyefler dikkat çekici.
Her odanın tavanına ayrı bir göbek, ayrı bir motif işlenmiş. Bazıları tek tek bakıldığında kitsch bir özellik gösterse de bütün olarak ele alındığında ilgi çekici geliyor. Bana en garip gelen üstteki fotoğrafta görülen tavan köşelerindeki, elinde hilal başlı bir kılıç taşıyan el rölyefi oldu. Her ne kadar sapına gül ilavesi yapılmış olsa da böyle bir odada uyumak istemezdim şahsen, geceleyin o elin canlanıp kılıcı boynuma dayayabileceği düşüncesi uykumun kaçması için yeterli sebep olabilirdi:)) Bir üst fotoğraftaki leylak motifli tavana sözüm olmazdı ama...
Konak şehre hakim bir tepede kurulduğu için panoramik manzarası insana sonsuzluk duygusu veriyor, renkli vitrayların ardından bakmak da masal aleminde imiş gibi bir hava yaratıyordu.
Bahçedeki çiçek açmış bahar dallarının da görüntünün güzelliğine katkısı inkar edilemezdi tabii ki.
Ziyaret ettiğimiz ikinci konak ise "Beyaz Ev" adını taşıyordu. O da elden geçirilmiş, yenilenmiş ve halen içinde yaşayan bir aile var. Kapıda ayakkabılarımızı çıkarıp içeri girdik ve gezdik evi. Mimari planı "Boyalı Ev"le hemen hemen aynı. Aynı kare sofanın köşelerine yerleştirilmiş odalar ve cumbalar burada da mevcut. Kalem işi tavan süsleri diğer konaktaki kadar olmasa da burada da görülüyor ve oyma ahşap kapılar çok güzeldi.
Konakta yaşayan ailenin bireyleri oldukça yaşlıydılar, bizi sevecenlikle karşılayıp dualarla yolcu ettiler. Benim şaşırdığım bu koca konağın işlerinin hakkından o yaşlı hanımların nasıl geldiği idi.
Gezilecek benzer bir konak daha olduğu söylendi ama dönüş zamanımız yaklaşıyordu, onu bir dahaki sefere bırakıp bu defa yokuş aşağı saldık kendimizi. Çay bahçesine girip bir çay daha içtikten sonra otobüslerimize yerleştik ve Antalya'ya doğru yola düştük. Çok keyifli bir geziydi, hepimiz memnun kaldık. Daha nicelerine gidip sizlerle paylaşmak dileğiyle Evliya Çelebi gibi "Seyahat ya Resulullah" diyor ve sevgilerimi iletiyorum...
*"Sabah Güneşi Doğmuş Boyalı Konaklara": Zaralı Halil'den alınma Sivas/Zara türküsü
Sevgili Leylak Dalı, kaç yaşındaymış bu konaklar? Mimarisi ve süslemeleri çok ilginç. Oraya özel bir tarz mı acaba? Merak ettim. Paylaşım için teşekkürler bu arada:) Çok keyifli.
YanıtlaSilNe hoş yerler, ne hoş renkler Leylak Dalı... Doğa ve mekanlar büyüleyici!
YanıtlaSilSanırım zamanlama çok güzel. Paylaştığınız için teşekkürler:)
Biz de bu güzel yazı dizisi için sana teşekkür ediyoruz, öpüyoruz...
YanıtlaSilGezen ayakların, yazan ellerin dert grmesin...
Sevi
Bayıldım bu gezinin son udragına da.Sayenizde taaa Ankara'dan,oturduğumuz ofis masasından oralara gitmis kadar olduk.Yesili,pempeyi gorup icimizde hissettik.Tatilimizi hayal ettik.Siz hep gezin ve resimleyin ,bize anlatın.Olur mu? :)
YanıtlaSilBaşak,
YanıtlaSilFırsatı yakaladığım anda hiç kaçırmayacağımı ve sizlerle buradan paylaşacağımı biliyorsunuz değil mi:))
Sevi,
YanıtlaSilBenim bebeeeem olur musun, birlikte gezeriz:)))
Hayal Kahvem,
YanıtlaSilGidip gördüğüm yerler de güzeldi ama sanırım bu güzelliği artıran biraz da mevsimin bahar oluşuydu. Dediğiniz gibi zamanlama iyiydi.
Sevgiler...
Sezer,
YanıtlaSilTeşekkürler güzel sözlerinize.
Bizi gezdiren kişi-ki konaklardan birinin yakınıydı-100 yılın üstünde olduğunu söyledi binaların yaşının.
Tarz oraya özgü mü yoksa sahiplerinin özel zevki mi bilemiyorum ama civarda düğmeli ev denen türde başka evler vardı.
Sevgiler...
Olmam mı, seve seve :) Zaten bu sıralar en büyük hayalim büyüyünce Leylak Dalı olmak. Gerçekten... Kaçak göçek yaptığım tüm okuma-gezme etkinliklerini bişeylerin arasına sıkıştırılmış değil de yaya yaya, bu benim hakkım diyerek, zevkle neşeyle yapmak istiyorum. Ama sanırım onun için önce senin çalıştığın kadar çalışmış olmam gerek... Ah, bir emekli olsam...
YanıtlaSilSevi
Anladım. Sağolun.
YanıtlaSilNe güzel çiçeklerini açmış ağaçlar,yemyeşil her taraf ve birde resimler harika.Mis gibi kokusu geldi,yemyeşil..
YanıtlaSilsevgimle..
Ne güzel çiçeklerini açmış ağaçlar,yemyeşil her taraf ve birde resimler harika.Mis gibi kokusu geldi,yemyeşil..
YanıtlaSilsevgimle..
Elif,
YanıtlaSilValla çok güzeldi ne yalan söyleyim:) Ağrıyan dizime rağmen iyi geldi bu gezi bana.
Sevgiler karşılıklı:)
Sevi,
YanıtlaSilYavaş yavaş büyü, gençliğin tadını çıkar, nasılsa emekli olursun:))
Öperim seni:))