.

.
.

8 Ocak 2015 Perşembe

ÜZÜNTÜ VE MUZ KABUĞU


Olup biten her şey için canım sıkılıp dururken aklıma geldi bu replik: "Üzüntü ve muz kabuğu". "Pepen'in Balonu" animasyonundaki maymun söylerdi galiba sık sık, geçmiş zaman tam hatırlayamıyorum. Üzüntülerimiz artık muz kabuğu kadar işe yaramaz hale geldi, çaresizce bakıp duruyoruz TV'ye, gazeteye, en çok da sosyal medyaya. İşin kötüsü muzun içinin bile eskisi kadar değeri yok ki kabuğunun olsun.

Memleketin dört bir yanına yoğun şekilde yağan karın Antalya'daki yansıması sıkı bir ayaz, uçuran bir rüzgar ve ancak kapalı bir mekanda pencereden girerse ısıtan bir güneş şeklinde oldu. Beydağları kardan şapkalarını giymişler, berrak havada en güzel pozlarını veriyorlar. Balkonuma uzanan ve üzerindeki kurumuş yaprakları bu zamana kadar inatla muhafaza eden çınar tamamen soyunmuş durumda. Kısacası Akdeniz ikliminin soğuk şaşkınlarıyız. Evlerdeki ısıtmadan çok soğutmaya yarayan klimalar dalga geçer gibi üflüyor tepemize ama pek işe yaradığı söylenemez. Eski İzocam reklamlarındaki gibi "Yak şu kaloriferi donuyoruuuuz" diye azarlayacak ne kapıcımız var ne de merkezi ısıtma sistemimiz. Bizim evler soğuğa değil sıcağa karşı muhafazalı. Kış boyu taş çatlasa 10-15 gün arz-ı endam eden bu soğuk havalar bizi iyice bir üşüttükten sonra nanik yapıp kaybolur, ne kadar etkili olduğuna ise Akdeniz ikliminde yaşamayanları inandırmak zordur. Salıdan beri aramızda konuk kendileri; klimamızla, epeydir uykuda olduğu odadan mecburen sürükleyip getirdiğimiz elektrik sobamızla, pencereden süzülen güneşle, battaniyelerimiz ve yün hırkalarımızla kendisine savaş açmış bulunuyoruz. Cephane olarak çay, kahve, ıhlamur, zencefilli-limonlu sıcak sular, sahlep gibi insanın hem içini hem avcunu ısıtan sıvılar kullanıyoruz. En güzeli evden hiç çıkmamak, güneş alan kanepeye yayılıp kitap okumaktı ama dün mecburiyetten çıkmış bulundum. Bulunmaz olaydım. Bir bankadan maaş çekip başka bir bankaya yatırmak, artık şekil almayan saçlarımı kestirmek ve boyatmak, 2 farklı kargo şubesine ulaşan paketlerimi almak ve zorunlu market alışverişlerimi yapmak durumundaydım ve daha fazla erteleyemezdim. Giyinip çıktığımda uzayda kapladığım hayli okkalı yere rağmen rüzgar beni beş metre kadar sürükledi, sonra uğraşmaya değer bulmadı sanırım ki kendi çabamla yürümeye devam ettim. İtiraz edebileceğim yaşa geldiğim andan beri başıma takmadığım berenin esasen ne kadar faideli bir eşya olduğu konusundaki hakkını teslim etmeme rağmen yine kullanıma sokmamıştım. Bu inadın geri dönüşü tepemde seyrelmeye başlayan saçlarımın arasından vuran ayazla kafa derimin buz kesmesi oldu. Yarı uçup yarı yürüyerek bankadan parayı çekip salimen diğerine yatırdım. Bu arada ufaktan ellerimi hissetmemeye başlamıştım. Kuaför salonunun kapısından girdiğimde suratımın tamamına botoks yapılmış gibiydi, güç bela kuaförüme dönüp kelimeleri zorla çıkararak: "Saçomo kostormok istoyorom" dedim. Kuaför beni kıpkırmızı olmuş burnumdan dolayı gecikmeli Noel Baba sandı ve yan taraftaki erkek berberini işaret etti :) Bu densizliğinin karşılığını hediyesiz kalarak ödedi ve özür mahiyetinde çok güzel bir kesim yaptı. O arada yüz kaslarım yumuşamış, normal telaffuza geçmiştim, "teşekkür ederim" diyerek ücretimi  ödedim ve uçuran rüzgara bağrımı vererek çıktım salondan. "Boya ne oldu?" diyeceksiniz ama ben öyle tek kuaför kullanacak kadar sıradan bir insan evladı mıyım, kesim farklı yerde, boya farklı yerde. Hatta fön de farklı yerde... dersem inanmayın :) İki kuaför arası iki farklı kargo şubesine uğrayıp paketlerimi aldım ve boya için diğer salona gittim. İçerisi sıcaktı, gevşedim, saçım boyanırken neredeyse uyuyacaktım. Boyanın bekleme süresi dolana kadar Hintli dedektif Vish Puri'nin maceralarını okudum, en heyecanlı yerindeyken yıkama setine davet edildim. Boyanmış ve fönlenmiş saçlarımın kuaförden çıkar çıkmaz her bir teli başka yöne uçtu. Son bir gayretle markete daldım, alışverişimi yapıp kendimi eve attığımda bir süre kim olduğumu hatırlayamadım. Cüzdanımdan nüfus kağıdımı çıkarıp ismime baktım, gözüm doğum tarihime ilişince moralim bozuldu. Gidip kendime bir kahve yaptım ve ayıldım. 

Şimdi kararsızım. Aynı rüzgar ve soğuk dışarda hükümranlığını sürdürüyor. Bugün semt pazarının kurulma günü. Dünkü üşümenin bünyede uyandırdığı kırıklık ve elma sirkeli, tuzlu suyla yıkayarak ötelemeye çalıştığım nezleye rağmen çıkıp pazara gitsem ve 2-3 demet nergis alıp koklayarak mutlu mu olsam, yoksa evde sıcak sıcak pineklemeye devam mı etsem, ne dersiniz?

24 yorum:

  1. Beni hem güldürdünü hem de düşündürdünüz. dışarıda kar ve buz tutmuş karlar var. zorunlu market alışverişi yapmak durumundayım. Bir yandan çıksam mı ertelesem mi durumundayım. aman dikkat edin üşütmeyin. Kuaför maceralarınız ayrı bir hikaye sevdim ama. sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kış bizi yoruyor galiba, bahar gelsin artık :) Benden de çok sevgiler...

      Sil
  2. Güldürdünüz beni,Allah da sizi hep güldürsün:))Kesinlikle ev derim:)) Aysel G.

    YanıtlaSil
  3. Az öönce girdim eve. Sana kardeş tavsiyesi evden çıkma. Akdeniz ikliminin soğuk saskinlariyiz demişsin ya; tam da öyleyim iste☺☺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yetti ama bu soğuklar değil mi, güneş çıksın artık lütfen...

      Sil
  4. bence pazar alışverişini bu hafta erteleyin. evdeki kurularla idare ediverin. zira hava çok soğuk.iyice üşütmeyin sonra Nurşen Hanım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pazardan sadece nergis alıp geldim zaten Gülter hanım, fazlasına bünye dayanamayacaktı :)

      Sil
  5. Otur evindeeeeeee:))))))))))))İzmir de aynı, çok iyi anlıyorum seni. Nergisleri biraz havalar ısınınca çiçekçiden alırsın:))))
    Çenebaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gittim nergisleri alıp döndüm eve, biraz üşüdüm ama iyi geldi :)

      Sil
  6. Hafızanıza Süleyman Demirel şapkası çıkarıyorum Sevgili Leylak Hanım!
    Pepe'nin Balonu ve kapıcı :))

    Evde pinekleme taraftarıyım ama nergisler iyi gelecek. Bere takmak koşuluyla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahaha, onun gibi gereksiz neler hatırlıyorum bir bilseniz Bayan J. :) Elimde olsa sıkı bir hafıza temizliği yapıp fazlalıkları eskiciye vermek isterdim :)
      Nergisleri aldım, hem de beresiz :)

      Sil
  7. Bu soğukta evde olmanın tadını çıkarın derim bende
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bi koşu gittim geldim, nergislerimi aldım ama artık soldular tabii ki :)

      Sil
  8. Ne hoş bir yazın güldürdünüz beni:)

    YanıtlaSil
  9. Sakın çıkma, evde kal , bol bol yaz. Sen yaz biz okuyalım, tebessüm edelim, içimiz ısınsın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çıktım valla, cevap gecikti nergisler de soldu gerçi :)

      Sil
  10. çok tatlısınız:)) çok güldüm, siz hep yazın Nurşen hanım...nazmiye

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Nazmiye hanım, sevgiler...

      Sil
  11. Katılıyorum, o kadar tatlısınız ki ama, saçınızı boyatıp, beresız dışarı çıkmışsınız ya, her teli havaya kalkmış, orada dondum işte.......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok bir şey olmadı, dağıldığıyla kaldı sadece, evle kuaför arası yakındı :) Teşekkür ederim güzel sözlerinize...

      Sil
  12. Leylakcığım Birecik'de eksi iki derece. Burasıda Antalyaya benziyor iklim olarak. Ufo yla ısınıyoruz. Ben de bir odanın içindeyim. Kısa alışverişe çıkıyorum sadece. Mutfakta üşüye üşüye yemek yapıyorum birde
    Öpüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah canım kolay gelsin ama kızın yanında olunca ısınıyorsundur sen, çok öpüyorum ikinizi de...

      Sil