.

.
.

16 Eylül 2024 Pazartesi

ADIM ADIM ANKARA 5 (SARAÇOĞLU MAHALLESİ) / 16 EYLÜL

Geçtiğimiz hafta Cuma günü yeni bir keşif turuna çıktık Ankara'da. Cumhuriyet döneminin ilk lojmanları olarak inşa edilmiş olan Saraçoğlu Evleri'nin son halini görmek amacıyla yola düştük. Saraçoğlu Mahallesi ismini yapımına başlandığı yıl başbakan olan Şükrü Saraçoğlu'ndan alıyor. 1940 yılında üst düzey bürokratların konut sorununa çözüm olarak bir proje geliştirilmesine karar verilmiş ancak proje 1944 yılında hayata geçebilmiş. Projenin sorumluluğunu Nazi zulmünden kaçarak Ankara'ya gelen Alman mimar Paul Bonatz üstlenmiş ve evlerin temeli 29 Ekim 1944'de Şükrü Saraçoğlu tarafından atılmış, 1946 yılında bitirilip devlet görevlilerine tahsis edilmiş. Kızılay gibi şehrin kalbinin attığı, kalabalık, gürültülü bir lokasyonun çok yakınında yıllarca sakin ve yeşil bir mahalle olarak varlığını sürdürmeye devam etmiş.

Üniversitenin son yıllarında yakınlardaki bir devlet kurumunda çalışıyordum. Mesai bitiminde nişanlım beni almaya gelirdi ve Saraçoğlu Mahallesi'nin sakin, yemyeşil caddelerinden geçerek giderdik eve. Sonbaharda ayrı güzel olurdu. Devasa çınarlar ve meşe ağaçlarının yaprakları renk değiştirir, bazıları dökülür, hüzünlü ama güzel bir manzara sunardı. Öyle sessiz ve sakin olurdu ki sokaklar Ankara'da yaşadığınıza inanamazdınız. Yıllar içinde artan nüfusla o sessizlik ve sakinlik sona erdi ne yazık ki. Minibüsler o sokaklardan geçmeye, park yeri bulamayan sürücüler araçlarını caddelerine, sokaklarına park etmeye başladılar. Mahallenin eski havası kalmadı. Sonra evler boşaltılmaya başlandı, mahallenin istimlak edileceği söylentileri çıktı. Mimarlar Odası ile bir hukuk savaşı başladı. Bu süreçte boşalan evlerin pencereleri kör gözler gibi karanlık, bahçeleri ıssız, çökecekleri zamanı beklemeye başladılar. Ve sonra güzel bir şey oldu, dava kazanıldı ve esasen "Korunması gereken kültür ve tabiat varlığı" ilan edilmiş mahalle ve ağaçlar statülerini kesinleştirdiler ve bir restorasyon faaliyeti başladı. Ankaralılar olarak etrafı perdelenmiş mahallenin sonunun nasıl olacağını heyecanla beklemeye başladık. Bu yıl çalışmalar neredeyse bitirildi ve artık gidip görebilme imkanımız doğdu.

Kumrular Caddesi'ndeki asırlık çınarların gölgelerinden yürüyerek eskiden Namık Kemal Ortaokulu olan binanın yanından sola kıvrıldık ve önümüze yemyeşil bir mahalle serildi:

Aşağıdaki fotoğrafları Mustafa Taşkın'ın sitesinden aldım, Ankaralı olmayanlar için mahallenin eski halini görmeniz açısından:

İki fotoğraf buradan:

Çocukluğu, ilk gençliği bu mahallede geçen tanıdıklarım var, hepsi çok güzel anılarla anlatıyorlar. Orada yaşayanların yapılan değişikliklerden dolayı hüzünlenmelerini anlıyorum ama böyle bir restorasyona gidilmeyip yıkılabilir, yerine rezidanslar, AVM'ler dikilebilirdi daha çok betona ihtiyacımız varmış gibi ya da kendi haline bırakılıp zamanla çürüyüp gidebilirdi. En azından şehrin göbeğindeki kaostan birkaç yüz metre uzakta yeşil bir vaha haline dönüştürülmüş. Evet evlerin satış fiyatları ve kiraları çok yüksek ama zaten alım gücü yetmeyecek halk olarak onu da biz düşünmeyelim bir zahmet. Benim çocukluğumun, ilk gençliğimin geçtiği yemyeşil kırların ortasında yükselen güzelim sitemizin yerinde şimdi tek bir ağacın bile yeşermediği, beton yığını bir kazulet yükseliyor. O yüzden yine de buranın eski sakinlerini şanslı buluyorum, sonuçta lojmandı zaten, belli bir süre sonra ayrılmaları gerekiyordu, hiç olmazsa gelip ayak izlerini arayabilirler sokaklarında.




Havuz yoktu eskiden, yeni yapılmış.




Binalardan bazıları cafe ya da restoran olarak faaliyete geçmiş bile, birini de biz şenlendirdik. Kızılay civarındaki işyerlerinin çalışanları da öğle saatlerinde ufaktan ufaktan gelmeye başladılar. Onlar için çok güzel bir olanak, büroların sıkıcılığından bir saatliğine de olsa kurtulup yeşil bir nefes alabilirler. 


Çocuklar da düşünülmüş. Kısacası böyle yeşil ve düzenli kalmasını umarak memnun ayrıldık gördüğümüz ve gezdiğimizden. Ankara'daysanız ve hâlâ görmediyseniz gidip bir gezin derim...

8 yorum:

  1. Korunması için emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Az katlı, yeşili bol. Bundan iyisi Şam'da kayısı ☺️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen dediğiniz gibi, umarım böyle devam eder...

      Sil
  2. Hemen yazdım zarif eşime, aldık listeye :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle gidin, hatta geldiğinde oradaki cafelerden birinde buluşabiliriz

      Sil
  3. Merhabalar.
    Ankara'da ikamet eden biri olarak bu mahalleyi tetkik ettiğimi hatırlıyorum ama, çok yıllar önceydi sanki. Sizin de dediğiniz gibi, son halini tekrar ziyaret ederek görürüm inşAllah.
    Paylaşım çok güzeldi, teşekkür eder; kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence gidip gezin Recep Bey, oldukça iyi bir düzenleme yapmışlar. Saygı bizden...

      Sil