Bugün ailecek Ankara'nın kıyısında, kuytusunda dolandık, belki birkaç yıla tek taşı bile kalmayacak semtlerdeki sokakları adımladık, cami yıkılıp mihrap yerinde kalmış güzellikteki binaları fotoğrafladık, kaldırdık arşive. Tabii sıcak nedeniyle biraz yorucu olan bu eyleme başlamadan önce aç karnımızı doyurduk. Ankara'daki dönerciler içinde tek geçtiğim Hacıbayram Dönerci'sinde gerçekleştirdik bu eylemi, şu çınarın gölgesinde:
Karnımız doyunca yan taraftan gelen kokuyu takip edip yine Ankara'nın en meşhur kahvecisine ulaştık ve kahve aldık "Gül Kahvecisi"nden. Sıcacıktı, özenle paketlenmişti ve çanta içinden bile kokusu yol boyu eşlikçim oldu.
Sonra Hacıbayram Camii'ne gitmek için Güvercin Sokağa daldık. Çok kalabalıktı, restorasyon sonrası dükkanlar tamamen dolmuş ve başka bir dünya olmuştu adeta. Çoğunda dini yayınlar, kokulu tesbihler, namaz ve dua CD'leri, hac malzemeleri ve tesettür giysileri sergileniyordu. Yolun başındaki bu amca ise romatizmaya, kireçlenmeye, eklem, bel ve diz ağrılarına, boyun-bel fıtığına ve topuk dikenine karşı adam otu satıyordu.
Güvercin Sokak boyunca ve Hacı Bayram Camii civarında Kale ve Ankara görüntüleri eşlik etti yürüyüşümüze, Kale civarında düzenleme yapılmış etrafı açılmış, Bentderesi'ndeki malum mahaller yıkılmış, ortalık biraz ferahlamış sanki:
Bu da bir başka açıdan Ankara, Altındağ'a doğru:
Camiin karşısında henüz restorasyon sırası gelmemiş bir ev ve tarihi duvarlar.
Sonra yolumuzu İsmetpaşa Mahallesi'ne düşürdük, Ankara'nın bir başka yüzü. Kentsel dönüşüm mağduru bir semt burası, zamanında güzeller güzeli olduğu belli harap konaklar, virane evler, yıkıntılar, çöpler arasında sokakları dolaştık. Her milletten insanlar gördük, yoksulluk bir yazgı mı bilemedik, hüzünlendik. Her şeye rağmen yüzleri gülen çocuklara rastlayıp şakalaşarak fotoğrafladık. Haydi birlikte gezelim:
Çankırı'nın içindenmiş genşler, hemşeriyiz alimallah :)
Yıkıntılar arasına parketmiş bu dozer yeni bir yıkım için emir bekler gibiydi:
Ve onca yorgunluğun üstüne Hâl civarındaki Çino Cafe-Bistro gibi fiyakalı bir ismi olan bu kitsch mekanın havuz(!) başında çaylarımızı yudumladık. Darısı başka semtlere, başka keşiflere:
Gezdiğim gördüğüm yerler.. Senin fotoğraflarınla bir kere daha gezmiş oldum.. Fotoğraflar harika...Eliniz , gözünüze , kaleminize sağlık....
YanıtlaSilgörünce canım çekti gidesim geldi.. iyice yıkılıp yok olmadan yeniden gidilmeli... emeğine sağlık <3
YanıtlaSilYaşadığım şehrin çok yerini bilmiyorum. İki gün önce niyetlendim hal ve samanpazarı civarını dolaşmaya, ah bu tembellik. Sağol gezmiş kadar oldum . :)
YanıtlaSilAnkara'da yaşadığımız yıllarda ben de çok gezerdim o mahalleleri,o eskinin görkemli konaklarını,evlerini,sokaklarını...Keşke kentsel dönüşüm kandırmacası yerine o evler,sokaklar korunup restore edilseydi.O emir bekleyen dozerlerlere emir verenler yüzünden fotoğrafını çektiğiniz evler çok kısa bir zaman sonra bir anı olarak kalacak belki de :( Gerçi Bent deresi civarının temizlenmesi iyi olmuş eğer Başkan'ın seçim zamanı projelerinden AVM yada kaleye saplanan uçak şeklinde ki restaurant fikrinden vazgeçildiyse tabii :) Teşekkürler fotoğraflarınız sayesinde yıllar sonra o sokakları gezmiş kadar oldum.Sevgilerimle.
YanıtlaSilAdamotu satan amca yıllardır orada, tipi çok şahsına münhasır ama değil mi? :) bir de Çino'nun kokoreçi süper oluyor :))) Ulus civarını çok severim ben de :) sevgilerimle
YanıtlaSilBentderesi'ndeki malum mahallenin çalışanları şu anda nerde çalışıyor, çok merak ediyorum. Düzenli sağlık kontrolünden falan geçiyorlar mı, güvenliği kim sağlıyor? Yoksa göz önünde değiller diye Ankara'da hiç öyle atraksiyonlar olmuyormuş gibi rahatladı mı acaba başganbey? :)
YanıtlaSilHacı Bayram civarındaki çalışmaların da ne kadarı restorasyon emin olamıyorum, zira önünden geçtiğim bazı binaları gazbetonla falan "restore" ediyorlardı. Cami etrafı canlı, oturacak edecek yerler var ama bir yerden sonra kapısı bacası sımsıkı kapalı öğrenci yurtlarından ve vakıflardan başka bir şey göremedim. İnsan düşünüyor, tadilat-tamirattan önce kim yaşıyordu bu evlerde, onlar şimdi nerede diye.
Velhasıl, 20 yıllık tecrübeyi de arkama aldım, bütünüyle kuşkudayım :)
Üniversite yıllarında fotoğraf çekmeye sık giderdik şimdilerde seyreldi Ulus ziyaretlerimiz. Ben de çıkrıkçıları, Rahmi Koç Müzesini ve müzeden aşağı kıvrılan sokağı seviyorum. Bir de Yapalak Ayşe'yi tabii :)
YanıtlaSilAnkaraya hoşgelmişsiniz; keyifli günler&gezmeler
şehri seninle gezmek bir başka güzel leylağım
YanıtlaSilsaffet var ya hani istanbulun ünlü tur rehberi
onun gibi bu işten para kazanabilirsin şekkerim sen de
ankara turu leylağın dalı ile
diye bi duyuru yapsan kişi başı şu ücreti deyip
bi sürü blogger katılır eminim
öpücükler sana