.

.
.

28 Eylül 2022 Çarşamba

MÜZE GÜNÜ / 28 EYLÜL

Ankara'da geçen günler birer birer eksilip sona yaklaşırken "aklımda duracağına karnımda dursun" diyerek Şermin Yaşar tarafından yeni açılan "Kelime Müzesi"ni açılışının ikinci gününde geziverdim dün. Zira bundan sonrası yol hazırlığı, 4,5 ayda dip köşe yayıldığım evin toparlanması, düzenlenmesi vs ile geçecek. 

Şermin Yaşar takip ettiğim bir yazar değildi, bana hediye gelen iki kitabını okudum sadece ve evet öykülerini sevdim. Epeydir uğraştığı müze neyin nesidir, gitmeden bir göreyim dedim ve yola düştük kızkardeşle. Bu vesileyle pandemi başından beri gitmediğim Kale'ye de bir "Merhaba" demiş oldum. Kale bıraktığımız gibi duruyor, fazla oyalanmadık, Kelime Müzesi'ne yönlendik, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Erimtan Müzesi'nin arasında bir yerde, yokuş aşağı sağ tarafta kalıyor Kale kapısından sallanınca. 


Giriş ücreti 40 lira, öğrenci ve 9 yaş üstü çocuklar 20 lira. Müze kart geçersiz haliyle. Pazartesi hariç her gün 17.00'ye kadar açık. Orta boy, hatta küçük bir müze, üç katlı. Güzel düşünülmüş bir proje, vaktim kısıtlı, ortam biraz da kalabalık olduğu için çok detaylı gezemedim ama hoş bir ambiyansı vardı. En çok merdiven boşluğundan sarkan avizeyi beğendim diyeyim de gülün, e çok hoştu ama 😀

Müzede çeşitli objelerle kelimelerin anlamları dile getirilmiş, değişik düzenlemeler yapılmış, birkaç foto paylaşıp yazıyı uzatmadan devam edeceğim.




Bu çekmeceleri açıp istediğiniz harfle başlayan birkaç tümce okuyor, anlamını görüyorsunuz. Alttaki şeritleri çekince de o harf ile başlayan kelimeler sıralanıyor. Ben "N"yi seçtim haliyle. 



Bu kadar yeter, Ankara'da oturuyorsanız gidip görün derim...

Turumu bitirince Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde beni bekleyen kız kardeşin yanına geçtim. Müzeyi defalarca gezdiğimiz için meraklısı olduğumuz satış mağazasına daldık. Her şey çok pahalı idi, yine de bir-iki obje edindik, benimki Müze'nin en bilinen  parçalarının resmedildiği taş bir magnet. Bahçede birkaç fotoğraf çekip bu defa Ziraat Bankası Müzesi'ne gitmek için yokuş aşağı vurduk kendimizi.

Yıllardır Ankara'da yaşayan biri olarak, defalarca önünden geçtiğim halde Ulus'taki tarihi Genel Müdürlük binasında bir müze olduğundan habersizdim. Sağolsun Damlacımın sayesinde aydınlandım ve görmeden gidersem banka bana küser dedim. Ne de olsa uzun yıllar defalarca paralarımıza ve bize ev sahipliği yaptı kendisi. Öğrenciliğim boyunca kredimi onun veznelerinden çektim, yengem tarihi binada çalışırdı, anneannemin kefenlik parası orada yatar ve her yılbaşı ziyaret edip eşantiyon bir şeyler toparlardı. Kumbaralarında az para biriktirmedik, artık kendisiyle irtibatımız kalmasa da mazimiz var şekerim 😀 Ve müze de tahmin ettiğimizden daha güzelmiş meğerse. 

Bence Ankara'nın en güzel binası olan Genel Müdürlük binası İtalyan mimar Guilio Mongeri'nin eseri, tıpkı yakınındaki İş Bankası Genel Müdürlük binası gibi. 1925'de başlayan inşaat 1929'da bitmiş. Yakınlarda bina temizlendi, Ankara'nın kömürlü günlerinde bulaşan isten, pisten kurtuldu, eli yüzü açıldı, hatta sadece bina değil, kurucusu Mithat Paşa'nın heykeli de ak pak edilmiş. Eskiden binanın önünde duran ve insanda "Hadi bana müsaade, ben kalkayım artık" diyormuş duygusu uyandıran heykel müze girişine alınmış.  

Görsel: Buradan

Müze girişinde bizi çok kibar görevliler karşıladı. Giriş ücretsiz, girişte ve çıkışta okutacağınız bir bilet veriyorlar başlıyorsunuz gezmeye. Bodrum kattan başlanıyor, aslında kot farkı nedeniyle giriş katı oluyor ama zamanında bodrum olarak kullanılmakta imiş, zaten kasalar bölümü ve kalorifer tesisatı da burada. Kurumsal Kimlik, Ana Kasa Dairesi, Kiralık Kasalar, Dijital Vitrin-ki burada para biriktirme oyunu oynanarak nostaljik bir müzik yolculuğu yaptırılıyor ziyaretçilere, biz de para biriktirip bir TV cihazı ile bir Walkman aldık 😃 müzik dinledik-Banka Koleksiyonu, Kurumsal İletişim ve Çocuk Etkinlik alanı odalarını gezdik sırayla. Şu aşağıdaki vitrinde fena halde nostalji yaptık:


Benim kuşağımdan olup da bu füze kumbaralarla uzaya para göndermeyen çok azdır sanırım. Kumbara devri de geçti ne yazık 😒

Koleksiyon Odası'nda birkaç orijinal tablo ve eser sergileniyor, koleksiyondaki diğer tabloları da dijital olarak seçip görebiliyorsunuz. Şu aşağıdakini çok beğendik, keşke bize verselerdi müze gezme ödülü olarak 😀


Radyo odası bir oturma salonu gibi düzenlenmiş ve nostaljik radyodan seçim yaparak bankanın bugüne kadarki reklam programlarından birini dinleyebiliyorsunuz. Biz Orhan Boran'ı tercih ettik, özlemişiz sesini. 

Geçiş koridorlarından birinin zemini ışıklandırılmış ve değişik fonlar geçiyor ayağınızın altından. Girdiğimizde gökyüzündeki burç yıldızlarına basarak geçtik, sonra bankanın amblemindeki buğday başakları serildi tabanlarımıza ve salonlardan birine geçerken de çil çil altınları geride bıraktık. 


Bodrum kattaki her şeyi ekleyemiyorum haliyle, biz buradaki odaları keşfettikten sonra zemin kata çıktık ve daha içeri girerken ağzımdan bir hayranlık nidası döküldü. O kadar güzel, o kadar estetik ve kişilikli bir salondu ki Şeref Salonu. Bu yaşıma kadar buraya gelmedim mi, yoksa çocukken gelip unuttum mu bilemedim. 





Salonun ahşap işlerini Selahattin Refik gerçekleştirmiş, vitraylar Milano'da "Corvaya-Bazzi" şirketi tarafından yapılmış. Duvarı kaplayan "Harman" tablosunun ressamı ise İbrahim Çallı imiş, 


Bodrum katta sergilenen Genel Müdürlük binasının maketi. Binanın çimento ve alçıları Almanya'dan, ahşap kısımların keresteleri ve tuğlalar Romanya'dan getirtilmiş. Döşeme mermerleri yerli imiş, Kaba inşaatta Yüksek Mimar Arif Ongun başkanlığında İtalyan ustalar, dış sıva ve boyalar işinde de Yüksek Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu nezaretinde Macar ustalar çalışmış. Kısacası çok özenli bir çalışma yapıldığı 93 yıldır aynı heybetle şehri güzelleştirdiğinden belli. Dilerim uzun yıllar bu güzelliği görmeye devam ederiz. 

Çıkışta müzenin küçük kafeteryasına oturuyoruz. Görevli genç ve tatlı kız bize taze çekilmiş kahve olduğunu söyleyip kahve içmemizi öneriyor. Birer capuchino ile yorgunluk atıyor ve müze ile vedalaşıyoruz...


10 yorum:

  1. Selam Ankara2dan gider ayak veda turlarınız gezi ile başlamış. Ne güzel yerler sayenizde haberimiz oldu. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir gezi ile veda ettik, hoş oldu. Teşekkürler, sevgiler...

      Sil
  2. Kelime müzesi çok ilginç, bankayı iyi bilirim ama; halam orada çalıştı ve amcam üst düzey yöneticilerinden biriydi, bu nedenle pek çok farklı şehirdeki bankaları da gezmişliğim vardır ve sanki Atatürk bir köşeden çıkacakmış gibi hayal etmişimdir hep. Çocukluk işte:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kelime Müzesi ilginç gerçekten, iyi düşünülmüş, hoş bir mekan olmuş. Ziraat Bankası'ndaki müze 2019'da geliştirilmiş, tabii pandemi nedeniyle de ancak haberimiz oldu. Şeref Salonu harika. Bunca yıl binaya girmemiş olmam garip ama önünden her geçişimde hayranlıkla bakarım.

      Sil
  3. ben de tam iş bankası müzesine çok benzettim diyecektim ki aynı mimarın eseri olduğunu yazmışsınız öğretmenim. en kısa zamanda gidip göreceğim kesin.

    kelimeler müzesini de pek çok merak ettim. ay ne güzel, yeni yerler var gidilip gezilecek:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Şulecim sana gezecek çok yer çıktı, sırayla ziyaret edersin artık, sevgiyle kucaklıyorum seni...

      Sil
  4. Kelime Müzesi için ben de heyecanlıyım bu sefer, ilk fırsatta gidip görmek istiyorum :)

    Ziraat Bankası Müzesini çok sevmiştim ama, hele o radyolu salon, o sarı abajur ve duvardaki sarı çiçekli tablo :)

    Ulus, ne güzel mekansın sen <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ulus gerçekten şahane mekan, keşke daha medeni olsa ve bir açık hava müzesine dönüştürülebilse...

      Sil
  5. Hakikaten ilginç bir fikir bu kelime müzesi :)) Yazarlarımız son dönemde sadece yazma sanatıyla değil, sanatın başka alanları ve özellikle müzecilikle de ilgilenmeye başladı, çok ilginç işler çıkıyor ortaya!
    Veda turlarınız güzel geçsin ama ben yine hoş geldim turlarınızı bekliyorum ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın Sait Faik ödülü alması çok sansasyon yarattı, instagram fenomeni ödül aldı falan dendi ama bence öyküleri güzel, neden böyle bir görüş hakim oldu bilmiyorum. Sanki her ödül alan hakkıyla alıyor ya da iyi yazar olduğu için alıyor. Kadın güzel projeler üretiyor, helal olsun.
      Çoluk-çocuk, kardeş falan gidiyoruz Antalya'ya, biraz yoğun olurum 10-15 gün ama sonrasında sonbahar Antalya'sı ellerinizden öper C'ciğim :)))

      Sil