Antalya bizi bu kış iyi üşüttü, hele civara kar yağarken adeta dondurdu. Günlerdir süren soğuk bugün yerini güneşli bir havaya bırakınca fırsat bu fırsattır diyerek attık kendimizi dışarı, hafiften esen rüzgarı da pek ciddiye almadık. Rotamızı uzun tuttuk bugün, eve nisbeten uzak olan en sevdiğimiz parka yürüdük.
Normalde yapraklar yeşermiş, yerler papatya dolmuş, çiçekli ağaçlar açmış, Kıbrıs akasyaları ponponlarını çıkarmış olurdu ama hiçbiri yoktu henüz. Yaprak dökmeyenler dışında tek yeşeren ağaçlar gölet kıyısındaki günnüklerdi, diğerleri henüz çıplaktı. Mercan ağaçlarında tek tük kırmızı çiçek vardı, geri kalanlar "Haftaya inşallah" diyerek göz kırptılar. Nasıl bahar başlangıcıysa bu?
Parkı boylu boyunca katedip Kültür Merkezi'nin yanındaki cafede kahve molası verdik, hem de biraz dinlenmiş olduk, eve döndüğümüzde telefonun bildirdiğine göre 13.000 adım atıp, 7 kilometre yürümüşüz.
Kahveleri bünyeye yollayıp yeterince dinlenince eve dönmek üzere yola düştük ama ayrılmadan önce bu tür postlarda Bey Dağları'nı görmek isteyenleri bu zevkten mahrum bırakmayayım:
Dönüşte haftalık rutinimizi gerçekleştirdik ve mahallemizin pidecisine uğradık. Pidecinin sahibi ile neredeyse akraba modundayız. Mekanı yıllar önce, oğlum daha ilkokula bile gitmezken babam ve oğlum keşfetmiş heyecanla "Sizi çok iyi bir pideciye götüreceğiz" diye gelmişlerdi. Hazırlanıp takıldık peşlerine annem, kardeşim ve Kocam Bey'le. Aaa, gide gide gittik ki gecekondudan hallice bir yer. Nasıl salaş, kocaman bir hayal kırıklığı, "Bu mudur yahu iyi dediğiniz pideci?" dedik. "Dükkanı mı yiyeceksiniz" dedi babam, "hele bir pidelerin tadına bakın". Baktık, bakış o bakış. O zaman, bu zaman aile pidecimiz oldu çıktı, hiçbir yerde o pidelerin tadını bulamıyorum. Sonradan dükkan yenilendi, düzenlendi. Kalfa usta oldu, kalfanın oğlu büyüdü, dükkana yardımcı oldu, getir-götür işlerine baktı, evlendi, çocuğu oldu, yani aile tarihlerine de şahidiz. Kendimiz abone olmakla kalmadık emekli olmadan önce okula yakın bir yerde yemek yenecek yer olmadığı için her gün onlarca pide siparişi vermeye başladık. Ticaret Lisesi'in resmi pidecisi haline geldi, hepimiz o süreçte kilo aldık 😃 Hala çocuklar ne zaman Antalya'ya gelse ilk işimiz oraya gitmek olur, vefalı müşterileriz anlayacağınız. Park dönüşü de kuşbaşılı pideleri yedikten sonra geldik eve, afiyetimiz olsun 😃
Bugün Ekinoks'un yanı sıra Dünya Şiir Günü imiş. O halde Turgut Uyar'ın "Ekinoks" isimli şiirinden birkaç dize ile bitireyim bu yazıyı:
Pidecinin adını ve yerini de söyler misiniz? Antalya'da çok yakın arkadaşlarım var, onlara önereyim :)
YanıtlaSilTurgut Uyar'ın bu şiiri de diğerleri gibi katmanlı, düşündürücü, anlamlı.
Bahçeli Pide, 100. Yıl Bulvarı'ndan Turgut Reis Caddesi'ne dönünce birkaç blok ötede, kendi halinde bir mekan :) Bilhassa kuşbaşılı tavsiyedir.
SilTurgut Uyar şiirleri hep katmanlı, hep anlamlı...
Çok teşekkürler :)
SilKuşbaşılı pide en sevdiğim :) Afiyet bal şeker olsun Nurşen ablacım.
YanıtlaSilBu sene yaz geç geleceğe bekliyor. Kar gitti ayazı gitmedi hala bizde de. Mevsimler şaştı, ağaçlar, çiçekler hepten şaştı galiba.
Mutlu bir gün diliyorum ♥
Sağol Şebocum. Çok bıktım ama inan olsun soğuktan, kıştan. Düşün bir de ben Antalyadayım yani, her şeye rağmen güneş var, yeşil var ama gerçek bahar gelsin artık.
SilAynı günden ben de sana diliyorum...
kıymalı yumurtalı en sevdiğim, aklımda olsun o pideci :) hüdayinabit ne ki :)
YanıtlaSilKendiliğinden yetişen demek hüdayinabit
SilBir an içim ferahladı, ben de bu ne kış bu sene diye düşünüyordum, tek bir ağaçta ve o da epey uzak bir yerdeki bir ağaçta çiçekler görünce karalar bağlamıştım. Özellikle Sadece C. Almanya'dan bahar havaları estirince. Antalya'yı okuyunca şimdi kısmen içim ferahladı. Oraya gelmediyse bizim durum çok normal dedim. Fakat Beydağları ve o hattan görünüşleri, az görülür ve bulunur bir manzara ki yazılarınızda sıklıkla rastlamak hoş oluyor.:)
YanıtlaSilAyrıca, yazıma övgünüzü görünce heyecanlandım, sevindim elbette, ama şımarmayacağım öğretmenin; daha gayretli ve özenli olacağım:) Çok teşekkürler:)
İç ferahlatan o günden sonra tekrar soğudu ama bugün güneşi gördük şükür, umarım öyle devam eder zira çocuklar Ankara'dan gelecek, üşütmeyelim onları :)
Silİnanın Antalya'da ayrı kalınca en çok Beydağları'nı özlüyorum ve her seferinde ilk defa görmüşcesine keyifle seyrediyorum.
Zaten geyretli ve özenlisiniz arkadaşım, keyifle okuyorum yazılarınızı.
Beydağları da Beydağları, başı pare pare dumanlısından hemi de. :))
YanıtlaSilHem de nasıl valla :)
SilBir gün sırf bu Bey Dağları'nı görmeye sebep geleceğim sanırım Antalya'ya, gel yerleşelim diyorum eşime ama daha ikna edemedim, bakalım kısmet. :D
YanıtlaSilBekleriz, yazın kaçacak bir yeriniz olunca bu şehir çok keyifli, hele pandemi öncesi tadına doyulmazdı, festivaller, konserler, baleler, tiyatrolar, sinemalar. Ufaktan başladı bunlar ama ben hala kapalı mekanlardan kaçtığım için henüz o kıvama gelemedim.
SilLeylakdalım bizim burada da pideyi çok güzel yapan bir ustamıs var. Ama son zamlarla
YanıtlaSilfiyat çok arttı,hatta son gittiğimde 2 lahmacun aldım. gözüm mkıymalı pidenin fiyatına kaydı, 70 tl
Antalya piyasası daha çoktur belki ama ailece gitsen yesen , ne çok diye düşündüm. Artık pide, pizza bile yiyemez hale geldik.
Ama sımsıcak Antalya fotoğrafları ne güzel. Bahar ve yaz gelsin istedim bir anda. ama mart bitmeden bizim buralarda bahar gelmez, bekleyelim :)
Bizim pideci insaflı imiş demek, boyut normal pidelere göre biraz küçük ama kuşbaşılıyı 36 liraya alıyoruz halen. Kıymalı daha ucuzdur. Mutlaka daha pahalı olduğu yerler de vardır ama biz pide yiyeceksek burayı tercih ederiz hep.
SilGerçekten bahar gelsin, yaz da mümkünse Ankara'da gelsin, zira Antalya'da yaz cehennem azabı...
Ne güzel vakit geçirmişsiniz. Bizim de çok sevdiğimiz bir pidecimiz vardı, geçen ay vefat etti araba kazasından. Aklıma o geldi. Resimler çok güzel. Haftaya ülke genelinde artacakmış, çoğu yer 15 derecenin üzerine çıkacakmış:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler. Bugün ısındı burası, güneş var, moraller düzeldi. Pidecinize üzüldüm, Allah rahmet eylesin. Sevgiler yolluyorum Antalya'dan...
Sil