-Bu yıl balkon bahçeye fazla zerzevat ekmedik, 5 saksı cherry domates, 2 saksı biber, bir de saksıların dibinde kendiliğinden çıkan semizotlarını aktardığımız bir başka saksı, o kadar. Domatesler tüm öğleden sonra cayır güneşin altında durdukları halde çok geç kızarıyorlar ama biberlerin maşallahı var, hergün 2-3 tane çıtırdak biber sunuyorlar bize.
-Akasyalardan dökülen çiçekler canımdan bezdirdi. Oysa caddenin her iki yanında, apartmanların boylarını geçen ve neredeyse ilk gençliğimden itibaren tüm hayatıma devre devre tanıklık eden bu ağaçlara tutkuyla bağlıyımdır, bir nevi birlikte büyüme hali. Gelgelelim hiçbir yıl bu kadar intihar eğilimli olmamışlardı, kaldırıp kaldırıp atıyorlar kendilerini yerlere. En ufak esintide açık balkon kapısından hop içeriye, kürekler dolusu süpürüp atmaktan gına getirdim.
-Barış Uygur'un "Feriköy Mezarlığı'nda Randevu" isimli polisiyesini bitirdim, kolay okunan bir yaz kitabı. Polisiye severlere önerebilirim. Şimdi Ayşegül Devecioğlu'nun "Ağlayan Dağ, Susan Nehir"ine başlayacağım.
-Şu anda kulağımda kulaklık var, Jordi Savall ve grubu Hesperion'u dinliyorum: "Estambul". Mestolmuş haldeyim.
-Sıcak evet ama o kadar şikayetim yok, Antalya'dan sonra Ankara için hayli yüksek olan bu derece bile pek etkilemiyor beni. Tek sorun uykuya dalana kadar, zira yattığım oda gün boyu güneş alıyor ve çektiği ısıyı gece bizlere hediye ediyor. Zor bela uykuya daldığım anda da kapıya bıraktığı tanıtım broşüründen hemşerim olduğunu öğrendiğim davulcu devreye girip "Başlarım uykundan" diyor. Ben hayatımda bu kadar çirkin davul çalan birini görmedim, hemşeri kıyağı bile yapamayacağım, o derece yani:) Sanırım adamın davuluyla arasında geçen, bir türlü affedemediği tatsız bir olay var. Resmen intikam alırcasına vuruyor tokmağı, tam bir kakafoni. Hem kendim, hem sinirlerim zıplıyor duyduğum anda. Oysa Antalya'da ritmiyle davulunu çalarken bir yandan da maniler söyleyen bir davulcumuz vardı. Oğlum bebekken tam balkonun altına gelir çalmaya başlardı. Gitsin diye bahşiş atardık, o da memnuniyetini belirtmek için daha uzun süreli çalardı:) Şimdi mumla arıyorum onu, hemşerimin davuluyla olan münasebetine şahit olduktan sonra.
-Artık bilgisayar başından kalkmam lazım. Vantilatör vızıltısı eşliğinde yapmam gereken bir sepet ütü var zira, kendime kolaylıklar, size güzel bir gün diliyorum...
LEYLAK ABLAM NE GÜZELLER ONLAR ÖYLE :)
YanıtlaSilÇOK YORMA KENDİNİ BU SICAKTA BİR DE ÜTÜNÜN SICAKLIĞI BOĞMASIN SENİ :)
Sen çok sevdin bu Jordi'yi..Nurşen'cim domateslerin kızarması için bir ipucu vereceğim;haftada bir kez su vermelisin..İlk yıl bahçeye domates ektiğimde ben de aynı sorunu yaşadım,sonra bilenler beni uyardı meğer çok su veriyormuşum:(Sevgilerimle öpüyorum..
YanıtlaSilütümü dedin!!evde bir sepet bekliyor ne zaman yapıcam bilmiyorum bak yine düştü böğrüme bir sızı:))
YanıtlaSilÜtü yapmayı seven bir ben miyim acep ? akşama saklıyorum tatlı niyetine...
YanıtlaSilBende de domatesler bir türlü kızarmadı. Biberlerim de böceklendi malesef.
YanıtlaSilHaftada bir su vermek gerektiğini ben de duydum ama havalar bu kadar sıcak giderken ve biz lıkır lıkır içerken, bir de kupkuru toprağı görünce ben iki gecede bir suluyorum doğrusu.
ben de bahçeye yalnızca 2 domates ektim ama ilginçtir bu yıl bahçede kendiliğinden cherry domates çıktı. geçen senenin tohumlarından galiba..
YanıtlaSil"Oysa Antalya'da ritmiyle davulunu çalarken bir yandan da maniler söyleyen bir davulcumuz vardı. Oğlum bebekken tam balkonun altına gelir çalmaya başlardı. Gitsin diye bahşiş atardık, o da memnuniyetini belirtmek için daha uzun süreli çalardı:)" Buna güldüm:) Mutlu günler.
YanıtlaSilEngin Ergin,
YanıtlaSilKesinlikle olmuş bir durumdur, zorla uyuttuğumuz bebeği ayağa kaldırırdı adamcağız:)
Teşekkürler...
Buket,
YanıtlaSilYa geçen yıldan kalmadır ya da kuşlar getirmiştir. Haydi bakalım kızarsın, keyifle yiyin:)
Asu,
YanıtlaSilValla biz de öyle, bu sıcakta biz yanarken haftada bir biraz insafsızlık gibi geldi, varsın geç kızarsın:)
Mavi Balon,
YanıtlaSilÜtü yapmayı ben de severim ama hava sıcak ne yazık ki:)
Meyra,
YanıtlaSilHava sıcak olmasa ütüyle pek sıkıntım yoktur benim. Sana kolay gelsin:)
Zehra Örtmenim,
YanıtlaSilHaklısındır mutlaka ama bu sıcakta yürek dayanmıyor haftada bir sulamaya, sabahtan akşama salıyorlar kendilerini. Geç kızarsınlar varsınlar, biz vicdanı rahatlatalım da:))
Sevgiler...
Nesrincim,
YanıtlaSilSenden güzel olmasın:)
Barış eşimin arkadaşı, o da okudu bir solukta kitabı. Şimdi ben okuyayım diyorum :)
YanıtlaSil