"Marilyn, Venüs'ün Son Gecesi"; Nazlı Eray ünlü Amerikalı yıldızı konu aldığı bu son kitabında Marilyn Monroe'nun yaşamının son gecesini ve uzun yıllar intihar olarak bilinen ölümünü irdeliyor. Bildik fantastik üslubuyla okuyucuyu 1960'lı yıllara alıp götürüyor ve Marilyn Monroe'dan Kennedy kardeşlere, aktriste ölüm raporu veren çavuş Clemmons'tan yardımcısı Bayan Murray'a, savcı yardımcısı John Miner'den, terzisi Travilla'ya kadar pekçok şahsı günümüze taşıyıp getiriyor. Bu şahıslar TV'de "Gece Kuşu" ve "Bayan Kahkaha" adını verdiği sunucuların programlarına konuk olarak olarak katılıyorlar ve Marilyn'in intihar süsü verilmiş şüpheli ölümünün gizli kalmış yönlerini aydınlatmaya çalışıyorlar.
Fotoğrafta Marilyn Monroe'nun öldüğü gece Los Angeles, 5. Helena Çıkmazı 12305 numaradaki evinden sedye ile çıkarılışını görüyorsunuz. Evin girişinde Latince "Cursum Perficio" yazıyor, "Yolumu tamamladım" anlamına gelen bir deyim bu. Aktristin erken ölümünü işaret ediyor adeta. Yazar kitapta bu söze sık sık dikkat çekiyor, öyle ki Marilyn'e tıpatıp benzeyen pavyon şarkıcısı Meryem ile yardımcısı Bayan Murray'a tıpatıp benzeyen Huriye Hanım'ın yaşadığı Yenimahalle İvedik Caddesi'ndeki (ki benim çocukluğum ve ilkgençliğim de bu caddedeki bir evde geçti, iyi bilirim) 7 numaralı evin kapısının üstünde de "Cursum Perficio" yazıyor.
Marilyn'in, o yıllarda ABD Devlet Başkanı olan John F. Kennedy ile olan ilişkisi günümüzde herkes tarafından bilinen bir gerçek.
Aktrist yukarıdaki fotoğrafta, Kennedy'nin doğum gününde "Happy Birthday, Mr. President" şarkısını söylerken görülüyor. Aralarındaki ilişki çok uzun süreli olmamış, ayrıca sarışın bomba yalnızca Başkan ile değil erkek kardeşi Robert Kennedy ile de bir ilişki yaşamış. Esrarengiz ölümünde bu ilişkilerin payı olduğu düşünülüyor.
Marilyn Monroe'nin ölümünden bir yıl kadar sonra John F.Kennedy Dallas'ta bir suikaste kurban gidiyor. Yukarıdaki fotoğraf cenaze töreninden, önde eşi Jackie ve çocukları, arkasında da Robert Kennedy ve kızkardeşi görülüyor. Kitapta yalnızca Marilyn'in değil, Kennedy'nin ölümündeki sırlar da aralanmaya çalışılıyor. Yazar bunu yaparken Ankara Kennedy Caddesi'ndeki bir durak taksisinde çalışan şoför İsmail'i devreye sokuyor. Taksici İsmail, Kennedy'nin hayatıyla ilgili kitaplar okuyarak öğrendiklerini yazara aktarıyor.
Marilyn'in büyük aşkı ve John F. Kennedy'nin erkek kardeşi Robert Kennedy, ne yazık ki ağabeyi gibi o da, 1968 de, aday olduğu başkanlık seçimleri için propoganda sürecinde bir suikaste kurban gidiyor. Aktrist ile ilişkileri Marilyn'in ölümüne kadar inişli-çıkışlı sürüyor. Son zamanlarında Robert Kennedy ilişkiyi bitirmek istese de Marilyn bunu kabul etmiyor. Bu durum cinayette Kennedy'lerin parmağı olduğu kuşkusunu da yaratıyor. Yazar TV proğramlarına çıkardığı konuklarla bu konuları da kitabın kurgusuna katıyor.
İşin ilginci Robert Kennedy evli, Katolik olduğu için boşanması mümkün değil ve 10 çocuğu var, hatta 11.si de ölümünden 6 ay sonra doğuyor. Bu da ayrıca ilginç bir mevzu.
Yazar Marilyn Monroe ve Kennedy'leri anlatırken bir yandan da değişik kahramanlar kurguluyor; "Rüyalarını satan adam", "Genetikbilimci Klon Profesör İzbırak", "Lemi Bey", Marilyn'e benzeyen şarkıcı Meryem'e aşık delikanlı "Murat", garson "Tanaş" gibi. Mekanlar da ilginç; Çukurambar'da "Seni Seviyorum Pastanesi", Ulus'ta "Kristal Bar", İstanbul'da, Balıkpazarı'nda artık olmayan "Lefter'in meyhanesi". Kimi zaman gündelik hayatta, kimi zaman rüyalarında bu mekanlara gidip adını saydığım kişilerle sohbetler yapıyor.
Kitabı okudukça Marilyn'in ölümü hakkında merakınız artıyor, yalnızca onun değil, Kennedy kardeşlerin de hayatları ve uğradığı suikastler ilginizi çekmeye başlıyor, bir detektif gibi iz sürüyorsunuz. Sonuç mu? Ucu açık, okuyacak ve siz karar vereceksiniz, intihar mı cinayet mi?
Hasılı ben bu kitabı bütün Nazlı Eray romanları gibi ilgiyle okudum, kimi zaman yüzümde gülümseme hasıl oldu, kimi zaman dehşete düştüm. Marilyn Monroe'yu ve Kennedy kardeşleri sevin ya da sevmeyin, haklarında, bilhassa ölümleri hakkında birşeyler öğrenmek istiyorsanız daha eğlenceli bir şekilde öğrenemezsiniz. Söylemedi demeyin...
Son olarak Enya'dan geliyor: "Cursum Perficio"
Marilyn'in büyük aşkı ve John F. Kennedy'nin erkek kardeşi Robert Kennedy, ne yazık ki ağabeyi gibi o da, 1968 de, aday olduğu başkanlık seçimleri için propoganda sürecinde bir suikaste kurban gidiyor. Aktrist ile ilişkileri Marilyn'in ölümüne kadar inişli-çıkışlı sürüyor. Son zamanlarında Robert Kennedy ilişkiyi bitirmek istese de Marilyn bunu kabul etmiyor. Bu durum cinayette Kennedy'lerin parmağı olduğu kuşkusunu da yaratıyor. Yazar TV proğramlarına çıkardığı konuklarla bu konuları da kitabın kurgusuna katıyor.
İşin ilginci Robert Kennedy evli, Katolik olduğu için boşanması mümkün değil ve 10 çocuğu var, hatta 11.si de ölümünden 6 ay sonra doğuyor. Bu da ayrıca ilginç bir mevzu.
Yazar Marilyn Monroe ve Kennedy'leri anlatırken bir yandan da değişik kahramanlar kurguluyor; "Rüyalarını satan adam", "Genetikbilimci Klon Profesör İzbırak", "Lemi Bey", Marilyn'e benzeyen şarkıcı Meryem'e aşık delikanlı "Murat", garson "Tanaş" gibi. Mekanlar da ilginç; Çukurambar'da "Seni Seviyorum Pastanesi", Ulus'ta "Kristal Bar", İstanbul'da, Balıkpazarı'nda artık olmayan "Lefter'in meyhanesi". Kimi zaman gündelik hayatta, kimi zaman rüyalarında bu mekanlara gidip adını saydığım kişilerle sohbetler yapıyor.
Kitabı okudukça Marilyn'in ölümü hakkında merakınız artıyor, yalnızca onun değil, Kennedy kardeşlerin de hayatları ve uğradığı suikastler ilginizi çekmeye başlıyor, bir detektif gibi iz sürüyorsunuz. Sonuç mu? Ucu açık, okuyacak ve siz karar vereceksiniz, intihar mı cinayet mi?
Hasılı ben bu kitabı bütün Nazlı Eray romanları gibi ilgiyle okudum, kimi zaman yüzümde gülümseme hasıl oldu, kimi zaman dehşete düştüm. Marilyn Monroe'yu ve Kennedy kardeşleri sevin ya da sevmeyin, haklarında, bilhassa ölümleri hakkında birşeyler öğrenmek istiyorsanız daha eğlenceli bir şekilde öğrenemezsiniz. Söylemedi demeyin...
Son olarak Enya'dan geliyor: "Cursum Perficio"
Şunu belirteyim sanki bir kitap tanıtım programı yazısı gibi olmuş. bayıldım.. hele hele sonunda enya'nın şarkısına bağlanması. ayrıca, marilyn'in ilk resimdeki elbisesi diktirsem mi acaba dedim kendi kendime...
YanıtlaSilSevgili leylakcığım, bloğun bu haline bayıldım.Anlatımın her zaman ki gibi müthişti. Hiç merak etmemiştim Marlyn'in hayatını, ölümünü. Şimdi bu anlatımın üzerine okumak şart oldu. Ellerine sağlık, öpüyoruz...
YanıtlaSilEskiden, Marilyn'i "sarışın bomba" kategorisinde görür, biraz da küçümserdim.
YanıtlaSilSonra sonra, çocukluğunu öğrendim, Kennedy ilişkisi konuşulur oldu, A. Miller'la evliliği, ince hassas halleri filan... Son tahlilde, hakkında öğrenilecek şeyler olan, merak edilesi bir insan Marilyn. Nazlı Eray bu gizemin, karmaşanın tadını çıkararak, kitabını değerlendirmiştir, eminim.
:))
çok orjinal bir kitaba benziyor alıp okumalıyım
YanıtlaSilhaftasonu ahmet ümitin istanbul hatırasını
aldım bitireyim sıraya bunu alayım
teşekkürler
Leylak Dalıcım, şu zembereği bitireyim de Allahın izniyle :))) Kitap çok güzel ama anam 736 sayfa:)) Neyse 500 sayfa okumuşum... İşin garibi sırada bekleyenler de aynı ebatta...
YanıtlaSilBu kitabı elime alıp bırakmışlığım var geçen akşam Alkım Kitapevinde...Ama sen yaptın yapacağını ilgimi çektirdin yine...
ÖÖÖptümmm
nazlı eray'ı pek sevmem ne yalan söyleyeyim ancak kitabı bu yazıyı okuduktan sonra merak etmemek mümkün değil. hemen alacağım :)
YanıtlaSil