.

.
.

11 Temmuz 2012 Çarşamba

TATİL BÖLÜM 1

Geldim...
Az zamanda çok ve hızla gezip yorgun ama keyifli döndüm Ankara'ya. Laf aramızda şu anda açık balkon kapısından gelen serinliği özlemişim.
Geçen hafta Perşembe günü daha kargalar uyanıp bol gübreli kahvaltılarını etmeden düştük yola. Ben değişmeyen kaide olarak sütçü beygiri modundaydım yine; ayakta uyu, uyanınca "aa buraya mı geldik" de, tekrar uyu, sonra görüğün her tabelayı yanlış oku. Sonunda Afyon'a ulaşıp iki bardak çayı gövdeye indirdim de idrak kanallarım hortum tutulmuş gibi açıldı. Öyle ki Denizli'ye geldiğimizde unuttuğumu sandığım bir sürü yeri hatırlayıp seneler önce 1,5 yıl oturduğumuz evi bulma çabasına bile girdim, bulamadım o başka:) Muğla'da kısa bir mola verdik, arabayı otoparkçı jöleli oğlana emanet edip eski bir arkadaşı görebilmek umuduyla Belediye binasına yollandık. 


Tabii önce yukarıdaki güzel evi fotoğrafladım. Bu evden daha da güzel olan belediye binasında arkadaşımızı bulamadık, çünkü emekliye ayrılmıştı. Biz de hemen ön taraftaki parka oturup çay içmeye karar verdik.


"Anne ve Kız" isimli bu güzel ahşap heykele ve aralarında gülibrişimlerin de olduğu koca koca ağaçlara evsahipliği yapan yemyeşil parkta ne yazık ki işletme sıfırdı. Masa örtüleri lekeli, sandalyeler mindersiz, çay berbat, bardaklar kirli, sonrasında girdiğimiz tuvaletse leş gibiydi. "Cık cık cık" ederek yolumuza devam etmek için otoparka giderken Muğla pazarının içinden geçtik.


Pazarın en belirgin özelliği satıcı köylü kadınlar, tezgahların üstüne sarkan biber hevenkleri ve bu hevenklerin yanında asılı Türk bayrakları idi. Tonton bir yaşlı teyzeden çıtırdak semizotları satın alıp otoparktaki jöleli oğlandan arabamızı teslim alarak yola devam ettik. Sakar rampalarından inerken manzarayla büyülendik ve sağa çekip fotoğraf olayına girdik.


Seyretmekten bıkmayacağım görüntüdür Sakar'dan Gökova Körfezi ve manzaranın değişmez eşlikçileri koyunlar, develer, tavşanlar, eşekler:)


Ve bir başka değişmez görüntü: İncir satıcıları.

Marmaris'e girdiğimizde artık yorgunluğun dibine vurmuştuk. Arkadaşımızın evine ulaştığımızda kahvelerimizi alıp kendimizi balkona attık. Oturduğum yerden tam karşıma gelen duvardaki yazıyı okuyarak Marmaris'teki ilk saatlerime "Merhaba" dedim.


"Mucizeler Zaman Alır"

Devamı yarına efendim...

19 yorum:

  1. Bir kere gittim Marmarise yıllar önce hiç sevememiştim. daha sonraları bir iki kere tekne yolculuğunda ikmal yerimiz oldu yine sevemedim. nedir yaw bu şehirde beni böyle iten acaba?

    bekliyoruz devamını:)

    YanıtlaSil
  2. oh oh resimlerde pek güzelmiş. keşke daha uzun dursaydın :( öpüldün

    YanıtlaSil
  3. Evet bende,muğlalı olarak rastadım :)fotoğraflara baktım,keşke bana da uğrsaydınız,tanışırdık :)) ellerine sağlık foto için..muğla güzell yerdir...beklerim sizleri

    YanıtlaSil
  4. O YOLU O YOL ÜSTÜNDE İNCİR SATANLARI BİLİRİM BENDE. VE ÖZLEMİŞTİM SAYENDE HATIRLADIM. TEŞEKKÜRLER LEYLAK DALIM..SEVGİLERİMLE..

    YanıtlaSil
  5. Lena,
    Keşke uğrasaymışım, parktan "Lenaaaa" diye bağırsam duyar mıydın acaba:))
    Muğla'yı çok severim ben, ara sokaklarını, o güzel belediye binasını, Konakaltı'nı ve tüm ilçelerini. Marmaris'e yolum her düştüğünde mutlaka bir dalarım şehir merkezine, çok eski, çok sevdiğim bir arkadaşım Muğlalı ama bu defa ne yazık ki görüşemedik.
    Sevgiler gelsin benden de:))

    YanıtlaSil
  6. Nesrin,
    Keşke ama çok sıcaktı ve biraz plansız bir gezmeydi. Sonbahara tekrar inşallan ya da senin düğüne geliriz değil mi:))

    YanıtlaSil
  7. Sis,
    Ben severim Marmaris'i. Yıllar önce ilk kez gittiğimde daha bakir daha yeşildi tabii ki. Uzun aralardan sonra gittiğimde ise çok az kalmış ve şok geçirmiştim bina kalabalığından. Şimdilerde orada yaşayan kuzenim sayesinde el değmemiş yerlerini keşfediyor ve daha çok seviyorum.
    Seni iten nedir bilemem ama bazen oluyor öyle, ben de Kuşadası'nı sevemedim mesela:)
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  8. Vuslat,
    Sakar her geçişte önüme serdiği Gökova manzarasıyla çarpar beni, sanki ilk kez görüyormuşum gibi. Hiçbir fotoğraf da onun gerçek güzelliğini yansıtamıyor bence. Umarım el değmeden, sanayiye ve ranta yem olmadan kalabilir.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  9. İncir satıcısı fotoğrafı, Sakar'dan Gökova.. Beni taaa üniversite yıllarıma, 90'ların başında arkadaşlarımla yaptığım bir Muğla yolculuğuna götürdü.. beş parasız, öğrenci hallerimizle ne çok keyif almıştık.. Bir de "Mucizeler zaman alır..!" yazısına vuruldum, sanırım şu sıra mucize istediğimden :)

    YanıtlaSil
  10. Turuncu Gezegen,
    Galiba en çok keyif alınan geziler böyle gençken parasız yapılan geziler, güzel birşeyler anımsattıysam sevinirim:)
    "Mucizeler zaman alır" beni de çok etkiledi. Balkona çıkar çıkmaz gördüm ve "bu bir işaret olmalı" dedim.
    Hepimize güzel mucizeler diliyorum...

    YanıtlaSil
  11. Çok sevdiğim yerlerde gezdiniz Leylak Dalım.Gidişinde Denizli'ye 25 km deydim ama dönüşünde iki yüz metre yakınımdan mı geçtiniz merak ederim.İzmir üzeri dönmedinizse...Selam ve sevgiler.

    YanıtlaSil
  12. Arzu,
    Kendimi bir anda gelişen, plansız bir tatilin ortasında buluverdim geçen hafta, yıldırım gibi gezdik desem yeridir. Dönerken Sarayköy'den geçtik ve ben tam o anda sizi düşündüm acaba burada mıdır diye. Hoş orada olsanız da vakit ve durum müsait değildi görüşebilmek için yoksa öncesinde bir şekilde haber verirdim size. Daha sakin ve geniş zamanlı bir Denizli seyahatinde görüşebilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  13. inş düğünüme kesin gelceksin zaten canım benim :)

    YanıtlaSil
  14. Aynı zamanlarda aynı yerlere gitmişiz, tek fark ben Palamutbükü'ne değil de Kargı'ya gittim, bi de yol boyunca kuzu, deve vs satıcıları benim de dikkatimi çekti, o kadar çok satıcı var ki şaşırdım.

    YanıtlaSil
  15. Istanbul olmasa belki de Gökova dünyanın en güzel yeri olurdu.

    YanıtlaSil
  16. Judy,
    Kesinlikle katılıyorum...

    YanıtlaSil
  17. serpil,
    Belki de karşılaşmışızdır bile:))

    YanıtlaSil
  18. Ben sizi görsem mutlaka tanırdım ve hemen yanınız gelirdim :)

    YanıtlaSil