.

.
.

18 Aralık 2020 Cuma

18 ARALIK (YİNE KARGOCULAR, YENİ YIL RUHU, BOYANAN SAÇLAR, KIRILAN KOLTUKLAR)

Birkaç gündür pandemi cinlerine ek olarak tepeme yerleşmiş yeni cinlerle geziyordum. Allahtan hafta ortası birkaçı aşağı atlayıp kayboldu da kendimi biraz şımartmaya karar verdim. Dün sabah erkenden kalktım. Kahvaltı sonrası evi süpürmeye karar verdim. Balkonda toz torbası boşaltırken "Meemeet, Meemeet" diye bağıran kıza rastladım yine. Bu arkadaş hemen her gün geliyor, önce bizim zile basıyor, sonra karşı kaldırıma geçip üst katımızda oturan bekar gençlerden birine sürekli sesleniyor. "Niye zile bastın" diyorum, "Arkadaşımı çağırmak için" diyor, "E ama sen bizim zile basıyorsun, arkadaşın üst katta" diyorum. "Bana o zile bas dediler" diyor. "İyi de kızım sesini duymalarına imkan yok, telefon et bari" diyorum, "Telefonumun şarjı yok" diyor. Allahın cezası telefonun hep bu saatlerde bitiyor galiba şarjı. "Madem öyle bak kapıyı açtım, çık daire kapılarını çal" diyorum. "Siz bir çıkıp çalsanız" diyor. Fesüphanallah, tepemde deli paratoneri ile dolaşıyorum cinlere ek olarak. Gencecik kız merdiven çıkmaya üşeniyor, ben Cevriye'yi sürüyerek onun keyfini çattıracağım, haydi oradan, Meeemedine de sana da başlarım diye söylenerek girdim içeri toz torbamla birlikte. Biraz daha vızıldadı "Meemeet" diye, sonra ne yaptı bilmem. 

O bağıradursun ben süpürmeye geçtim, niyetim tek odayı halletmekti, aşka geldim süpürgemle odalararası bir tur düzenledim. Süpürgeyi yerine koyup domestik faaliyetime ara verdim ve estetik faaliyete geçtim. Saçımı boyadım, uzun süredir ihmal etmekteydim, kafam Beşiktaş formasına dönmüştü. Pandeminin yegane faydası beni boya konusunda ustalaştırması oldu, sanırım sonrasında da boya işini kendim halledeceğim ama kesim, ah kesim, onun için kuaföre muhtacım. Pırasaları kıskandıracak düzlükteki saçım en ufak bir hatayı affetmiyor. Üstelik eli yatkın, işinin ehli bir kuaföre ihtiyaç duyuyorum. Bu arzuma cevap veren kuaförümün dükkanı da tren katarı gibi, ucu bucağı belirsiz. Son koltuğa denk düşerseniz bırak pandemiyi normal zamanlarda bile oksijen eksikliği çekebilirsiniz. Sanırım bir süre yine Rapunzel modunda gezeceğim, şimdilik idare ediyor ama kış bitene kadar yine tokasız gezemeyeceğim. 

Boya işlemi bitince yıkama süresi gelene kadar bu defa da toz beziyle muhabbete girdim, kitaplık raflarını ve üzerlerindeki onlarca objeyi toz bezimle okşadım. Annem neredeyse her türlü ev işini bana yaptırırdı rahmetli, üstelik de yaptığımı beğenmez, yine okşamışsın her yeri derdi. Onun düşüncesine göre iyi temizlik döverek olur, okşayarak değil, şimdiki aklım olsa "Ben şiddete karşıyım anneciğim" derdim. Toz alma da bitince Sevdacığımın ışıklar ve yılbaşı temalı yastıklar yollayarak verdiği gazla ağacı çıkardım saklandığı yerden. Süslenmeye hazır hale getirip saçlarımı yıkamaya gittim. 

Yeni boyanmış saçlarımla ağacı bir güzel süsledim, ışıklarını yaktım ve karşısına geçip kahve içtim, biraz içim açıldı. İyi etmişim değil mi?

Üstüste üç kere kargo görevlisi  çaldı kapıyı, ikisinde sıkıntı yoktu ama üçüncüsü artık yutmayacağımız aynı pis numaraya başvurdu: "Zırrrr!", hatta "Zarrr!", otomatiğe bastım, tekrar "Zarrr!" balkona çıkıp seslendim: "Kapı açık". Bir daha "Zarrr!". "Kardeşim kapı açık". "Apla açılmayor". Herkesin de aplasıyım maşallah. Lanet olsun deyip eşimi yolluyordum ki dışardan gelen biri kapıyı açıp içeri girdi. Hah, şimdi görürsün sen kargocu efendi. "Kapı açıldı, çıkabilirsin" diye seslendim, kös kös çıktı. "E açılıyormuş kapı, ne oldu?" dedim. "Arada dutaklık yapıyor apla" dedi. Ya ya, evet, yedik 😃 Tamam anladık, onların işi de zor ama ben de Cevriye ile üç kat merdiven inip sonrasında tekrar çıkamam. Bu aralar kargo ve teslimat görevlileri ile sıkıntılıyız. Sabah gelen Migros siparişim de yanlış geldi, Allahtan araç ayrılmadan farkedip bağırış çağırış geri çağırdım görevliyi. Fiş bana ait ama içerik başkasının. Özür dileyerek toplayıp götürdü, bir sonraki serviste doğrusunu getirdi. 

Maşallah evdeyiz ama maceramız eksik olmuyor. Geçen gün de büro koltuğum kırıldı. Şu ortamda bana iş çıkardığı için çok sinirlendim ve balkona çıkarıp üç gün boyunca yağan şiddetli yağmura maruz bırakarak cezalandırdım. 

 
Ertesi gün de yoldan geçen hurdacıyı çağırıp, "Al hayrını gör" dedim, hoş onun da aşağıya indirip vermemi bekler gibi bir hali vardı ama kusura bakmasın 😃 

4-5 gündür plastik koltuğa mahkum olmuştuk, bugün yenisi geldi demonte olarak. Aman tanrım, monte etmek ne zormuş. Neredeyse iki saatimizi aldı, alyan çevirmekten carpal tunnel sendromlu bileklerim uyuştu. Neyse ki taşıyıcı firma "Kapı açılmıyor apla" demedi de bir de yukarı taşıma sıkıntısı çekmedik 😃

Bugünlük bu kadar, pandemi günlerinde rutini bozan her şeyi maceradan sayıyoruz. Kalın sağlıcakla, haftasonu karantinanız güzel geçsin...

15 yorum:

  1. yeni koltuk çok daha güzelmiş, güle güle kullan leylakcığım.
    ah o kargocular, yapmayacağım diyip yine internetten alışveriş yapıyorum ne yapayım...normal mağazada satmıyorlar istediklerimi.
    süslenmiş ağaç keyif veriyor evi şenlendiriyor, şenlikli bir haftasonu dilerim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım, pandemi bizi kargoya mahkum etti, nazlarını çekeceğiz el mahkum. Aslında üzülüyorum da, çok yoruluyorlar ama sonuçta bir mecburiyet var ortada, işini doğru dürüst yapacaksın.
      Gerçekten ağaç, ışıltı, renk biraz keyfimi yerine getirdi. Çok sevgiler...

      Sil
  2. Leylakcığım,
    Sanırım Migros'un seninle bir konusu var, bir kaç ay önce de yanlış sipariş gelmemiş miydi?
    Kargo beklemekten yılıyorum bazen, bir ikisini işini iyi yapıyor, vaktinde geliyor, online izleniyor filan, kalanları pek sallapati yahu!
    Artık internet siparişlerinin şaha kalktığı bu dönemde diğerleri işini iyi yapanları örnek alsalar olmuyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Migros'un benimle derdi mi var, kuryelerin aklı bir karış havada bilemedim. Kasadan kaynaklı dediler ama bilemem artık işin aslı ne :) Neyse ki bu sefer araba gitmeden yetiştim de telefonla uğraşmadım.
      Aynı fikirdeyim, işini iyi yapmaktansa kaytarma derdinde herkes.
      Sevgiler...

      Sil
  3. kargo ve kargocularla ilgi bir şey gördüğümde gözlerimi deviriyor itici itici ofluyorum. benimki şımarıklık mı, belki, onlarınki şımarıklık mı? kesinlikle! pandemi sürecinde yaşananlar değil sadece, öncesinde de olaysız işlem o kadar az ki... aklıma kedi kumu siparişim geliyor, ağır evet, kargocuyu -gerekli mi bilmem ama- bir mahcubiyetle bekliyorum, çok teşekkür ederim diyeceğim biraz utangaç bir halde, fakat o önce davranıp koca kum paketini önüme atıyor "ben bunu taşımak zorunda değilim!" diyor. tabii paket patlıyor kumlar dökülmesin diye uğraşıyorum vs... hatırlayınca bile sinirlerim bozuluyor, biz bu kargoculara ne yaptık ki :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizinki iyice fenaymış, hatta terbiyesizlikmiş. alıp torbayı kafasına çalacaksın. Firmalar gevşek, çalışanlarını iyi denetlemiyor, bütün mesele buradan kaynaklanıyor.
      Kalın sağlıcakla...

      Sil
  4. dutaklık yapıyor :) yüzümde bir gülümseme yarattı ... evde oturuyor olmamız maceranın bizi bulmayacağı anlamına gelmiyor galiba ... sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir yandan kızıyorum, üstünden zaman geçince de eğlenceli geliyor, memleket halleri işte :)
      Sevgiler...

      Sil
  5. Canım Leylak Dalı.. Hermes diye bir firma var kargocu, burda en beter kargodur kimse sevmez, yarısı kırılmış yarısı gelmemiş anladın. Ama yazık bir kadını işe aldılar, kadın en az 65 yaşında ve çok ilginç biri bana kalırsa. Hiç konuşmuyor! Belki maksimum 1 kelime ve çok sakin, ermiş gibi biri.. Ben tabii bilirsin böyle tipleri buldum mu kalbim bin parça olur, kadına bağlandım, gelince seviniyorum hal hatır soruyorum falan. Tek kelime cevaplar.. Bir gün markette gördüm kadını sivil vaziyette (bura küçük yer) hemen kkoştum "aa merhaba nasılsınız" başladım tabii :))) yine aynı tek kelimelik cevaplar. Kadına bir bağımlılık geliştirdim galiba, konuşturacağım seni kadınnnn! Şimdi kargo isteyecek olsam hermes seçeneğini seip duruyorum ay sapık mıyım coronadan mı böyle davranıyorum dersin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay yazık o kadar yaşlı kadın teslimatçılık mı yapıyor? Hakikaten ilginç bir tipmiş gerçekten. Yok ayol, ne corona, ne sapıklık, senin de benim gibi eğlenceli, ilginç şeylere farkındalığın var ve takip ediyorsun :)
      Çok sevgiler...

      Sil
  6. Okurken ben daraldım :D Sanırsınız 1970'lerde geçiyor olaylar. İnsan telefonunu şarj edip öyle çıkar. Temizlik hiçbir zaman tek odayla bitmez :) Ben bir başladım mı dünyanın sonuna dek gidiyorum. Ertesi gün yorgunluğu çıkıyor. Güle güle eskitin koltuğunuzu :) İyi haftasonları.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay o üst kat sapığı gibi kız beni sinir ediyor gerçekten, bir de rahatlığa bak ki çıkıp zillerini çalar mısınız diyor gencecik kız koskoca kadına. Mıymıy bir sesle sesleniyor bir de duyulması imkansız, balkonda olmasam ben bile duyamam, kaldı ki üst kat, kapalı kapıda ve ters yöndeki bir odada duyacak. Çaldır telefonu kur irtibatını, elinde sigara, kaldırıma oturuyor, Memeeet, Memet :)))
      Valla dediğin gibi Zihin kardeş, bugün canım istemiyor tek oda dedim ama arkasını getirdim, ertesi gün ağrıyan dizim ve uyuşan ellerim olmasa devam edeceğim de yaş kemale erdi artık, fazla yorulmaya gelemiyorum. Aynı dilekler benden...

      Sil
  7. Leylak Apla korkuttun beni😵çalışma koltuğuna bunu yapan yanlış yapana neler yapmaz😂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gebertirim, sakın yanlış yapayım deme :)))))
      Şaka şaka, kıyamam :)

      Sil
  8. Yazılarınızı takip ediyorum oldukça başarılı ve bilgilendirici devamını diliyorum.


    zaman haber

    YanıtlaSil