.

.
.

2 Şubat 2012 Perşembe

ESKİ BİR İSTANBUL ÖYKÜSÜ

Kar nedeniyle İstanbul aşağı, İstanbul yukarı heryerde, özlettiler bana şehri. Kar-kış demeden kalkıp gidesim geldi. Sonra ilk gidişimi düşündüm, 11 yaşındayken. Milattan Önce yani ama yazı icat edilmişti, tekerlek de. O kadar yaşlı değilim anlayacağınız. Gidiş sebebimiz çok yakın bir aile dostumuzun, İstanbul'da yaşayan torununun yanında kalan kayınvalidesini ziyaret etmekti, iki gün kalıp yaz tatili için Amasra'ya geçecektik oradan. Uzunca bir yolculuk yaptık ve her zamanki gibi otobüs tuttu beni. Akşama doğru indiğimizde çalkalanıp duran midemi boşaltmaktan İstanbul'u gözüm görmemişti bile. Kadıköy'de, ahşap bir eski İstanbul evinde yaşıyordu Müyesser teyze ve akça pakça nurlu yüzü, yüzünden daha ak tülbendi, gülen gözleri ile o eve çok yakışıyordu. Sanırım iskeleye yakın bir yerdeydi ev, vasıtaya bindik mi hatırlamıyorum. Ertesi sabah daha kargalar kahvaltı etmeden, ev ahalisi uykudayken Müyesser teyze dürtüp uyandırdı beni, "Kalk" dedi, "seni Mısır Çarşısı'na götüreceğim". Giyindim, tuttum elinden çıktık evden. Ben şaşkın şaşkın etrafa bakınırken iskeleye gelmiştik bile. Ne oluyor demeye kalmadan Müyesser teyze yaşlı ve şişman gövdesinden beklenmeyecek bir çeviklikle hop diye motorun birine atlayıverdi. Motor dediysem sandaldan az hallice birşey, korkudan fincan gibi açılmış gözlerim ve üçbuçuk atan yüreğimle çaresiz beni çekiştiren Müyesser teyzenin ardından bindim motora. Bir gün önce otobüste yeterince mayalanmış midem bir de motorda çalkalanmaya başlayınca "hapı yuttuk" demiştim ama etrafı incelerken mideme odaklanamayınca kurtardım vaziyeti. Karşıya geçince de Müyesser teyzenin rehberliğinde Mısır Çarşısı'nda buluvermiştik kendimizi. Epeyce bir baharat yüklenip geri dönmüştük, evdekiler kahvaltıyı hazırlamış bizi bekliyorlardı. Sonra da Müyesser teyzeyi evde bırakıp bu defa annem, babam ve aile dostumuz hanımla birlikte vurmuştuk kendimizi yollara İstanbul kazan biz kepçe. Babam öğrencilik yıllarını geçirdiği İstanbul'u bize tanıtıyor olmaktan özel bir zevk alır gibiydi, tüm ritüelleri yerine getirdik. Yeni Cami'de güvercinleri yemledik, Kapalıçarşı'da dolaştık, köprüde balık-ekmek yedik (tadı hala damağımda), Topkapı Sarayı'nı gezdik, Yerebatan Sarnıcı'na girip bonus olarak bir de Mozaik Müzesi'ni dolaştık. Hayli geç bir saatte ayaklar şiş, yorgunluktan bitik eve döndüğümüzde kıyamet koptu. Müyesser Teyze çok kızmıştı, doğal olarak öfke oklarını bize değil gelinine yönlendirdi, sıkı bir diskur çektikten sonra küstü. Bizimle konuşmaya devam etti ama sadece geline küstü. Sanırsın ki kadın kendi başına düşmüştü yollara:)) Bereket sabaha öfkesi geçmişti de tekrar çıkabildik gezmeye. Bu defa Emirgan'a kadar uzandık, dönüşte Dolmabahçe Sarayı'nı gezmek vardı planlarımız arasında ama günlerden Pazartesi olduğunu unuttuğumuz için kapıdan geri döndük. Zaten konukluğumuz da sona ermişti, o gece Amasra'ya doğru yola düştük. Ve tekrar İstanbul'a gidişim bu ziyaretten yıllar sonra oldu. Araya giren uzun yıllar aşkımı depreştirip kuvvetlendirmiş olmalı ki her yıl rutin ziyaretimi yapmazsam kaşıntım tutuyor. Hep yazın gittim ayrıca, şu karlı kışlı mevsimi de bir denesem mi acaba, ne dersiniz:)))

47 yorum:

  1. Kışın çekilmez oluyor sanki biraz. Ben iki hafta önce oradaydım.Çok soğuktu.

    YanıtlaSil
  2. Gitme kışın sakın karın beyazlığı gözünü aldatır..boşver

    YanıtlaSil
  3. kışı da güzel İstanbul'un ama şimdi gelip mağduriyet yaşama bence.hakkını daha güzel zamanlarına sakla :)

    kahvaltıdan önce mısır çarşısı'na gidip gelme olayı süpermiş :)

    YanıtlaSil
  4. Ay ay ay... Anlat ablam anlat, sen anlattıkça ağzımın kenarından çeneme doğru ıslaklık oluyor... İstanbul, kar, ahh ahhh...
    Yalnız abla karlar erimeye başlarsa çok tatsız olur (gri-ıslak-çamurlu:pöhh), nitekim de yarın yağmur ve sonrasında güneşli gösteriyor. Hani bir daha değerlendir istersen... Vallahi kıskandığımdan demiyorum ;)
    5 günlük hava burada, günde 2 kez değişiyor, takip edersin:
    http://www.dmi.gov.tr/tahmin/turkiye.aspx
    Öptüm, Sevi

    YanıtlaSil
  5. Sevi,
    Umumi arzu üzerine caydım... dermişim. Yok ya benimki sadece fanteziydi zaten. Bu havada Antalya'da sokağa çıkmıyorum kalkıp 12 saatlik yola İstanbul'a gider miyim:))İstanbul'a Ankaradayken gitmek daha kolay, yaz nedeniyle de daha zevkli ama baharı düşünebilirim bak. Hem sensiz gitmem:)) O kar sonrası çamurlu pis hali iyi bilirim ben Ankara'dan.
    Ben de öptüm...

    YanıtlaSil
  6. Nanem Şekerim,
    Yok ya bakma sen enim öyle dediğime ne işim var bu karda kıyamete mis gibi yaz dururken, öyle bir aklımdan geçiverdi sadece:)
    Mısırçarşısına gelince hakikaten çok hoştu bunca senedir en ince detayıyla aklımda kaldığına göre. Cevval Müyesser teyzem benim her işi öyleydi Allah rahmet eylesin:)

    YanıtlaSil
  7. Mavi Balon,
    Ne işim var di mi güneşli Antalya'yı bırakıp karlı İstanbul'da. Gitmem gitmem merak etme sen:)

    YanıtlaSil
  8. Elif Ayvaz,
    Bence de, bu havada hangi şehir çekilir olur ki zaten. Hiç niyetim yok kış günü, evim iyidir:)

    YanıtlaSil
  9. Keşke gelseniz, sizin gibi her şeyden keyif alacak,güzel bir pay çıkaracak arkadaşlara ihtiyaç var:)
    Çünkü çoğunluk nedense bardağın hep boş tarafını görmeye yatkın:(

    Hem ne güzel olurdu şimdi Yıldız Parkında karlarda yuvarlanmak, ben dün gittim attım kendimi yere, her yer bembeyaz olmuş, dokunulmadığından bakmaya doyulmuyor...

    YanıtlaSil
  10. Natali,
    Işınlanarak bir yere ulaşmak mümkün olsa ne güzel olurdu, hiç durmaz hemen gelirdim:) Keşke her istediğimizi yapabilsek, ancak hayaliyle avunabilirim karda-kışta İstanbul'a gelmenin. Ama günün birinde o da olur belki kimbilir. Seninle Yıldız Parkı'nda kartopu oynamak süper olurdu:))

    YanıtlaSil
  11. Geçen kış oradaydım. Daha Ocak ayına girmemiştik bile. Buz gibi soğuktu kent. Çok üşüdüm. Kendime kulaklık bile aldım donmamak için. Ama tek başına gezmek de güzeldi o şehri. Soğuk etkiliyor haliyle ama güzel yine de. Biz de eğer hava şartları elverişli olursa İstanbul'a gideceğiz:)

    YanıtlaSil
  12. Bu arada o İstanbul siluetlerine bayıldım. Nereden aldığını hemen söylemelisin:)

    YanıtlaSil
  13. Nasıl tatlı bir yazı bu Öğretmenim.. Zihninize sağlık. Ben İstanbul'a hiç gitmedim, ama bir Türk filmi müptelası olarak 60 ve 70'li yılların İstanbul'u zihnimdedir hep, o vakitler daha hoşmuş bence de... Şimdi gitsem ben de o güzel lezzeti yakalayamam sanırım.. Bazen tüm güzel şeyler zihnimizde yaşattıklarımızdan ibaret oluyor... Uzattım, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  14. Karda İstanbul keyfide başkadır be Leylak Dalıcım. Kuruluruz bir cam kenarına sıcak sıcak salepleri içerken karı izler keyif çatarız. İçinde kafeler olan kitapçılara girer alacağımız almayacağımız kitapları inceleye inceleye kahve içeriz. Kalorifer peteklerine dayana dayana likör içeriz, sıcak şaraplar yaparız kendi ellerimizle.
    Yedi şubata kadar yağacakmış kar yetiş bence.

    YanıtlaSil
  15. çok güzeller sorma karlar erimeden çok güzel ama erimeye başlayınca her yer vıcık vıcık hiç güzel olmuyor :)

    YanıtlaSil
  16. Leylak'cığım İstanbul öykün benimkine ne çok benziyor...Ben de ilk kez ailemle gitmiştim.Babam gezdirmişti senin de gezdiğin yerlere.Dolmabahçe sarayı 73 yılında ziyaretçi almıyordu,kapısından seyretmiştik.Ve Emirgan ilk gördüğüm günden çok sevdiğim bir yer.Şimdi büyük kızım İstanbul'da olduğu için her yıl bir kez gidebiliyorum.Selam ve sevgiler...

    YanıtlaSil
  17. Yok yok bu soğuklarda,karda kışta Antalya bile cazip değil.Biz güneşsiz ,sıcaksız olamayız. öZGÜL

    YanıtlaSil
  18. Özgül,
    Doğru söze ne denir:))

    YanıtlaSil
  19. Ben öykünün güzellece yazıya dökülüşünden ziyade nasıl bu kadar ince ayrıntıları hatırlayabildiğinize- yada insanların hatırlayabildiğine- şaşırdım. Sanırım bu yaşanan anı doyasıya yaşamak yada önemsemek ile alakalı? Öyle değilse nedir bu hatırlayışların sebebi?
    Yada ben bir balık olmamama rağmen, bir alığım : )

    YanıtlaSil
  20. Arzu,
    Aynı kuşaktan olunca anılar bile benzer oluyor değil mi? İstanbul o zamanlar çok güzeldi, gerçi hala güzel ve ben çok seviyorum o şehri, tüm kargaşasına rağmen. Belki de orada sürekli yaşamadığım içindir.
    Gezmek için gitmek çok zevkli:)
    Sevgi ve selamlar benden de...

    YanıtlaSil
  21. Gönül,
    Yok ben karın tadını bilenlerdeni ankara'dan, hiç aman kar yağsa hevesim yoktur, sonrası pek tatsız olur çünkü...

    YanıtlaSil
  22. Lalem,
    Biz seninle internetten yapalım muhabbeti kış ayında, yazın yüzyüze olsun gel. Zor iş şimdi karda-kışta kalkıp gelmek:))
    Öperim...

    YanıtlaSil
  23. Maya,
    Yorumları uzatmanın hiç sakıncası yok benim için, aksine keyifle okurum. İstanbul o zamanlar çok güzeldi evet ama bence hala güzel. Şehri ne kadar yıpratsalar da direniyor bir şekilde. Yine de yazın gitmekte fayda var diyorum:)
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  24. Dersaadet,
    O gördüğün silüetler 6'lı bir bardak altı seti, sağolsun Lale'nin hediyesi. Ama İstanbul'da tüm müzelerin satış mağazalarında ve İstiklal Caddesi'ndeki Büyükşehir Belediyesinin İstanbul mağazasında bunu ve çeşitli versiyonlarını bulabilirsin (mağnet, ayraç, kupa gibi)
    Siz gidene kadar kar durur sanırım, İstanbul hoş bir seçim olur bence de. Sevgiler, kolay gelsin:)

    YanıtlaSil
  25. İstiklal'e kesinlikle uğranacak zaten:) Teşekkür ederim. Fuarda görüşmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  26. İnanılır gibi değil, bugün İzmir'e kar yağdı ve tuttu bir miktar üstelik!!

    YanıtlaSil
  27. Kış günü yolculuk zor ama bence Lale abladan gelen teklifi değerlendirin benim bile gidesim geldi :))
    Bu arada tabaklara bayıldım bunlar duvara asılan süslerden değil mi?

    YanıtlaSil
  28. İlknur,
    Teklif güzel ama uygulaması zor:)
    Fotoğraftakiler tabak değil, altı mantarlı sert kartondan bardak altlıkları ve Lalemin armağanı:)) Çok seviyorum onları hem armağan eden kişiden, hem istanbul'dan dolayı:)

    YanıtlaSil
  29. Vladimir,
    Çok hevesli değilim ama acaba Antalya'ya da yağar mı diye düşünüyorum...

    YanıtlaSil
  30. Dersaadet,
    Ok. Görüşmek üzere diyorum...

    YanıtlaSil
  31. Aaaa...bitti mi?Kaptırmıştım ne güzel.Müesser teyzeye ne oldu? Gelin intikamını aldı mı? Siz bu olanlardan sonra bir daha Müesser teyzeye uğradınız mı?Kayığa binme sendrom haline geldi mi?....vs vs...Heee. bu arada sen gel balık ekmek yemeğe gideriz merak etme...

    YanıtlaSil
  32. Müyesser teyze rahmetli oldu. Gelin ne intikamı alacak, Müyesser teyze birkaç ay daha torununun yanıda kalıp Ankara'ya döndü ve ölene kadar geliniyle oturdu. Ama çok tatlı kadındı, anlık sinirlenmeleri affolunabilir:)) Kayığa binme ve boğulma korkusu bende ebedi sendromdur zaten, otobüs tutmaları geçti şükür:)
    Balık ekmek yemeğe gideriz gitmesine de eski tadı var mıdır acep o balıkların:)

    YanıtlaSil
  33. İstanbul'un yazı da güzel, kışı da..Her mevsimde yapacak çok şey var.Erol Evgin'in bir şarkısı var:''Öyle bir şehirdir ki İstanbul şehri...''...Hava çok soğuk da olsa,ulaşım zor da olsa;Beyoğlu'na gitmek.Cafelerde,müzelerde,sanat galerilerinde,kitapçılarda keyifli zaman geçirmek kışın da çok güzel.Fransız sokağı'nda sıcak şarap,Çiçek Pasajı'nda midye tava ve bira..Tophane'de Dali Sergisinin bitmesine az kaldı.Kollarımızı açmış bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  34. Anne Mahsustan,
    Yorumunun sonundaki balık-alık meselesinde bu sefer ben alık oldum gibi geldi, kusuruma bakma, atlamışım arada senin yorumuna cevap yazmayı, gerçekten kasıtlı bir durum yok ayrıca niye olsun ki.
    Hafıza işine gelince bu benim çok mutlu olduğum kişilik özelliklerimden biri, doğuştan gelen birşey ve ailenin çoğunun hafızası iyidir. Dedem ve anneannem (biri baba, biri anne tarafından) çok yaşadılar ve en ufak bir hafıza zafiyeti göstermeden öldüler. Umarım onlara çekmişimdir. Belki çok okuyor olmamın da katkısı olmuştur bu işe. Sebep her ne ise işte keyifli birşe zannımca:)
    Ben sana kocaman sarılıyorum, atlamadan dolayı özürlerimi de öpücükle sunuyorum:)

    YanıtlaSil
  35. Selma,
    İstanbul'un her mevsiminin güzel olduğuna kesinlikle eminim, örnekler de çok cazip ama ben yine yazı tercih edeyim gelmek için, sağolasınız:)
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  36. aman diyeyim... aman.. karda biz nereye kaçacağımızı şaşırıyoruz.. bakma sen laleye.. okullar kapalıydı da.. ondan pek telaş olmadı.. yoksa sefil olacaktık gene..

    atalet..

    YanıtlaSil
  37. Atalet,
    Yok kardeş yok şakaydı sadece, ne işim olur karda kışta mis gibi yaz dururken:))

    YanıtlaSil
  38. Karı İstanbul'a hiç yakıştıramıyorum ben. Bir de tabii yürüme özgürlüğümü elimden aldığı için pek sevmiyorum kendisini. Yerler cam gibi buz, dışarı çıkmaya korkuyor insan. Hiç özenmeyin. En iyisi baharlarda gelin siz, vapurda açıkta oturmaya :)

    YanıtlaSil
  39. Gel diyeceğim ama bu seferki kar bir başka kar. Her yer çok fena buz. Hele dün öğleden sonra bizim sokağın amcası karlar erisin diye hortum tutuverdiydi sokağa. Aklıyla bin yaşasın, bu sabah kısa yoldan iniverdim caddeye:-)

    YanıtlaSil
  40. Kunecim,
    Aman yok, bu kışta kapı dışarı çıkasım yok eve kapandım kaldım, değil ki İstanbul'a geleyim. Yaz çuvala mı girdi:)
    Ay düşmedin di mi?

    YanıtlaSil
  41. Işın,
    Haklısın yazın püfür püfür vapur güvertesinde oturmak varken soğukta ne yapayım istanbul'da. Yaza inşallah:) Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  42. baharını seviyorum ben istanbulun. özellikle sonbaharını. fakülteye dönüşümüz hep ekim ayına denk düştüğünden midir yoksa istanbulun bitki örtüsünün renklerinden midir bilinmez sonbaharını ayrı severim.

    YanıtlaSil
  43. Evet Yeliz sonbaharına ben de denk geldim, çok güzel gerçekten. O yüzden kış hariç her mevsim gidebiliriz:))

    YanıtlaSil
  44. Sonbaharda alsak seni.
    Kış ın gelme, eziyet.
    Yolda yürümek eziyet. Araba ile gelsen park etmek eziyet.

    Gezmeye gel yani.

    Operim.
    Istanbul dan fena halde bunalmış anne Çiğdem

    YanıtlaSil
  45. Herkesin hayatında İstanbulda yaşadığı bir dönemi olmalı :)

    Ben trafikte beklemeyi bile seviyorum etrafı seyretmeye zamanım oluyor :)
    Kar yağar, soğuktur ve hızlı hızlı yürürsün,için üşür ama akşam saatleri herkes hızlıca yürüdüğünden sokağın ritmi yüksektir ve araba ışıkları parlar gözüne gözüne.Canın hem eve bir an önce gitmek ister hem de sabaha kadar dışarıda dolaşmak.Karda İstanbul böyledir bence git..Gitmelisin :)

    YanıtlaSil
  46. Asortiğim,
    Gönlüm her mevsim gitmek ister ama şartlar uygun değil, onun için inşallah yaza. istanbul efsunlu bir şehir, büyülüyor insanı. Ama acaba sürekli yaşasak o büyü sürer mi diyorum. Sürer herhalde değil mi:)

    YanıtlaSil
  47. Bunalmış Anne Çiğdem,
    Yok yok gelemem zaten kışın, yaza inşallah:)

    YanıtlaSil