İki gün önce Ankara'nın eski zamanlarına olan özlemimi dile getiren hem nostaljik, hem de sitemli bir yazı yazmıştım, dün pekiştirme mahiyetinde Ankara ile ilgili bir sergiye gittik Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde: Duygular Coğrafyası Ankara.
Biz iki kardeşin Ankara sevgisini bilen bilir. Bu şehre sonradan yerleşen insanların Ankara hakkındaki duyguları nedir bilemem ama burada doğup büyüyen, yıllar içinde irtibatını hiç koparmayan kişiler Ankara'daki anılarını severler daha çok, bir ana gibi kucaklar çünkü şehir onları, büyümelerine olan katkısı inkar edilemez. Bütün yozlaşmasına, çirkinleşmesine rağmen bitmez bu sevgi, insan yaşlandı, çirkinleşti diye annesini sevmekten vaz geçebilir mi? Şehir Plancıları Odası tarafından çeşitli atölyelerin katılımı ile hazırlanan dünkü sergi düşündüğümüzün ötesinde iyi düzenlenmiş, çok emek verilmiş bir sergi idi. Kız kardeşimin de katkısı vardı, hatta haberim olmadan, dolaylı olarak benim de. Bir bölümde anlatılan bizim hikayemiz olmuş tam anlamıyla.
Sergide resim, fotoğraf, grafik, maket, harita, söyleşi, video, ses ve benzeri metodlar yoluyla Ankara her yönden tanıtılmaya çalışılmış. Ankara'dan insanlar duygularını, anılarını, yaşanmışlıklarını dile getirmiş. Şu aşağıdakiler de bu bölümde yer alan kardeşimin aktardıkları:
Ne güzel bir sergiymiş bu böyle, çok özgün ilk kez denk geldim. :)
YanıtlaSilben haftaya yine Ankara'dayım sanırım, vakit olursa gideceğim kesin!
YanıtlaSilNe tatlı bir sürpriz oldu kimbilir diyeceğim geliyor, ayy harika ;) Çok öptüm.
YanıtlaSil