Sabahtan hatta dün sabahtan bu yana apartmanı inleten ve beynimi delen balyoz ve matkap sesleriyle muhatabım. Apartmanın altındaki boş dükkanı birileri kiraladı sanırım ve içinde tadilat yapıyorlar. Büyük olasılıkla "Rent a car" popülasyonuna bir ilave daha olacak. Babamın vitrin camlarına bakıp bakıp "Bu kadar aracı kim kiralıyor yahu?" diye sormakta hakkı var ama durmadan yenileri açıldığına göre birileri kiralıyor belli ki. Matkap çalışırken öylesine ağlamaklı bir ses çıkarıyor ki kızacağıma "Kimbilir ne derdi var garibin?" diye hüzünlenesim geliyor 😀 Yıllar önce biz bu apartmana taşındığımızda sözkonusu dükkanda bildiğimiz türden bir mahalle bakkalı vardı. Kendisi de yandaki apartmanda oturan Bakkal Ahmet'in normalde kırmızı olan yüzü kızdı mı bordoya dönüşür, canını sıkan müşteriyi rahatlıkla kovalayıverirdi. Balkondan sepet sallar bağırırdık, dışarı çıkıp kızmış gibi yapar, "Ne var, yine ne istiyonuz?" diye söylenir, sonra da istediğimiz şeyi sepete koyup "Çeek!" diye bağırırdı. 250 gram peynir, yarım ekmek, kırmızı kapaklı cam şişede günlük AOÇ sütü, çuvaldan 1 kilo kuru fasulye, teneke kutudan pötibör bisküvi, 1 litrelik Coca Cola alabildiğimiz günlerdi. Kırmızı yanaklı, yuvarlacık karısının getirdiği öğle yemeğini tezgahın ardında yer, alüminyum demlikteki çayı ibiğinden içerdi. Market kültürüne yenik düşüp dükkanı kapattığında mavi önlüğünü, süslü harflerle Kayseri Bakkaliyesi yazan tabelasını, dükkanın önüne yığdığı süt şişelerini ve özellikle ekmek almaktaki kolaylığı gözümüz ve ayaklarımız çok aradı.
Nereden nereye geldim. Bugün aslında pazar günü gittiğim Cermodern'deki sergiden bahsedeceğim. "Mekan-Atölye" adını taşıyan sergide pazar günü rehberli tur vardı ve sergilenen eserlerden birini yapan kişi tanıtacaktı. Kızkardeşle buluştuk, kişi başı 10'ar (ki bu ücreti çok fazla bulduğumu belirteyim, üstelik bu öğretmen fiyatı) lira verip girdik sergi salonuna. Rehberli tur başlayana kadar alelusul dolandık eserler arasında ve belirlenen saatte aşağıdaki fotoğrafta görülen "Kentin Bahçeleri" isimli çalışmasını tanıtmak üzere Büşra Özdemir geldi.
Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden mezun olan genç sanatçı 6 parçalık çalışmasını kentlerde yeşil alanların giderek azalmasından hareketle ve İtalo Calvino'nun "Görünmez Kentler" isimli kitabından esinlenerek hazırlamış. Tuval üzerine toprak ve yosunla hazırlanan çalışmada yosunlar yeşil alanları, daha doğrusu kent bahçelerini temsil ediyor. Kuşbakışı bir harita görünümü verilmek istenmiş, yolların ve binaların görünmüyor olması da yeşil alanları özgürleştirme amacına yönelik olarak bilinçli tercih edilmiş. Sanatçı yosunları iki haftada bir sulayarak gelişmesini sağladığını ve görsel bir çalışma sayesinde bile olsa böylece yeşil alanları arttırma ütopyasını gerçekleştirdiğini belirtti. Fikir çok hoşumuza gitti, umarım gerçek hayata da geçebilen bir düşünce olur. Aşağıdaki fotoğrafta Büşra Özdemir'i çalışması hakkında bilgi verirken görüyorsunuz.
Sonrasında Cermodern'in görevlisi eşliğinde eserler hakkında bilgi aldık ama anladım ki güzel sanatlarda rehberlik pek bana göre bir şey değil. Çalışmaların kafamızda uyandırdığı imaj ile rehberin anlattıkları çok farklı idi. Mümkünse çok çetrefil olmayan konularda ben rehbersiz seyredeyim eserleri ya da yukarıdaki gibi eserin sahibi yapsın rehberliği. Zaten müzik parçalarını da klip eşliğinde dinlemekten hoşlanmam, benim kurduğum hayalle klipteki çok farklı oluyor zira. Şimdi rehbersiz olarak size biraz sergi gezdireyim. Bazı eserlerin sahiplerinin ismini not etmeyi unutmuşum, peşinen özür diliyorum kendilerinden:
"Bataklık" isimli çalışmayı Eda Taşlı yapmış
Azat Yeman
"Gergedan" isimli bu çalışma Nilay Sorgüven'e ait
Patchwork yöntemiyle yapılmış bu eserin adı "Beyhude Geçti Yıllar", sanatçı ise Merve Üstünalp.
Sanat camiasının erkek egemen yapısını ve kadının bu camiaya dahil olmasının zorluğunu simgeliyor
Sergideki en beğendiğim iki çalışma, seramik evler ama sanatçısının adını almayı unutmuşum ne yazık ki :(
Özge Yağcı'dan "Düş Otu" isimli çalışma
Aslında üçlü pencere, ben bir tanesini fotoğrafladım. Ev bitkilerinin sahibinin isteğine aykırı olarak da büyüyebileceğini konu almış. Evet, ev bitkileri bazen korkutucu olabiliyor :)
Aslında üçlü pencere, ben bir tanesini fotoğrafladım. Ev bitkilerinin sahibinin isteğine aykırı olarak da büyüyebileceğini konu almış. Evet, ev bitkileri bazen korkutucu olabiliyor :)
Sergide daha pek çok eser vardı ama haliyle hepsini fotoğraflamam mümkün değildi, 12 Ağustos'a kadar devam ediyor, bence gidip görün...
Sayende Cer Modern'i pek güzel geziyorum her seferinde. :)
YanıtlaSilSonbahara güzel bir sergi olursa bu defa kaçırmayıp, bizzat gezeceğim. ;)
Seramik Evler benim de çok hoşuma gitti, Kentin Bahçeleri de bir o kadar güzel :)
YanıtlaSilAh çocukluğumuzun bakkalları. Bakkal deyince benim de aklıma kağıda sarılan ekmekler, file içerisinde sergilenen rengarenk toplar, bir köşede yığılmış olan pirinç, nohut..vs çuvalları gelir.
YanıtlaSil