.

.
.

19 Aralık 2023 Salı

KOKİNA, FİYATLAR, FÜRUZAN / 19 ARALIK



Benim kokinalar bu yıl erken aldığım için şekilde görüldüğü gibi kokinalıktan çıkıp kokonaya dönmek üzere. Bugün çiçekçinin önünden geçerken baktım "Dizi dizi inciyim/Güzellikte birinciyim" dercesine dizilmişler, alayım bari bir demet daha dedim. Önündeki tezgaha nergis sıralamakta olan çiçekçiye "Kokina kaça?" diye seslendim. Benden tarafa bile bakmadan ağzının içinden "150" dedi. Ben "Nee?" deyince, bu sefer lütfedip kafayı bana çevirdi "125 olur" diye indirim yaptı. Madem 125 olur, niye 150 diyorsun. Direkt 125 de ki, 100 olmaz mı diyelim, di mi 😃 Zaten 100'e de almazdım, bendeki kokonaları Mirgos'tan 85'e almıştım. Vaz geçtim, çiçekçinin yanındaki manava girip kokina yerine muşmula aldım. Hiç olmazsa yerim, hem arada sadece renk farkı var, kırmızı olacakmış kahverengi olsun 😂

Esasen kokinasız yılbaşı eksiktir benim için, eskisiyle eksiklik gidererek aşağıya yıllar önce bloga yazdığım bir kokina yazısı eklemek istiyorum, zira okuyunca kendim de sevdim. Nice kokinalı yeni yıllara...

"Ben yılın bu zamanlarında vazoma bu neşeli, kırmızı topçukları koymazsam eksik hissediyorum kendimi. Bendeki de böyle bir yeni yıl ruhu. Büyüklerinden umudu keseli çok olduğu için kücük mutluluklarla avutmaya çalışıyorum yorgun ruhumu. Artık çoğunuzun gözünde benimle özdeşleşen yazar Füruzan'ın "Gecenin Öteki Yüzü" öyküsünü okumuştum yıllar önce. Sonra tek kanallı TV döneminde TRT dizisini yapmıştı. Türkiye'ye yeni dönen Haluk Bilginer ve o zamanlar botokssuz, mahzun yüzüyle Zuhal Olcay oynamıştı ana rolleri. Zengin ve soylu bir ailenin sınıf farkı ve yoksulluk yüzünden istemediği bir gençle evlenip dışlanan ve eşinin iş kazasında ölümünden sonra küçük kızıyla yalnız, parasız ve desteksiz kalan kızını başarıyla canlandırmıştı Zuhal Olcay. Yüzündeki o hüzünlü anlama çok yakışmıştı oynadığı rol. Küçük kızıyla sığındığı eski bir apartmanın bir odasında hayatını sürdürmeye çalışan, içine kapanmış bu gururlu ve görmüş geçirmiş genç kadını saklandığı kabuktan aynı binanın bir başka odasında yaşayan iki kardeş çıkaracaktır. Soğuk bir Doğu ilinden İstanbul'a gelip herşeye rağmen güler yüzle sırtlanmışlardır büyük şehrin onları yoran yükünü. Kardeşlerden kız olanı çekinerek çalar genç kadının kapısını ve  küçük kızıyla birlikte yılbaşı gecesini geçirmek için mütevazı odalarına davet eder. Önce tereddütle karşılar bu daveti kadın, sonra gitmeye karar verir. Ve bir demet kokina alır hediye olarak götürmek için. Gittikleri evin sobayla yayılan sıcaklığı, semaverdeki çayın fıkırtısı, yağmaya başlayan kar, genç kızın ikram ettiği üzeri çörekotuyla süslenmiş peynir, radyoda çalmaya başlayan tango ve genç erkekle yapılan dans genç kadının yıllardır buz tutmuş kalbini yavaş yavaş eritmeye başlayacaktır.

Tanrım, nasıl güzel bir öyküdür bu ve nasıl bir oya gibi ince ince dokunmuştur kelimelerle. Belki o yüzdendir kokinaların ruhuma saldığı mutluluk. Derim ki yeni bir yılı karşılamaya hazırlanırken-hele ki eskisi berbat gündemiyle bizi perişan etmişken-biraz renk, biraz ışıltı ve okunacak bir Füruzan öyküsüyle umut yükleyelim bünyeye..."



13 yorum:

  1. Ben artık ucuz pahalı kavramimi kaybettim galiba 125 pahalı mı ucuz mu kiyaslayamiyorum mesela:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok doğru aynı durumdayım ben de endazesi kaçtı herşeyin maalesef

      Sil
  2. Fürüzan ve kokinalar umut yüreğimizde kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Bu sene Ekim ayında Makedonya'da mevsimin ilk kestanesini yedik. Satıcı Türk'tü ve fiyatı 1 euro ama isterseniz 30 TL verebilirsiniz dedi. İki gün önce Fenrbahçe parkındaki kestaneci 80 tl istedi, 50 dese alacaktım, almadım. Kestanenin kilosu pazarda 250 TL. 100 gr'lık kestaneye 80 isteyince aradaki kâr ölçülemez hale geliyor. Diyeceğim, kokinalar da kestaneler de şu üç günün fırsatı mantığıyla satılıyor. Her şeyin ölçüsü fiyatı şaştı iyiden iyiye.
    Keşke, bu saçmalıklar olmasaydı ve sadece o güzel eski kokina anısının/yazısının keyfini çıkarsaydım. <3

    YanıtlaSil
  4. Mucizeli, sevgi dolu, pırıltılı yeni yıl masallarını, filmlerini çok severim. Bu anlattığınız dizi de çok güzelmiş. Eski dizilerdeki naiflik... O yüzden ben de kokinaları severim. Fakat artık fiyat algım gerçeküstülüğe henüz uyum sağlayamadı. Kokina ucuz bir şeydi, iş arkadaşlarıma 10 taneyi bütçeme dokunmadan alırdım. Bir tane kokina ister 150 olsun, ister 100 olsun nasıl pahalı olmuş! İçimize coşku veren en küçük şeyleri bile uzaklaştırmak isteseler de biz yine de umuttan vazgeçmeyelim, sevgiyle...

    YanıtlaSil
  5. Kokinalar benim için de çok özeldir, yılbaşı dediğin onlarsız olmaz gibi gelir hep. bu sene de aldım tabii, demeti 90 liraya! o bile pahalı gelmişti ama sizin çiçekçinin 150 lira dediğini duyunca birden gözümde daha makul bir yere oturdu aldığım demet :)
    firuzan'ın gecenin öteki yüzü en sevdiklerimdendir. zuhal olcay-haluk bilginerli diziyi de dün seyretmişim gibi hatırlıyorum ama siz anlatınca izler gibi okudum yine. Zuhal Olcay, nilay örnekle söyleşisinde de bahsediyordu bu diziden. Gerçekten özel bir hikaye, özel bir dizidir...ben şimdi gidip en azından şarkısını dinleyeyim: "Gecenin öteki yüzü bizim yüzümüz / Umutlarımız suçsuz biçare"...

    YanıtlaSil
  6. Doğrusu ben kokinadan çok Füruzan ve Gecenin öteki yüzüne odaklandım. Füruzan ve Sevgi Soysal çok erken kaybettiğimiz iki değerli insan. Gecenin Öteki Yüzü çok severek izlediğim bir dizi olmuştur. Karın ilk yağışı ve salıncak sahnesi unutamadıklarımdan.
    Kokinalar ad değiştirip Kokona (!) olmuşlar. Mersin'de çok bol ve ucuz olurdu. Sitenin bahçesinde vardı.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Yazılarınızı okumak nasıl keyifli nasıl hoş nasıl naif nasıl mutluluk veriyor....Anlatmakta zorlanıyorum hislerimi....yüreğinize sağlık....kucak dolusu sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. Canım Leylak Dalım,
    Bugün oldu daha çam ağacını bile kuramadım. Ülke gündemini bir kenara bırakırsam evde her şey yolunda ama mutlu hissetmiyorum kendimi. Günler aynı sıradanlıkta geçip gidiyor işte. Evet seyahatlere çıkıyoruz ama her dönüşte aynı ev-iş-ev üçgeninde sessizce yaşıyoruz. Kokinasız bir yeni yıla giriyorum ben de sanırım. Migros'a gitseydi belki alırdım kokina; Migros'u da bize çöp satmaya çalıştığı için hayatımdan çıkardım. :) Migros'un farkında olmadığı bir protestonun içindeyim. Yeni yıldan tek dileğim biraz hayat enerjisi, biraz gülümseme, biraz umut :)
    Umut sen de var zaten. İyi ki...
    Öpüyorum seni çok.

    YanıtlaSil
  9. Kokina önemli. O küçük, kırmızı toplarda ne çok vaat saklı, yeni yıla dair. Güzel yazıymış. İyi ki hatırlatmışsınız. Gecenin Öteki Yüzü'nü izlememişim galiba. TRT arşivinden bulup izlemeli.

    YanıtlaSil
  10. Gecenin Öteki Yüzü'nü izlerken çok ağlamıştım, öyküsünü tekrar okumalı.

    YanıtlaSil
  11. Görünen o ki seçimlerden sonra hiçbir şeye yanaşamayacağız, bazı şeyleri stoklasak mı acaba:) Geçenlerde kurcalarken 2018'den bir yazıma denk geldim. İzmir'de ünlü bir markanın bağındaki restoranında iki şişe şarap ve yiyeceklere ki şaraplar markanın en üst ve pahallı şarapları 440.TL ödemişiz. Şu an esnaf lokantasında et döner yemeyi bile hayal edemiyoruz, tavuk döner neyimize yetmiyor aşamasındayız:) Bahse konu dizi ise keyifle izlenmişti, muhteşemdi:)

    YanıtlaSil