Anlaşıldığı gibi dün geceyarısından beri Ankara'dayım. Bu şehre her geliş coşku verir bana; dört yıldır, annemi gittiğim evde bulamayacağım için bu coşkuya ince bir hüzün eşlik etse de... Sabaha karşı altgeçidin o bildik sarı ışıklarıyla gözümü açıp, Kızılay'ın yeşile boyalı discovari ağaçlarını da farkedince aynı duyguları uyku mahmurluğumun arasında bile yaşadım. Hayatımın her dönemi Ankara girişlerinde benzer şeyler yaşatmıştır bana. Çocukken genellikle Konya yolundan olurdu gelişimiz. Gölbaşından sonra ışıklar parlamaya başlardı; "Ankara'nın Dost Işıkları" derdim onlara ve ossaat mutluluk gelip otururdu yüreğime. Evlenip Antalya'ya taşınınca göstergem Polatlı'dan sonra sağlı sollu uzanan şeker pancarı tarlaları oldu. Sabahın erken saatlerinde, kapalı camlara karşın içimde hissettiğim toprak kokusu ve yağmurlama usuluyle sulanan tarlalardan pancarlara değil de adeta ruhuma düşen damlacıklar "Yaklaştık" derdi bana.
Bir şehri sevmek bu olsa gerek; yaşlanıp çirkinleşse de, huyu değişse de, zaman zaman yapılan estetikler doğallığını kaybettirip anlamını bozsa da, hatta kendine beceriksiz bir vasi tayin edilip istemediği davranışlara sürüklense de sevilen bir kadın gibi Ankara. Kimbilir, belki de bir şehri yaşanılır kılan anılardır.
Başka yerlerde yaşasam da yine de bana ait olan şehrime HOŞGELDİM...
Bir şehri sevmek bu olsa gerek; yaşlanıp çirkinleşse de, huyu değişse de, zaman zaman yapılan estetikler doğallığını kaybettirip anlamını bozsa da, hatta kendine beceriksiz bir vasi tayin edilip istemediği davranışlara sürüklense de sevilen bir kadın gibi Ankara. Kimbilir, belki de bir şehri yaşanılır kılan anılardır.
Başka yerlerde yaşasam da yine de bana ait olan şehrime HOŞGELDİM...
çok hoş bir yazı olmuş. yetenekli gördüm seni...
YanıtlaSilÇok mersi canım, lutfetmişsin:))
YanıtlaSilAnkaraya girişte bende de senin kadar olmasa da benzer duygular güven veren bir his olur. Güzel anlatım. Leylak Dalı sayfan hayırlı olsun.
YanıtlaSilTeşekkürler ama keşke adınızı da öğrenebilseydik:)
YanıtlaSilahh ahh ben de Ankara'lıyım.Doğum yerim ve 3 yaşıma kadar sonra da 16-20 yaşlarım arası yaşadığım yer.Üniversite için İstanbul'a geldim 83 de.İstanbullu oldum kaldım.Arada hala gidip ay bir an önce dönsem gözüyle baktığım bir şehir oldu benim için orası.1984 de gittiğimde ( okurken sadece tatillerde giderdim) yaya geçidinden geçmediğim için trafik polisinin ceza kestiği şehir,iki sene önce gittiğimde "allahım bunlar ehliyetlerini nerden almışlar" dedirtti bana.
YanıtlaSilBaşlıktaki şarkıya bayılırım ,ama Ankarada yaşamak istemeyen bir Ankara kızı olmaktan memnunum sanırım
Eh, hak vermemek mümkün değil, İstanbul'dan sonra Ankara göze de gönle de hoş görünmez. Ben de Antalya'da yaşıyorum aslında, oğlum için buradayım bir süreliğine, hem de sıcakları atlatmış olacağız. dediğiniz gibi şu anda Ankara kocaman bir köy sanki, yine de yılların alışkanlığı var. sevgiler...
YanıtlaSilTıpkı İzmir'e girerken Belkahveden yanda Atatürk'ün heykeli karşımda yeni uyanmaya başlayan İzmiri görünce bende çok heyecanlanırım..Seni çok iyi anlıyorum sevgili Leylak Dalı.
YanıtlaSil