Kitap Fuarının üçüncü gününü de eda etmiş ve bugün itibarıyle pes etmiş bulunuyorum. Yeter abilerim ablalarım, bir gün daha gidersem ay sonunu getiremeyeceğim ve benim için bir kampanya düzenlemek zorunda kalacaksınız: "Leylağa Destek Atalım Kampanyası", o yüzden kendime değil size acıdım ve fuar bensiz yapacak ne yazık ki kapanışını:)
Bugün çok yoğun bir program vardı ve fuar inanılmaz kalabalıktı. Hafta sonu yataktan kalkıp kahvaltısını eden gelmiş, her ne kadar standları dolaşmak zorlaşsa, gürültü ve insan seli rahatsız etse de kitaba ilgi duyulması sevindiriciydi, üstelik hemen herkesin elinde bir ya da birkaç kitabın bulunduğu bir poşet vardı. Doğru dürüst bir kitapçının bulunmadığı Antalya halkı kitaba açmış meğerse. Umarım ilk ve son olmaz, hep devam eder.
İlk olarak öğlen saatinde Hakan Günday söyleşisine katıldım. O sert yazım dilinin, o ağır kitapların bu sakin sakin konuşan, her okurun sorusunu (en abuk olanını bile) uzun uzun, hiç sıkılmadan cevaplandıran, donanımlı, sempatik ve sevimli gence ait olduğuna inanamıyor insan. Çok doyurucu, çok keyifli bir sohbetti ve salonda çoğunu gençlerin oluşturduğu ilgili bir kalabalık vardı. Hakan Günday'ın ardından söyleşi sırası Ayşe Kulin'deydi ama ben ona kalmadım, başka bir binada gerçekleşecek olan Emrah Serbes sohbetine katılmak üzere koşturdum. Emrah Serbes'in katılımcısı çok fazla değildi ya da salon çok büyük olduğu için tenha görünüyordu. Behzat Ç.'ye giden süreci ve "Erken Kaybedenler"i anlattı bize, yeni projelerinden bahsetti ve süre dolar dolmaz da apar topar gitti. Ardından biz de apar topar çıktık ve ayaküstü birşeyler atıştırıp Murathan Mungan söyleşisinin olduğu salona koşturduk. Koşturduk ama ne görelim salon hıncahınç dolu, merdivenlere bile sandalye atılmış, insanlar ayakta. Şans eseri ortalarda boş kalmış bir koltuğa yerleştiğim sırada yazar içeriye girdi ve 1 saat sürecek söyleşisine başladı. Kalabalığın getirdiği havasızlık, sıkışıklık ve sıcak yeterince keyif almamı engellese de güzel bir konuşmaydı, Mart ayında yeni bir kitabının çıkacağını, Eylül'de de "Paranın Cinleri"nin devamı niteliğinde "Harita Metod Defteri" adıyla anılarını yayınlayacağını müjdeledi, sevenlerine duyurulur. Tabii bu arada akşam oldu, daha sonraki sohbetleri es geçtim, son olarak kendime 3 kitap daha aldım ve iyice soğumuş olan havada titreyerek kendimi bir dolmuşa atıp evimin sıcaklığına yollandım.
Gayet keyifli ve doyurucu üç gündü, Kemal Burkay'ın şarkıya dönüşmüş "Gülümse" şiirinde dediği gibi:
"Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir Akdeniz olur, gülümse"
Bizim şehre film değil Kitap Fuarı geldi, Akdeniz olan iklimimiz soğuyup kara iklimine döndü ama gönüllerimiz bahar oldu...
Harikulade bir gün olmuş bu gerçekten. İşte şimdi içim kıskançlıkla doldu taştı doğrusu.
YanıtlaSilŞu son cümlene bittim bittim...
ben kitap artık İstanbul yerine Antalya kitap gelicem ,biraz erken kalkıp uçağa atladım mı sabah kahvaltısını birlikte yapar evden çıkarız ben akşam yemeğine eve dönerim...
YanıtlaSilSefan olsun Leylak Dalıcım...
Lale,
YanıtlaSilSeneye aynen öyle yap ama akşam dönmene gerek yok bidenem, Fuar 4 gün sürüyor:))
Sağol bacıkuşum...
Asu,
YanıtlaSilKıskanmadın bilirim ben:))
Seneye seni de beklerim, gelin şöyle tozunu attıralım.
Son cümleme gelince hakkaten Akdeniz iklimi biyerlere kaçtı 3 gündür, bakalım ne zaman geri gelecek:)
Ne kadar güzel..İstanbul'da Kitap Fuarı Tüyap'da yapıldığından ulaşım çok zor oluyor.Kitaplardaki suni indirimler de yeterli olmuyor.Aslında kitaba bu kadar değer veren,bu kadar güzel kitaplardan oluşan kitaplığa sahip olan size,Antalya Kitap Fuarı'nda şeref köşesi hazırlamaları gerekirdi.Önceden bilseydik son günün,hatta bütün fuar boyunca sponsorunuz olurduk.Siz yeter ki okuduklarınızı bizimle paylaşın.Neyse borcumuz olsun.İstanbul'a geldiğinizde acısını çıkartırız son güne gidemeyişinizin..Kitaplarınızı keyifle okuyun..
YanıtlaSilDarısı İzmir kitap fuarını bekleyen bizlerin başına..
YanıtlaSilBahar mı dedi biri? Gerçi bu üç yazarın söyleşinin aynı gün olduğu bir fuar, baharın yansımasıdır kesinlikle. Oh oh ne güzel.
YanıtlaSilParpali,
YanıtlaSilSizin oralar kış ve daha sürer biliyorum ama bizim buralarda sayılı günler dışında bahar yavaştan kendini gösterir. Az ötemizdeki caddenin kıyısındaki erik-hem de erik-çiçeklenmeye başlamış bile, Allah vere donmasa. Güneşe aldanıyor garipler, aslında Antalya şartlarına göre soğuk burası da.
Fuara gelince hakikaten bahar getirdi gönlüme, herkesi bilmem ama beni mutlu etti, düzenleyenleri de Allah mutlu etsin:))
Mavi Balon,
YanıtlaSilHaydi akalım, sıra sizde:)
Sevgili Selma,
YanıtlaSilÇok sağol, ne kadar zarifsin, tabii ki şaka yapıyorum ama cebi biraz delmedim desem yalan olur:)) Ne yapalım atın ölümü arpadan olsun. Bu da benim hayattaki en büyük zevkim.
Fuarın en güzel yanı hem geniş kapsamlı, hem de eve çok yakın oluşu idi, o yüzden 3 gün boyunca tüm gün oradaydım çok iyi oldu. Darısı seneye inşallah.
Sevgiler yolluyorum...
En güzel günlerde oku inşallah ablam. Okudukça yazarsın artık bize de.
YanıtlaSilBu arada belki haberin olmuştur, teyzoş arada ufak bir rahatsızlık geçirdi, benim kafa da o esnada gidikti. O nedenle bir kaç gündür detaylı yazamamıştım sana, ama, kereviz salatası tarifin bizim evde çok beğenildi, geç de olsa haber vereyim dedim. Teşekkür ediyoruz ailecenek.
Sevgiler, iyi pazarlar, Sevi...
Çok güzeldi, rüya gibiydi fuar valla. Hakan gündaya'a ayrıca hayran kaldım ben de ...
YanıtlaSilHayat İzlerim,
YanıtlaSilAynen öyleydi, tekrarını dilemekteyim:))
Sevi,
YanıtlaSilSağol canım...
Teyzoşu aradım hemen, daha iyiymiş neyse ki, canım benim ya.
Ve kereviz salatasını sevmenize çok memnun oldum, afiyet olsun (Sanki ben yaptım:). Bu akşam bizde de var.
Öpüyorum çok...
Keşke benim yaşadığım yerde de olsaydı bu fuar,çok şanslısınız hocam,sevgiler...
YanıtlaSil