.

.
.

30 Mart 2024 Cumartesi

BAHAR KOKAN HAFTA SONU

Evle ilgili olarak yapmayı planladığım bir sürü iş var. Bunca yıl boyunca sırtına binen yüklerden, kafasını karıştıran anılardan kurtarmak niyetindeyim, sıkı bir dök, devir, seç, at eylemi planlıyorum. Lakin tahmin edeceğiniz gibi hem bedensel, hem de duygusal olarak biraz yorucu bir eylem bu, hele de benim gibi eşyalarıyla göbek bağı oluşturan biriyseniz. Lakin bir yerden başlamak gerekiyordu ve işe el atmadıkça tembellik baskın çıkıyordu. Dün kuşluk vakti (günün sabahla öğlen arası saatlerine verilen bu ismi çok seviyorum) "kalk başla" diyen perilerle, "otur keyfine bak" diyen cinler arası çatışmadan periler galip çıktı ve elbise dolabının bana ait çekmecelerinden başladım. Aman aman, kendimden utandım. Ne zaman aldığımı ve varlığını unuttuğum neler de çıktı neler. Diplere sondaj yapmadığım için olmadığını düşünüp yeniden aldığım bir sürü şey. Rengi solanları, daralanları, bir daha asla giymeyeceklerimi, "ben bunu ne demeye aldım ki" dediklerimi ayırdım. Kimi çöpe gitti, kimi Belediye'nin giysi toplama kutusuna gidecek, bazıları da bundan sonraki hayatına toz bezi olarak devam edecek. İki çekmeceyi yeniden düzenlemenin (onca şey attım, yine yer boşalmadı, bu da çözemediğim bir handikap) haklı gururuyla üçüncü çekmeceye, çoraplara el attım. Kedi köpeğin toprak kazdığı gibi elime aldığım çorabı omzumun üstünden arkaya, yatağın üstüne fırlatıp çekmeceyi boşaltmıştım ki telefon çaldı. Arkadaşım diyordu ki, "Hava çok güzel, niye eve kapanalım?". "Ama ben, çekmece, temizlik, kem, küm, tamam be gidelim oturalım denize karşı". Henüz daha çiçeği burnunda bir üniversite öğrencisiyken ithal şarkıcımız Anne-Marie David'in bir şarkısı vardı:

"Neşeli gençleriz biz çibidibidip çibidipta
Yaşamayı severiz çibidibidip çibidipta
Bir pantelon (şarkıcı Fransız ya böyle telaffuz ederdi), bir gömlek
İstediğimiz yere gideriiiz"

Artık gençlik kalmasa da neşe yasak değil ya, bir pantelon, bir gömlek buluştum arkadaşımla, oh sefamız olsun.



Tabii ki yokluğumda yatağın üstünde kümelenmiş çoraplar uzaktan kumanda ile yerlerine yerleşmemiş beni bekliyordu. Ne gam, önce yol üstündeki çiçekçiden aldığım şakayıkları vazoya yerleştirdim, sonra çorapları seçip çekmeceye.


Akşam yemeğini yemiş iyice çığırından çıkan Kızılcık Şerbo'suna takılıyordum ki kapı çaldı. Diziyi kaçırmamak için kapı görevini Kocam Bey'e yükledim, lakin kapı önünde kalabalık bir grup olduğunu fark edince her daim mağdur, her daim haklı Pinko'dan izin isteyip ben de gittim kapıya. Önce davulcular çete kurmuş bahşiş vermeyeni dövmeye gelmiş sandım ama meğer muhtar adaylarımızdan biri son dakika propoganda turuna çıkmış azalarıyla. Geciktiği için özür dileyip broşürünü uzattı, azalardan biri minik bir torbada mısır (evet patlamamış cin mısır, ilginç bir propoganda hediyesi), bir diğeri iki adet çikolata (tabii ki tek ısırımlık) sundu. Oylarımızı bekleyerek veda ettiler. Broşürü, mısırı ve çikolatayı çöpe atıp geçenlerde uğrayan kadın adayın çalışma masamdaki broşürüne göz kırparak "Anladın sen onu" dedim. Bıyıklılara oy yok, yaşasın kadın dayanışması 😂

Kızılcık Şerbeti'nin Pinko'yu ters köşe yapan son yudumunu içtikten sonra mutfaktaki bulaşıklara "Sizinle yarın görüşürüz" diyerek yatmaya gittim.

Yarın seçim günü. Ben oy verme yaşı 21 olan gruptandım, verdiğim ilk oy hüsrandı, sonraki pek çoğu da hüsran oldu, umarım yarınki sonuçlar yüzümüzü güldürür. Sağlıkla ve umutla kalın...


4 yorum:

  1. İlk oyumuz meşhur anayasaya referandumu idi, değil mi?
    O gün bu gündür iflah olamadık...

    YanıtlaSil
  2. bu şakayıklar da ne neşeli çiçekler, bayılıyorum :)
    ay heyecanlanmayayım diyorum, umutlanmayayım diyorum ama olmuyor...yarın akşam güzel bir akşam olur ve pazartesi sabah iç huzuruyla başlarız güne dilerim öğretmenim...

    YanıtlaSil
  3. Selam şakayıklar çok güzel yarın umudumu kaybetmeden sonuç güzel olacak diye bekliyorum. Tıpkı bahar gibi yağmur, kar, fırtınadan sonra açan güneş gibi. Umut gönlümün ekmeği. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  4. Bahar kokan haftasonu herkes için bahar olsun:)

    YanıtlaSil