Dün sabah çalan telefon bize bir sürpriz yaptı ve uzun zamandır görmediğim yakınlarımı birkaç saatliğine de olsa ağırlama imkanı verdi. Hava zaten epeydir bahar kokuları taşıyordu, dün uzun park yürüyüşünde bir kez daha tadına vardık. Çayları da insana huzur veren şu manzara eşliğinde içtik:
Konukları yolcu ettikten sonra Altın Portakal Şiir Günleri nedeniyle düzenlenen "17 Altın Şair" ve Semih Poroy'un "Fe Klavye" karikatür sergisinin açılış kokteyline gittik.
Kısa bir tango gösterisi izledik, sergiyi dolaştık, ikram edilen şarapları içtik ve evimize döndük. Katılımcılar arasında Doğan Hızlan, Cevap Çapan, Ahmet Telli, Şükrü Erbaş ilk anda gözüme çarpanlar arasındaydı. Semih Poroy'un şiir ile ilgili karikatürleri çok güzeldi, en sevdiğim iki tanesini sizler için aşağıya ekliyorum:
Öğrendiğime göre bu yılın Altın Portakal Şiir Ödülü Şeref Bilsel'e verilmiş. Aşağıda "Taşrada Hüznün Gölgesi Uzar" isimli şiirinden birkaç dize:
"Süslenip bir yangına gideriz seninle
dalgın bir sahur vakti kalır bizden
kalbimizi yoklayan bu zâlim merhamet
bu çiçekleri kurumayan perdeler
nicedir camlar açık kalsın diye bekler"
dalgın bir sahur vakti kalır bizden
kalbimizi yoklayan bu zâlim merhamet
bu çiçekleri kurumayan perdeler
nicedir camlar açık kalsın diye bekler"
Şiir gibi olsun günleriniz...
olsun valla şiir gibi olsun günlerimiz...
YanıtlaSilBi de o karikatürdeki masa gibi bir masa da yemek yiyelim seninle, konuşmak isteyince telefonlaşırız:)
Güzel hava, dostlarla çay, üstüne ortaya karışık sanat. Ne hoş.
YanıtlaSilŞiirden seçtiğin dizeler çok etkiledi beni.
"bu çiçekleri kurumayan perdeler
nicedir camlar açık kalsın diye bekler"
Hafta sonun da en az bu gün kadar güzel geçsin:)
Sevgiler...
Şu etkinliklere katılabilmeyi çok isterdim. Antalya'ya mı yerleşsem ki mezun olunca. :)))
YanıtlaSilGeç okuyorum biraz ama bugününüz de güzel geçsin. :)