.

.
.

14 Ağustos 2020 Cuma

14 AĞUSTOS (GİDENLER-KALANLAR)

Meral Niron ölmüş. Tamam hastaydı, yaşlıydı, sıralı ölümdü ama giden kişi, bireysel olarak hiç tanışmasanız da gençliğinizin fonunu oluşturan yapı taşlarından biri olunca insanın içi çok acıyor. Hele de orta yaşın üst sınırını zorlayıp dururken gençlik figürlerinizin arka arkaya kaybolması zaten gündem yeterince katlanılmazken bir de "eksiliyoruz" diygusu ekliyor. 

Ben onu AST'da ilk izlediğimde aşağıdaki yaşlardaydı:

Maksim Gorki'nin "Ana" oyununda "Pelage/Ana" rolünde, müthiş bir oyunculuktu. O yıllarda küçücük salonuyla Ankara Sanat Tiyatrosu bir nevi mabedimizdi. Ihlamur Sokak'taki tiyatro ne mutlu ki hala eski yerinde ve kadrosu çok değişse de iyi oyunlar sergilemeye devam ediyor. Meral Niron'u daha sonra "403. Kilometre" (bu oyunda sonradan TV'de "Kavruk Hasan" rolüyle ünlenen Savaş Yurttaş'ı unutamam), "Komün Günleri", "Nereye Payidar", "Dimitrof" gibi oyunlarda izledim. Yıllar sonra çeşitli dizilerde rol aldığında ise eski bir dosta rastlamış gibi sevinirdim. Herkes onu "Ferhunde Hanımlar" ve "Bizim Evin Halleri" ile hatırlasa da TRT'de gündüz kuşağında yayınlanan bir köy dizisinde ilk olarak izlemiştim. Hatta dizi çekimleri sırasında meme kanseri olduğunu ve bir süre ekranlardan ve sahnelerden uzak kaldığını biliyorum. Dönüşü Ferhunde Hanımlar'daki Şukufe roluyle olmuştu sanırım. Onu son olarak 6 yıl önce Akün Sahnesi'nde Anton Çehov'un "Vanya Dayı" oyununda izlemiştim, iyi ki izlemişim. Yattığı yer incitmesin...

Hayat kendimizi pandemi koşullarına uydurmak zorunda bırakarak sürüp gidiyor. Çok sıkıcı, ne kitap okumak, ne bilgisayar başında eğlenmek, ne film, dizi izlemek eş-dostla bir cafede içilen bir fincan kahvenin, edilen sohbetin, birlikte yenen bir yemeğin yerini tutmuyor. İnsan sıcağı arıyoruz. Mümkün olduğunca ılık koşullarda hayatı sürdürmeye çalışırken bazılarının aşırı kızgın yaşayış tarzı da "pes" dedirtiyor, acaba aykırı olan biz miyiz diye düşünmeden edemiyorum. Haftada bir çocukları ve kardeşimi görmek dışında kapı komşumla bile muhatap olamadım daha. En sevdiğim Dost Kitabevi'ne bile uğramadım, dışarıyla bağlantım parklar, bahçeler aracılığıyla oluyor ancak. Alışverişler sanal ve böyle hayat çok banal 😒 Biter mi onu da bilmiyorum, daha fazla da sızlanmak istemiyorum. Bugünlük bu kadar olsun, kendinize dikkat edin, kalın sağlıcakla...


8 yorum:

  1. Leylakcığım,
    Gençliğimizin mihenk taşlarının kayboluşunu görmek, beni de fazlasıyla üzüyor, sarsıyor. Sanırım içinden geçtiğimiz günlerin ağırlığı bu etkiyi biraz daha artırıyor.
    Bu günler de böyle, demekten başka söz bulamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İçinden geçtiğimiz günler çok ağır gerçekten Ekmekçim, her şey üstüste bindi, bünye ve ruh kaldıramayacak yakında diye korkuyorum. Dilerim tünelin ucunda bir ışık vardır. Çok sevgiler...

      Sil
  2. Meral Niron'çok üzüldüm. Bizim evin hallerinde bizden biriydi. Sahnede izlemişimdir ama hatırlamıyorum. Sinop'tayım burada da kimseyle görüşmeden denizin tenha zamanında yalnızlığa arkadaş martılar ge. İp den zamanlar. Tırununuz a ali babalı büyüsün. Sevgiler. Ekmek. I kızın yorumu benim imeal adresi de çıktı şaşırdım. Size yorum yazdım. Düşmedi. Neler oluyor anlamadım. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler güzel dileklerinize. Mailleri takip et butonunu tıkladıysanız sizin mail adresinizde de görünür. Blogger yeni arayüzü de biraz karışık, alışırız elbet. Sevgiler...

      Sil
  3. Gittiği yerde huzur bulsun. Böyle kıymetli isimlerin birer birer aramızdan ayrılışını kabullenmek zor. Hümeyra Hanım'a da çok üzüldüm. Benim en sevdiğim sanatçılardan biridir (oyunculuksa oyunculuk şarkıcılıksa şarkıcılık, ne müthiş kadındır) ve geçtiğimiz günlerde tarifsiz bir acı yaşadı; başı saolsun. Her şey biraz eksik gibi bu pandemi döneminde. Ne içtiğim kahvenin tadını alabiliyorum ne izlediğim filmden bir şey anlayabiliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hümeyra için ben de çok üzgünüm, evlat acısı ateşten gömlek, kadın şu yaşında bir de bu acıyı yaşayacak, sabır dilemekten başka bir şey gelmiyor elden. Ben de çok severim ve çok yetenekli ve karizmatik bulurum.
      Çok şey eksik pandemi döneminde, en çok insan, dostlar, sevdiğin yakınların. Biter mi dersin Zihin kardeş?

      Sil
    2. Benim nedense umudum çok az. Sanki en az bir sene daha böyle gidecek gibi :( Bir koca yılı daha kucaklaşmadan, tiyatrosuz, sinemasız, konsersiz geçirme düşüncesi beni fevkalade ürkütüyor. Umarım tersi çıkar ve bu illet mutasyon geçirir ve kışın yok olur gider.

      Sil
    3. Bir yıla razı olma aşamasına geldik, daha fazla sürmesin de, dün aklı başında görünen bir doktor 2021 yazına biter gibi bir laf etti, ona bile sevindim, zira başka biri 10 yıldan bahsediyordu, evlerden ırak :) Benim de umudum mutasyon, aşıdan ilaçtan umudum yok, olsa da bize düşmez...

      Sil