.

.
.

14 Şubat 2011 Pazartesi

MEMLEKETİMDEN "SEVGİLİLER GÜNÜ" MANZARALARI

Öğleden sonra alışveriş nedeniyle dışarı çıktım. Soğuk, gri, çipil bir hava vardı, hiç sevmediğim türden. Metroya varıncaya kadar yer yer "Sevgililer Günü" manzaralarını fotoğrafladım, pek coşkulu değildi, muhtemelen Kandille çakıştığı için. Kalp şekli verilmiş balonlar  alıcılarını bekliyordu işporta tezgahlarıyla kalabalıklaşmaya başlayan Yüksel Caddesi'nde.
Çiçekçilerin önü kalabalıktı, kırmızı güller çoğunlukta. İlaveten kırmızı kalpli ayılar da ufağından devasasına kadar muzip ruhlu müşteriler için satışa sunulmuştu. Metroda bindiğim vagonda elinde kocaman bir çiçek buketi taşıyan bir genç oturuyordu, tren kalkmadan çiçekli yolcu sayısı üçe çıktı. Gerçi sonradan binenler ellerindeki çiçekleri sipariş yerine iletmekle görevli kişilerdi. Birinin elinde  tanzim edilmiş bir demet çirkin, sarı renkli yapma çiçek vardı. Cam bir vazoya yerleştirilmiş, beyaz bir kurdeleyla bağlanmış, ilaveten vazonun dibine alakasız bir şekilde kırmızı mozaik taşlar eklenmişti. Çiçeği sevgilisine gönderen erkeğin biraz tutumlu, fonksiyonel bir şahıs olduğuna karar verdim, ne yani onca para verdiği çiçek iki gün sonra çöpe mi gitsindi? Almışken tozlana tozlana salonun başköşesinde durmalı. Ayrıca çok zevksizdi ya da çiçekçinin zevkine razı gelmişti. İnsan kocaman kocaman zambak benzeri sarı çiçeklerin dibine kırmızı mozaik taşlarını ya estetikten yoksun olduğundan ya da hasta Galatasaraylılıktan yerleştirir. Bana sevgilim böyle bir çiçek yollasa ertesi gün ondan ayrılırdım doğrusu:)) Diğer şahsın elindeki koca demet kırmızı güllerden oluşuyordu, hem de bol miktarda, eliaçık bir sevgiliydi belli. Lakin o da çiçekçinin zevkine kurban gitmişti. Kırmızı güller de cam bir vazoya konmuş, dibine yine kırmızı mozaik taşlar yerleştirilmiş ve üstündeki beyaz tülden koca fiyongun çevresine dore renkli incilerden bir zincir dolanmıştı, acaip rüküş duruyordu. Güllerin ortasına da çiçekçinin çirkin el yazısıyla "Seni Seviyorum" yazdığı kalp şeklinde bir kart yerleştirilmişti."Onca parayı bu zevksizliklere vereceğinize bir demet papatya alsaydınız bre gafiller" yazıp çiçeklerin üstüne iliştirmemek için zor tuttum kendimi.

Alışveriş Merkezi de konsepte uygun süslenmiş, renkli kalpler tavandan sallandırılmıştı. İlaveten üzerine tül gerilmiş bir tünel yapılmış etrafı çepeçevre renkli kağıtlara yazılmış mesajlarla donatılmıştı. Mesaj yazmak isteyenler yan taraftaki masalarda oturan görevlilerden kağıt ve üzerine nazar boncuğu iliştirilmiş çengelli iğneler alıp yazdıkları notları tülün üstüne iğneliyorlardı. Ne diyeyim Allah kabul etsin, ya tutarsa:)

Mesajların bazıları da yukarıdakiler gibi çok anlamlıydı.
Alışveriş turumu tamamlayıp ayaklarıma kara suları indirdikten sonra diğer alacaklarım için evin yakınındaki bir  büyük markete geldim. Orada da çarşaf çarşaf ilanlar vardı, "25 liralık alışverişe Sevgililer Günü hediyeniz tektaş yüzük 1 liraya" şeklinde. Meraktan gidip yüzüğün nasıl olduğuna baktım. Bir sevgiliye alınabilecek en kötü yüzük buydu sanırım. 25 liralık alışverişten sonra 1 liraya bu yüzügü alıp eve gideceksin ve karına "Sevgilim annem için erzak alışverişi yaptım, oradan elde ettiğim avantajla da sana bu yüzüğü aldım, hem de 1 liraya, ne akıllıyım değil mi?" diyeceksin. Artık yüzüğü yutturur mu, gözüne mi sokar orası meçhul...

16 yorum:

  1. Postitdeki nota çok güldüm. Bazısı akılsızlıkdan aşkına sahip çıkmaz, bazısı için 14 şubat sadece ayın ortasıdır. Aaahh ah ne diyim ki?

    YanıtlaSil
  2. Ben de nota çok güldüm:)
    Herzamanki gibi süper gözlemler ve hoş anlatım ortaya keyifli bir yazı çıkıyor.

    YanıtlaSil
  3. Yine çok güldüm Leylak Hocam, ben de yazdım az evvel iki satır sevgili günü anısı:))

    YanıtlaSil
  4. Dilek ağacına çok güldüm , " sevgili istiyorum " diye mi yazıyorlar acaba ? Çok yaratıcılar.Karum a benziyor alışveriş merkezi, hey gidi Ankara hey , Dil Tarih Coğrafyam da hiç böyle günler olmazdı.Malum farklı kitleler barındırıyordu içinde...Çok öpüyorum

    YanıtlaSil
  5. bu ağaçtan Nezih kitapevinin önünde devardı.Umarım Selçukla Didemim akılları başlarına gelir...
    Cancan çalar kapıyı birazdan,gardımı alayımJJ

    YanıtlaSil
  6. Adak işi hoş olmuş..Tam memleketimden insan manzarası modunda :):)

    YanıtlaSil
  7. Zevksizlerin çabalarına mı gülersin,nota mı gülersin bilemedim. Son yüzük muhabbeti de ayrı bir güzellik. Komik yaw :)

    YanıtlaSil
  8. ahahahah ne güldüm o nota:)))
    ben sabahtan akşama kadar çalışıp, akşam bi paket susamlı kandil simidimi alıp eve gittim ki ne göreyim, annem bana bir demet çiçek almış, canım annem...

    YanıtlaSil
  9. bende bu insanoğlunun düzmece ticari günlere verdiği önemi neden başka değerlere vermediğini bir türlü çözmüş değilim..!! oysaki bir demet çiçek yeter sevgiyi anlatmaya ama illde 14 şubatta değil..
    keyifli yazın için çok tşkler zevkle okunuldu:)

    YanıtlaSil
  10. Ne güzel yazmissiniz. Ama uzakta olunca da insan yine de özleyip her gün bu sacmaliklari görmek istiyor. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  11. canım yaaa
    çok güldüm okurken
    ne kadar güzel tesbitler bunlar
    çiçeklerden tahliller çok hoş gerçekten de :))
    sevgililer günün kutlu olsun
    en pahalısı ve en güzelinden kocaman bir buket kırmızı gül gönderiyorum sana :))))

    YanıtlaSil
  12. Şu kuru yapma ve plastik çiçekleri görünce diken diken oluyorum...Mis gibi gerçekleri varken :)))Çok eğlenceli bir posttu,teşekkürler...

    YanıtlaSil
  13. yuksel caddesini goruverince eskiye gittim yine, simdinin kocakisisi eskinin sevgilisi ne zaman gecsek oradan hic eli bos cikmazdi, eh dolayisiyla bende tabii :)
    sizin bu Ankara yazilariniza bayiliyorum hep eskiye goturuyor beni, bol bol ozlem gideriyorum :)

    YanıtlaSil
  14. Bu anlattıklarının hepsi "Kültürün pazardan elma alınıp sepete konması gibi alınamayacağının" en güzel örneği. Öyle kolaymı kapitalist düzenin zorlama kültürünü al koy bohçaya.Bohça işte böyle deli kızın çeyizi gibi olur:(((

    YanıtlaSil
  15. Çiçek gönderme olayına zaten hiçbir zaman aklım yatmazdı. çiçekçinin zevkine kalırdı herşey.
    ama şimdi, ciceksepeti.com yaşasın. ne seçiyorsanız, ne görüyorsanız o gidiyor. Hemde fiyatları çok makul...

    YanıtlaSil
  16. Balon satıcısı resmini gördüğüme memnun oldum. Niye derseniz... belkide aynı balonlardı onu bilmem ama.... Atatürk Bulvarı üstünde bir apartmanın önünde yerde bir direğe bağlı koca bir balon kitlesi görüp resmini çekmiştim. Niye bu kadar büyük diye kendi kendime düşünmüştüm. Meğer ayrı ayrı kalp şeklindelermiş.... Bilsem kendime bir tane alırdım.

    Resimler ve yazınız çok hoştu...aynı saatlerde oralarda gezinmişiz..
    <:))

    YanıtlaSil