Esasen dünkü yazıyı hoşçakalın demek amacıyla yazmıştım ama bugün bir kez daha yazmak istedim. Üç gündür, hatta bir haftadır sürekli hareket halinde toparlanmakla uğraştım. Şu an o kadar yorgunum ki ayak tabanlarım zonkluyor. Öğleye doğru işlerin büyük çoğunluğunu halledince son kalan görevimi eda etmek için aile hekimliğine yollandım, sürekli kullandığım ilaçları yazdırmam gerekiyordu. Varan 1, aile hekimim değişmiş. Kendisinden gayet memnun olduğum beyefendi emekliye ayrılmış, yerine nisbeten genç bir uzman aile hekimi hanımefendi atanmış. Yapacak bir şey yok kayıt için kimliğimi uzatırken arkamdan bir adam yaklaştı ve önüme geçerek "Ben bu bağyandan daha önce gelmiştim" dedi. "Buyur" dedim, "buyur", ayçiçekyağı kuyruğunda değiliz netekim. Doktorun olduğu kata çıktığımda oda kapısı açıktı ve benden önce gelen bay (!) bağıra bağıra şahit olduğu kazayı anlatıyordu. Bir an 112'ye geldim sandım, acil ekip çıkacak galiba diye düşündüm. Adam nasıl ballandırıyor inanamazsınız, "Ablacım (ablacım dediği doktor), adamın beyni dört bir yana dağılmış, elindeki öteberi de öyle. Çok fenaydı çok". Fesüphanallah, adamın ağzından köpükler çıkıyor anlatırken. Derken doktor sözünü kesti, "Ablacım demesek" dedi. "E ne diyeyim?" dedi adam. "Zıkkımın kökü de" diye tüyo verecektim ama sustum. "Doktor Hanım deseniz" diye söze girdi hemşire. "Ablacım daha iyi değil mi, genç gördüm de ondan söylüyorum" diye inatlaştı. Ben böyle gevşek adam görmedim. Sonra yazdırmak istediği ilaçların listesini sundu ablacığına. Dr dedi ki, "Bu ilaç bağımlılık yapar yalnız". "Yapsın ya boşver" oldu cevap. Dışarıda beklemekten uyuz olmuş ve adamın rahatlığı karşısında hayretten hayrete düşmüşken adamcağız karısına da ilaç yazdırmak istedi, hatta kaynanasına da. Kaynanasının kimliğini gösterip hasta olduğunu belirtti. Bana artık fenalıklar gelmişti, balkona çıktım. İlaçlar yazıldı mı, yazılmadı mı bilmiyorum, doktor itiraz ediyordu, sonrasını dinlemedim. Sonunda çıkabildi odadan da sıra bana geldi. Lakin gayet kibar bir şekilde istediğim ilaçlar için 10 dakika cebelleştim. Yarin sabah erkenden yola çıkacağım diyorum, dr hanım kan tahlili istemekte ısrarcı. Rutin kullandığım ilaçlar diyorum, olsun yine de tetkik diyor, zor bela tetkiki dönüşüme erteletip bu kez ilaç miktarı konusunda inatlaştık. Bir önceki geveze ve laubali adama bunca tahammül gösterirken benimle niye inatlaştı onu da anlamadım, ne diyelim onun da canı sağolsun. Elimde reçete zor attım kendimi dışarı, maskeyi çöpe fırlattım, evin yoluna vurdum.
Evde halledilecek birkaç işi de toparlayıp bir "Hoşçakal" yürüyüşü yapmak için Kocam Bey'le parka doğru yola düştük. Hava ciddi anlamda sıcaktı, erken gidiyoruz diyordum ama sanırım tam zamanında kaçıyoruz. Üstelik hoş bir haber geldi Ankara'dan, leylaklar hala hayatta imişler, beni bekliyorlarmış 😃 Parkta yürüdük biraz ama hem çok yorgundum, hem de sıcaktı, fazla uzatamadık. Biraz denize, biraz Beydağlarına bakıp vedalaştık. Ağaç mineleri coşmuş, onlarla biraz hasbıhal ettik, sarı papatyalara selam verdik ve ayrıldık parktan. Bunlar da Antalya'dan son bahar fotoları olsun:
Doktor Hanım'ın tüm sabrı bir önceki ve muhtemelen ondan önceki hastalarda tükendiği için size pek bir şey kalmamış. Ben bir an ilaçları hiç alamayacağınızı hatta üzerine bir de nutuk dinleyeceğinizi sanmıştım okurken. İlaçlarını alabilmenize sevindim :) İyi yolculuklar dilerim :)
YanıtlaSilYa sabrı mı tükendi, bana mı taktı, sağlığımı istiyordu, yoksa zorlamak mı bilemedim. Neyse istediğim miktarları yazmış, bugün kavuştum ilaçlara. Çok teşekkürler, öğlen ulaştık Ankara'ya, başlasın yaz :)
SilYolunuz açık olsun, keyifle ulaşın Ankara'ya.
YanıtlaSilÇok sağolun sevgili Handan, keyifle ulaştım gerçekten :) Yarın da torunu görürsen keyif tavan yapar :)
Siliyi yolculuklar
YanıtlaSilÇok teşekkürler, iyi geçti gerçekten güzel dileklerinizle...
SilŞükür yazdırabilmişsiniz ilaçları, gözünüz aydın diyorum. İnşallah rahat bir yolculuk yaparsınız. Müsait olduğunuz bir zaman Radyo Momentos'un blogda cuma günkü yazısına bakmanızı öneririm. Belki bir fincan kahve gibi yorgunluğunuzu alır :))
YanıtlaSilSaygılar,
Sevgili Momentos öncelikle çok teşekkür ederim o güzel tanıtımınız için, bugün benim için gerçekten sürprizli oldu; yolda leylak ağacı görmem, Ankara'ya gelip güzel bir hava bulmam ve kardeşimi görmem, ardından da sizin paylaşımınız. Mutlu ettiniz sağolun. Yolculuk iyi geçti ama haliyle biraz yorucu oldu, orayı toparla, gel burayı toparla, erkek kalk, 7 saat yol gel derken, neyse halloldu. Çok sevgiler...
SilHayırlı yolculuklar Leylak Dalım!
YanıtlaSilSağol Buketcim, geldim bile :)))
SilBen bu aile hekimliğinden hiç haz etmiyorum. Hiç bir işimi de hallettiremiyorum. Vallahi size bravo.
YanıtlaSilSize iyi yolculuklar dilerim, Ankara'ya selamlar.
Merhabalar.
YanıtlaSilBu paylaşımınızı da okuyarak sizin yolculuğunuzun başlangıç noktasının Antalya olduğunu öğrenmiş oldum. Demek ki, siz Antalya'dan Ankara'ya doğru bir yolculuğa çıkmışsınız. Hem Antalya'da hem de Ankara'da eviniz var ve siz bu iki şehir arasında yılda bir kez mi, yoksa daha çok mu geliş-gidiş yapıyorsunuz?
Selam ve saygılarımla.