Pazartesiyi bulduk yine, nasıl geçiyor anlamıyorum. Haftasonunu kapıdan dışarı adım atmadan geçirdim. Böylece hem kapıyı zorlayan Cevriye'yi ekarte ettim, hem de birikmiş dizi bölümlerini ve elimdeki kitabı bitirdim. Bitirir bitirmez de cuma günü kargodan çıkan Ayfer Tunç'un uzun isimli yeni kitabına başladım: "Aşıklar Delidir Ya Da Yazı Tura". İnsanın içine oturan bir kitap yazmış yine Ayfer Tunç, "Dünya Ağrısı" da öyleydi, bu da daha ilk sayfalardan çarptı. Akşam yemeğinden sonra elime alıp dörtte birini okuyuvermişim. Esasen tuğla boyutunda bir kitap, 445 sayfa yanılmıyorsam ama 2 saatte 110. sayfaya gelivermişim farkına varmadan.
Ayfer Tunç'la tanışıklığım "Kapak Kızı" ile başlamıştı. 90'lı yılların başıydı yanlış hatırlamıyorsam. Antalya'nın henüz küçük bir şehir olduğu zamanlar, şehrin göbeğinde ama üzerinde gecekonduların düzensizce yer aldığı bozuk bir sokakken birdenbire iki yanına yüksek katlı apartmanların sıralandığı bir bulvara dönüşerek rantı yükselmiş, yeni açılan caddelerden birindeki bir kitapçıdan alırdım o yıllarda kitaplarımı. Okulla ev arasında, tam orta noktada yer alan, neredeyse bir oda büyüklüğünde, karşılıklı iki duvarı kitap raflarıyla kaplı mütevazı bir mekandı Dünya Kitabevi. Diğer pek çok yer gibi o da zaman içerisinde tarihin tozlu sayfalarına gömüldü, sanırım yerinde bir asansörcü var şimdi. Henüz bu kadar çok yayınevi, durmadan yazan yazarlar ve yazarımsılar, durmadan basılan kitaplar yoktu, haliyle fazla seçme şansımız da. Şimdiki gibi raflar dolusu okunmadık kitap birikmezdi yani evlerde. Elimde okuyacağım kitap kalmadığında okul çıkışı Dünya Kitabevi'ne uğrar, raflardan bir birinin, bir diğerinin karşısına geçip ne alsam diye uzun uzun incelerdim. Sahibini hiç hatırlamıyorum, para ödeme dışında bir muhabbetim olmamış demek ki. İşte böyle zamanlardan birinde gözüme çarptı "Kapak Kızı". Parlak mavi kapağı ilgimi çekmiş olsa gerek. Yine tarihe karışmış bir yerden, Simavi Yayınları'ndan çıkmıştı kitap. Bir dönem çok güzel kitaplar basmıştı, evde hala durur yerli-yabancı Simavi baskıları. Yazarı tanımıyordum, "Ayfer Tunç da kim ola ki?" diye düşünüp kitabı incelemeye başlamıştım. İtici bir kapak resmi vardı; kafasına Çinlilerin hasır şapkaları gibi yayvan bir şapka geçirmiş, yüzünde sadece kırmızıya boyalı dudakları görünen, göğüsleri meydanda bir kadının bele kadar çizimiyle caydırıcı bir görüntü. Bir an hem bu resim, hem de "Kapak Kızı" gibi bir isimle kitabın sıradan, erotik bir roman olduğunu düşündüm. Sonra Simavi'nin o tarz kitaplar basmayacağına karar vererek kitabı alıp çıktım. İki gün içinde okuyup bitirdiğim romanın ne kapağının, ne de adının çağrıştırdığı basitlikle alakası yoktu. İsim neyse de, kapak resmi cidden şanssız bir seçimdi. Zaten sonra farklı yayınevleri farklı kapaklar yaptı aynı kitaba.
Tereddütle aldığım kitap bana bir yazar kazandırmıştı. Yeni kitaplarını sabırsızlıkla beklemeye başladım, sanırım bunun ardından YKY'den "Mağara Arkadaşları" çıktı. Zaten kendisi de YKY'de çalışmaya başlamıştı Enis Batur'la. Kanımca YKY'de en güzel kitapların basıldığı zamanlardı onların yayınevinde çalıştığı zamanlar. Ve çok geçmeden "Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek" yayınlandı, Ayfer Tunç'u herkese tanıtan kitap. Kızkardeş Ankara'dan alıp yollamıştı bana ve nasıl keyifle okumuştum anlatamam. Hatta bir mailleşmemiz olmuştu kutlama amaçlı, çok samimi cevaplar verip kalbimi kazanmıştı. Tesadüf o ara Ankara'ya gitmiş ve "Bir Maniniz Yoksa"nın imza gününe denk gelmiştim, yine yerinde yeller esen Konur Sokak'taki "Bilim ve Sanat Kitabevi'nde". Ne çok kitabevi kapandı yıllar içinde. Koşa koşa gittim, böylece tanışmış da olduk, çok keyifli bir sohbet yaptığımızı hatırlıyorum, hatta birlikte bir fotoğrafımız da var. "Kapak Kızı"nı biliyor olmama, ilk baskısını okumama şaşmıştı çok. Ve çok geçmedi kitaplar ardarda geldi, her kitabı bir öncekinden daha yetkin, daha güzel olarak. Ben "Bir Deliler Evi......"nin üstüne daha güzel bir kitap yazılamaz derken "Dünya Ağrısı" ile kalbimden vurdu. Boyuna bosuna bakmayan "Suzan Defter" ayrı bir güzellikti. Ve sanırım bu kitap ayrı bir çarpacak beni. Hatta hemen gireyim postu da bir an önce alayım tekrar elime diye sabırsızlanıyorum. Umarım ilerleyen sayfalar hayal kırıklığına uğratmaz.
Nasıl kurak bir ruh haline girdiysek sevilen bir yazarın yeni kitap çıkarması bile satırlar dolusu post yazdırabiliyor insana, küçük sevinçlere tutunup ayakta kalmaya çabalıyoruz işte. Neyse bugün pazartesi olduğuna göre 52 haftalık çelincın 7. hafta sorusuna geçeyim artık:
7. Hafta: Sizi geren, endişelendiren bir şey yazın.
Şu aralar her şey beni gerip endişelendiriyor, eminim çoğunuz için de böyledir. Belirgin bir şey yazmam gerekirse en büyük endişem yakınlarımın ve kendimin sağlık problemi yaşaması ihtimali. O kadar çok sıkıntılı hastalık süreçleri geçirdik ki bu korku yapıştı kaldı üstüme. Annemin uzun süren hastalığı sırasında doktor tabelalarına bakmak bile strese sokuyordu beni, o derece yani. Eh, bu yazı çok uzadı, herkese sağlıklı günler dileyip bu uzun yazıyı bitireyim artık.
Benim için en özel yazarlardan biridir , Dünya Ağrısı'ndan sonra yeni kitabı heyecanla bekliyordum.
YanıtlaSilAz önce kargodan geldi , Hafta sonu ilk başlayacağım.
Öff ikisi bir oldular durup durup başıma kitap çıkarmayın benim! :))
SilÖf yok, pöf de yok, çabuk al oku, ruhun kararsın :)
SilBir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek kitabı ile tanidim ben de Ayfer Tunç 'u ama Kapak Kızı 'nı senden alıp okumuş ve bayılmıstım.
YanıtlaSilSeni tanıdıktan sonra kitaplığımda senin önerin olan öyle çok kitap oldu ki . Bir de Ayla Kutlu 'nun Asi adlı romanını senden alıp okumuştum. Kimseden kitap almak adetin de değildir aslında. Bu da Leylakdalı farkı olmalı.☺❤
Bloggerlar Sanal Alemde Buluşuyor!
YanıtlaSilMerhaba, yazınız için teşekkürler. Bloggerların buluşma ve sosyal paylaşım platformunda sizleri de aramızda görmek isteriz. Böylelikle diğer bloggerları tanıyabilir, yeni fikirler edinebilir ve içeriklerinizi daha geniş kitleye tanıtabilirsiniz. İyi çalışmalar.
Yazarın sadece Suzan Defterini okudum bugüne kadar ve çok sevdim. Siz böyle tatlı tatlı anlatınca Kapak Kızını çok merak ettim.
YanıtlaSilMutlu haftalar ♥