.

.
.

12 Aralık 2020 Cumartesi

12 ARALIK (KARANTİNA, KARGOLAR, YAKLAŞAN YENİ YIL)

 Karantinamsı karantinadan günaydın Despinalar. Dinlemek için TIK 

Tam da "Middlesex"i okurken o yılların İzmir'inden, sözlerini Attila İlhan'ın yazdığı şarkı tesadüfen çıkıverdi sahneye 😃 Bu vesileyle Timur Selçuk'u da anmış olalım. İki gecedir alerji ilacı alıyorum ve iki sabahtır yangın alarmı gibi çalan zilin sesiyle derin, sisli bir uykudan adeta bilinçsizce uyanıyorum. "Ben kimim?", "Burası neresi?" Sonra aniden idrak yollarım tuzruhu dökülmüş gibi açılıyor ve yalınayak koşarak, o saatte kapıyı çalan kişinin-hem de karantinada-ancak kargocu olacağını tahmin edip kapıyı açıyorum. Ve kargocu merdivenleri çıkarken banyoya fırlayıp saçıma iki tarak atıyorum, zira sabahları cadıya benziyorum. Biraz evvel bir üçüncü kargocu telefonumu çaldırdı, açtım: 

"Meraba apla, ben kargodan arıyorum, evde misin?". Kendisi asker arkadaşım olur, samimiyetimiz oradan geliyor. 

"Evdeyim, bekliyorum, sağolun". 

"Tamam apla, birazdan ordayım". Biraz sonra telefon tekrar çaldı: 

"Efendim". 

"Aplaa, geldim ben". 

"Tamam açıyorum kapıyı". 

"Yok apla, bana bi yardımcı ol" 

"Nasıl yani?"

"Gel kargonu al"

"Yok artık, benim dizim sorunlu, inemem şimdi üç kat"

"O zaman sepet salla apla"

"Yav nereden bulayım sepeti"

"Apla hadi ya, yorma beni"

"Pes" dedim ve pandeminin başlarında sokaktan geçen sebzecilerden patates-soğan almak için yaptığım ipli poşeti buldum bir yerlerden, salladım. Aksi gibi alt katın panjurları aralık, tak tak panjurlara vuruyor poşet, binbir manevra ile sallayabildim sonunda, bu defa paket sığmadı. "Bu yeni teslimat biçimi mi?" dedim. "Apla idare et, çok paket var yetişemiyom" dedi. İdare etmesen ne yapacaksın zaten, neyse bağladı paketi poşetin ipine, yine oraya buraya çarptıra çarptıra çektim yukarı. Kızmadım esasen, onların işi de zor, bu uyanık olanı, ötekiler koştura koştura çıkıp, paketi adeta fırlatıp koştura koştura iniyorlar. Bu aklı onlara da verirse belki bundan sonraki teslimatlar sepetle olur, belki de sepetle teslimat diye bir madde eklenir 😃 Eğlendim aslında, lazım ara sıra böyle atraksiyonlar 😎

İki gündür sabahları yağıp öğleden sonra dinen yağmur bugün yerleşti. Nasılsa insanlar evlerde, yağayım yağabildiğim kadar diyor. Yağmurlu havalardan hoşlanmasam da boşalan barajlar aşkına "Yağ yağ yağmur/Teknede hamur" tekerlemesi söylemekteyim. Sokak tamamen ıssız, kumrular ve tek tük görünen kediler dışında canlı yok. Balkonlar bile boş. Normal şartlarda aralık ayı benim en ışıltılı ayım olurdu.Yeni yıl için alışverişe çıkar, hediyeler alır, kartlar yazar yollar, kurabiyeler yapar, evi süslerdim. Zerre içimden gelmiyor bu sene. Pandemi ruhumuzu sömürdü. Ama sağolsun arkadaşlarım, bu duygumu paylaştığım canım canım Bilgeninannesi yeni yıl ışıkları yollamış bana en geyiklisinden. E ben onu kırar mıyım, hemen doladım kitaplığın raflarına, üstten melekleri, alttan Snoopy ekürisini ışıldattım, tabii kendi ruhumu da 😊

Bugünlük bu kadar, gidip kaldığım yerden kitabıma devam edeyim, kalın sağlıcakla...



16 yorum:

  1. Leylakcığım,
    Eskiden bir de kahveli portakal likörü organizasyonu olurdu, bloglararası hem de. Güzel günlermiş onlar, canımız burnumuza geldikçe hasretle anıyoruz.
    Şu kadarcık ışık bile ne büyük mutluluk veriyor, yaşasın Sevda! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa sorma Ekmekçim, ne güzel zamanlarmış, bilemedik. Hiç içimden gelmedi bu yıl likör falan, zaten Beste de caydı bu işlerden. Hakikaten yaşasın Sevda, her derde deva güzel arkadaşım.
      Çok sevgiler canım.

      Sil
  2. Işık lar çok hoş ben kırismıs geleneklerini çok severim,kırmızılar ışıklar...kargocu yu çok sevdim😂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ben de çok severim esasen ama pandemi ruhumuzu kararttı, içimden gelmiyor, yine de daha zaman var, belki biraz niyet ederim.
      Kargocuyu ben de sevdim esasen :)

      Sil
  3. Ne güzel ışıklandırma ama :)) Ben de bazen evi böyle ışıklar ve ledlerle donatmak istiyorum. Fakat kedi bu işe ne der diye vazgeçiyorum. Evin sahibi kedi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, tüm kedi sahipleri aynı şeyi söylüyor :) Kendi evinizde kiracısınız demek Zihin kardeş, eh böyle evsahibine can kurban :)
      Durumuma bakacağım, belki yeni yıl ruhu zaman içinde aşka gelir, o zaman biraz daha ışık, biraz daha süs yaparım...

      Sil
  4. Normali bizi bulur mu? Bize de böyle kargocu yakışırdı:)) Kitapların, meleklerin ve Snoopy' nin yanına ne çok yakışmış...

    YanıtlaSil
  5. Sizin ve blogların meşhur kahveli, portakallı liköründen hazırladım bu sene. Kimse bahsetmiyor çünkü keyifler yok, işte ben herkesin tersi işler yaparım böyle arada:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Afiyet olsun Sezercim, 3 yıldır yapamıyorum ben, biraz tembellik, biraz içimden gelmeme durumu. Hoş geçen yıl bebek geliyor diye hiçbir şeye fırsat olmamıştı. Bu yıl da pandemi istek bırakmadı insanda.
      Keyifle için, içerken kulaklarımızı çınlatın :)

      Sil
  6. Gene devam edesim geldi; "Tarlada çamur/Ver Allahım ver sicim gibi yağmur" :)))

    Ama ben bayıldım bu yeni yıl dekoruna :) Nasıl güzel olmuş <3 insanın ruhuna şifa valla, Çağan izin verse ben de yapacağım ama nerdeee :) Neyse ki böyle güzellikleri görüyoruz da içimiz açılıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen izimden yürü kuzum, ne söylesem devamını getir :)))
      Valla sonrasında ağacı da kurdum, ışıldattım, biraz keyfim yerine geldi :)
      Çağan büyüyünce yaparsın nasılsa, şimdilik Çağan'ın keyfini çıkar :)

      Sil
  7. Askerlik arkadaşım lafına koptum yalnız, çok yaşayın:) Aralık ayı benim için de ışıltı demek,evi, camları ışıklarla süslemek demek. Benim de kargocu az önce geldi, gözüm doysun diye aldığım üç metrelik ışık perdemi getirmiş saolsun, takayım da yansın bari:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oh sefanız olsun, bana iyi geldi valla, siz de ışıldatın :)

      Sil
  8. Ah ya, sepet sallamak! Çocukluğumun hikayesi. Kargocu kaç yaşında yahu? Bizim buralarda sallanan sepet kalmadı da. :) Benim de bugün kapıma bir kitap pakedi 'fırlatıldı', ama allah için şimdiye dek kargocular hep kapıya geldi, yukarı çıktılar. Bizdeki kaytarma unsuru genelde köpekten oluyor (Coffee değil de apartmanımızın bekçisi Fındık bey). Korkana hak veriyorum, sözle ikna edip yatıştırmak zor, ama bazen safi bahane. Yine de kargo-kurye hizmetindekilerin işi, özellikle şimdi pek zor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa bizim de vardı, evin altı bakkaldı, sallardık sepeti, Ahmet amcaaa diye bağırırdık bir de :) Yıllardır aklıma gelmemişti, pandemi ilkel usullere döndürdü bizi. İyi ki de bir poşete ip bağlayıp koymuşum kenara yoksa kargocunun keyfine 3 kat inip çıkacaktım.
      Köpeklerin kargoculara karşı bir antipatisi var galiba. Mina'yı takip ediyor musun bilmem, çatı katında evi, iki de toraman köpeği var, normalde tırsık şeylermiş ama kargocuya hav hav :))
      Sevgiler...

      Sil