2,5 yıllık bir esaretin üstüne Nisan'dan bu yana kendimi sokaklara attığımın farkındasınızdır mutlaka. Pandeminin ilk zamanlarını düşünüyorum da bugünümüze şükür diyorum. Hoş hâlâ kapalı mekanlara ve aşırı kalabalığa girmiyorum, girmek zorundaysam da maske takıyorum ama başlangıçta evden dışarı adım atmaya korkuyordum. Güleceksiniz mutlaka, pandemi açıklandıktan birkaç gün sonraydı, çamaşır asıyordum, çoraplardan birini aşağı düşürdüm. Eskiden olsa iner alır, yıkar asardım. Hafazanallah, hiç iner miyim, ya Covid kapıda bekliyor da üstüme atlayıverirse, çorabın öbür tekini de attım gitti aşağıya, bulan giyer hiç olmazsa 😁Ev hapisleri, maskeler, her dışarı çıkış sonrası duş almalar, dezenfektandan çatlayan, yıkanmaktan aşınan eller, çamaşır makinasında eskiyen giysiler, eve giren her nesneyi sabunlamalar, her akşam dinlenen Covid raporları, uzmanların görüşleri derken neyse bugünlere geldik. Yazık bize yahu, Covid yetmedi hayat pahalılığı, üstüne kişisel anlamda geçirdiğim ameliyat ve sonrası zorluklar, üstüne babamı kaybedişim derken 2,5 yıl herkes gibi bizleri de tokatlaya tokatlaya geçti. Şimdilerde gördüğüm her çiçeğe, her ağaca sarılmak, kedileri okşamak, havayı koklamak, denizi ve dağları beynime nakşetmek, arkadaşlarımla buluşabildiğim her ana şükretmek istiyorum. Altın vuruşu da pazartesi akşamı yaptım. Çok sevdiğim, kardeşim dediğim bir arkadaşımın davetiyle eşinin çalıştığı otele gittik. Oteldi, yıldızıydı, şusuydu, busuydu çok ilgi alanıma giren şeyler değildir ama öyle özlemişim ki kalabalık ortamları uzaydan gelmiş gibi kaldım bir an. Zaten hava nasıl latif, deniz ve gökyüzü nasıl muhteşemdi, tüm akşamı iskelede geçirebilirdim.
Tabii bırakmadılar, yemeğe gittik, benim minnoş Umut'un deyimiyle "yeme yeme"ye 😃
Ne yediğimizi saymayacağım tabii ki, sadece keyifli bir yemek olduğunu söyleyeceğim, çok sevdiğim o iki insanla uzun zamandır biraraya gelememiştik, hepimize çok iyi geldi.
Yemekten sonra "Hürrem Sultan Dans Tiyatrosu"nun gösterisini izlemeye gittik açık hava sahnesinde. En son 2020 Şubat'ında Opera Sahnesi'nde "Sevgililer Günü Konseri" izlemiştik yine aynı arkadaşlarımla, sonrası yok. Kapanışı onlarla yapmıştık, açılış da onlara kısmet oldu. Kahveler, çaylar içerek "Hürrem Sultan" gösterisini seyrettik, umarım devamı gelir.
Fotoğraf çok net değil, idare edin. Gece vakti ancak bu kadar oluyor. Gösteri sona erince havuz başında biraz keyif yaptık, sonra geceyi bitirdik. Nasıl iyi geldi anlatamam. İlk kez rastladığım bu çiçekler otelin bahçesinde idi, fotoğrafta tam belli olmamış ama tül gibi incecik, adeta şeffaf yapraklarıyla son derece zarif ve narin çiçeklerdi. Adını bilen varsa rica edeceğim.
Antalya günlerini altın vuruşla kapattım, şimdi harıl harıl Ankara hazırlığı yapıyorum. Yaz sezonunu açmak üzereyiz. Lakin her sene giderken toparlan, dönerken toparlan epey yoruyor beni. Valizleri hallettim ama son ana kadar mutlaka bir şeyler çıkıyor. En azından buzdolabını son geceye bırakmak durumundayız. Üstelik bu memleket yazın öyle sıcak oluyor ki, kuru yiyecekleri evde bırakırsam dönüşte beni bir güve kelebeği ordusu karşılıyor, o yüzden onları da poşetleyip taşıyorum mecburen. Yani hala işim var ama yarın her şeye rağmen en azından yakınımızdaki parka bir "Hoşçakal" ziyaret yaparız.
Toparlanma faaliyetlerine ara verdiğim anlarda da biraz kitap okuyor, film ya da dizi izliyorum. "Bir Skandalın Anatomisi"ni izledim Netflix'de, beğendim. Downton Abbey'in Mary'si ile de hasret gidermiş olduk. Ara sıra da GAIN'de Ahmet Mümtaz Taylan'la "İstanbul Hikayesi"ni izliyorum, arka sokak semtlerine geldik İstanbul'un, o yüzden de çok ilgimi çekiyor. Ben ne "Yüzüklerin Efendisi", ne de "Harry Potter" izlemedim ve okumadım şimdiye kadar. Niyetim de yoktu ama Netflix Haziran sonunda Harry Potter filmlerini kaldıracağını duyurunca bir bakayım dedim. İlk iki filmi izledim, ne bayıldım, ne de nefret ettim, bilmem birkaçını daha izler miyim Haziran'a kadar, keyfim ve kahyasına bir danışmam lazım.
Şimdi müsaadenizle, gidip biraz daha toparlanayım. Belki bir sonraki postta size Ankara'dan seslenirim. Bana iyi yolculuklar, sizlere sevgiler...
Çorabın diğer eşini de atmaniza nasıl güldüm anlatamam, çok tatlısınız🥰 Şimdiden iyi yolculuklar❤️
YanıtlaSilÇok teşekkürler, sevgiler :))
SilAnkara günleri başlıyor ha? keyfiniz bol , sevdikleriniz yanınızda olsun öğretmenim :)
YanıtlaSilSağol Şulecim. Ankara'ya yolun düşer sanırım, ararsan sevinirim, bir kahve içeriz belki. Çok sevgiler...
Siliyi yolculuklar! ben demiştim ki, bir denize girer de gidersiniz ama :) sonbahar denizi o zaman!
YanıtlaSilSağol canım. Deniz tembeli bir aileyiz, çok düşkünlüğümüz yok, yazın sıcağında deniz bile çekilmiyor inan, sonbaharda belki,çok sevgiler...
SilBuradan bakınca şimdi ben de çok gülüyorum :)) Çok teşekkür ederim dileklerinize...
YanıtlaSilÇorabın diğer eşini atmak. :D Ya çok tatlısınız. Çiçeğin maalesef ki adını hiç bilmiyorum.
YanıtlaSil