Dün gece fotoğrafta gördüğünüz bir kamyonet kitabı odadan salona taşımanın yorgunluğunu sabah kemiklerimde hissederek uyandım ama kader utansın, o kemiklere ilave yorgunluk göndermek üzere kalktım yataktan. Az sonra da badana-boya işlerini yapacak usta geldi. Evin bu kadar kirlenmiş olduğunu tahmin etmemiştim, önce kendimden sonra ustadan utandım :) Hep şu yukarıdakilerin yüzünden :) Usta tıknaz, tombul, şirin bir adam ve ne söylediği katiyen anlaşılmıyor, Allahtan kocam kendisini tanıyor ve ne dediğini anlayıp tercüme edebiliyor. "Homrtpf" şeklinde bir şey söylüyor, "Olur alçı çekelim" şeklinde bir cevap alıyor, "Horkblumb" diyor, "Ben gidip zımpara alayım" oluyor cevabı, ben aval aval bakıyorum. Neyse, o homrtf, horblumb çalışırken önce öğlen için yemek yaptım, ardından badana için yerinden edilen perdeleri çamaşır makinesine attım. Velakin ne yaptım ne ettim anlamadım, ısı ayarını 95 dereceye getirmişim farkına varmadan, tüller makineden kıvrım kıvrım çıktı. "Hay bin kunduz" diyerek mecburen taktım ütüyü fişe, başladım ütülemeye. Oysa dikilip pencereye asıldığı günden bu yana ütü yüzü görmemiş kalender perdelerdi onlar, ahir ömürlerinde ilk kez ütüyle tanıştılar. Üstelik Antalya güneşi öyle yıpratmış ki bir dahaki yıkamada parça pinçik olabilirler. Eh bu ütü de onlara bir nevi jübile kıyağı olsun, ben de son ütücü olayım :) Gel gör ki bu defa ütü "ben bu arkadaşı tanımıyorum" deyip isyana yeltendi. Beraberinde prizi de sürükleyerek toplu intihar girişiminde bulundu. Kendisini yerden topladım, neyse ki kurtardık, hemen takviye serum verdik, poflaya poflaya işine devam etti.
Evdeki tüm eşyalar benim yorgunluğumu ve stresimi arttırmak için sözleşmiş gibiydiler. Ne sebeple 95 dereceye getirdiğimi bilemediğim çamaşır makinesi, sıcak yüzünden deterjan çekmecesinin deliğini tıkamak için bolca boca edilmiş silikonu eriterek su akıtmaya başladı. Ne zamandır tedavisiyle uğraştığımız makine böyle altına kaçırınca kocam çok sinirlendi, yarın bir de makine için usta çağıracağız. "Usta ustayı, evsahibi hiçbirini sevmezmiş", bakalım ne yapacaklar. Bu laf böyle değildi ama ben yazdım oldu.
Tadilatı fırsat bilip evde ne kadar fazlalık varsa çuvallara doldurup çöpe gönderdik. Hiç tanışmadığım, tanışıp unuttuğum, uzun zamandır küs olduğum, arayıp bulamadığım, bulup oralı olmadığım, varlığından haberimin olmadığı, varlığını bilip bilmemezlikten geldiğim bir alay eşya mahallenin çöp konteynerlerinde kabul günü yapmak üzere yollandılar. Bu arada yorgunluktan mefta olmak üzereydim ama koca evde üzerine oturabilecek tek bir sandalyeye bile ulaşmak imkansız hale gelmişti. Herbirinin ya üzeri eşya dolu ya da eşyalar barikat kurup ulaşımı engellemiş durumdaydılar. Varislerim, menüsküslerim, bel omurlarım, el eklemlerim, diz kapaklarım, kürek kemiklerim biraraya gelip kakafonik bir türkü tutturmuşlardı ki akşam oldu, usta gelip "trölümpof" dedi. Kocam "güle güle, yarın sabah görüşürüz" deyince anladım ki gidiyor.
Sonrasında bir miktar daha iş yaptım ve en azından oturacak bir koltuk, uzanacak bir kanepe boşalttım. An itibarıyle tek bir şeye elimi sürmemekte kararlıyım. Geri kalanlar sabaha, yarın bir usta daha bekliyoruz, zemin döşemesini yapacak, bakalım nasıl biriyle karşılaşacağız. Sonra da o salona taşınan kitaplar bizzat şahsım tarafından tekrar eski mekanlarına taşınıp yerleştirilecek. Cümlenizden kolaylık dilekleri bekliyor, kemiklerimin türküsüne eşlik etmeye gidiyorum...
kitapları böyle her yerde görünce mutlu oldum.:) kim bilir içlerinde kaç hikaye var.:)) kolaylıklar dilerim, horrmpph ustaya da selamlar.:)
YanıtlaSilKitaplarını görünce imrenmedim desem yalan olur.
YanıtlaSilKolaylik diliyorum Nursen'cim.
YanıtlaSilKolay gelsin, bitince mis gibi olacak:)
YanıtlaSilAllah yardımcınız olsun Nurşen Hanım, bilirim zordur bu işler.
YanıtlaSilUfff. Allah yardımcın olsun.
YanıtlaSilGecenin birinde bana kahkahalar attırdın Leylak'ım :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, gerçekten ihtiyacım varmışmış :)))
Bi' ''iyi geceler'' sözü olarak trölomblub.
kolay gelsin :) o kitap yiginlarinin icinde kaybolmak isterdim gercekten cok cezbedici duruyorlar :)
YanıtlaSilKolay gelsin ...cok zor tadilat isleri hele ustalar cabasi .eve bir kere usta girsin ..diger butun esyalar bizede biri baksin dermiscesine ariza cikarir zaten ..aman olsun dusunki misler gibi olacak ..ben olsaydim bir corba getirirdim sana sicacik ne guzel olurdu
YanıtlaSilBöyle işler yalnız yapılmamalı, ucundan tutabileydik keşke, hmpfrof diyerek üzüntümü, hoplapof! diyerek desteğimi yolluyorum. Bu ufak tefek tadilatlar da zincirleme bir hal aldı, biraz endişeleniyorum :) Kolay gelsin, çabucak bitsin.
YanıtlaSilKolay gelsin. Ama kitapları ordan ora taşımak da zevkli bir iş :)
YanıtlaSilAllah kolaylık versin,dilerim kısa sürede rahata erersiniz :)
YanıtlaSilKolay gelsin çabuk bitsin diye koştum üzerine kuş gibi bitecek kalanı
YanıtlaSilKolay gelsin Leylak Dalı, kitapların taşınması işini ben gönüllü yapardım.
YanıtlaSilUstaya da çok güldüm ya, bizim yazlıkta bir bekçimiz var eşime bir şey söyler eşim dönüp bana ne dedi der :)
Offffff. Kolay gelsin.
YanıtlaSilTembel anne
Kolay gelsin.... inşallah en kısa zamanda biter... sevgiler..
YanıtlaSilHepsini karıştırasım geldi..bayılırım kitaplara...düzeltmeye organize etmeye ..yanınızda olsam rahat ederdiniz :)
YanıtlaSilkolay gelsin..
http://loveandsmile.wordpress.com/
Hepinize çok teşekkür ediyorum sevgili arkadaşlar...
YanıtlaSilKolay gelsin. Ustaya da çok güldüm. :)
YanıtlaSil