BAŞLARIM TADİLATINA, YETTİ GARİ :)

Efenim, tadilat meydan muharebesi dün akşam sona erdi, düşman ordusu evi terketti, bana da hem gazi ünvanı hem mareşal rütbesi vermediler tabii ki :) Zaten de istemezdim, en büyük madalya ustaların evden gidişini izlemekti. Şimdi savaşın kalıntılarını temizlemek için bir parça daha işim var ama 1-2 gün dinlenmek, bileğim, dizim ve ellerimdeki yorgunluk ağrılarını sağaltmak niyetindeyim. Dün beni perişan eden ayak bileğimdeki ağrı bugün iyice azaldı, öyle ki sokağa bile çıktım. Bir haftanın üstüne kendimi hapisten çıkmış gibi hissettim. Ağrım geçmese bile gittiğim etkinliği kaçıramazdım, seke seke yine giderdim. Ansan'ın ev sahipliği yaptığı Antalya Öykü Günleri idi sözkonusu etkinlik ve çok sevdiğim yazar Onur Caymaz da etkinlik konuklarından biriydi. Mimar ve öykücü Emel Kayın ile "Öykünün Zaman Tanıklığı" konulu bir oturuma konuşmacı olarak katılacaktı. Ancak öğleden önceki etkinlik daha fazla izleyicinin katılabilmesi amacıyla öğleden sonraya ertelenip diğer oturumla birleştirilince aradaki zamanı Fikret Otyam Sanat Galerisi'nde "Gülsen Erdoğan Retrospektif Sergisi"ni gezerek değerlendirdim:

 

Sergi sonrası baktım vakit var bileğimi sakınıp ağır ağır adım atarak kısa bir yürüyüş yaptım. Bir banka yerleşmiş köpeği seven ana-kızın yanından geçerken eğlenceli bir konuşmaya şahit oldum. 11-12 yaşlarındaki kız sevdiği köpeğin arkasından gelmesinden rahatsız olunca annesi şöyle dedi: "Bak işte erkekler de böyledir, yüz verdin mi hemen peşine takılırlar". İlginç bir örnek üzerinden hayat dersi budur :)

Sonunda etkinliğin başlama vakti geldi, ben de ilk sıradaki yerimi aldım. Önce Emel Kayın'ı dinledik, ikinci olarak da Onur Caymaz'ın güzel konuşmasını.

Oturumun ikinci bölümünde onur konuğu olan Mehmet Zaman Saçlıoğlu'nun öykücülüğü üzerine konuşuldu. Konuşmacılar öykücü Nursel Duruel, Edb. öğretmeni ve öykücü Atiye Tümüklü, yazar Mehmet Zaman Saçlıoğlu ve oturum yöneticisi Kamile Yılmaz idi.

Bir haftadır tadilat nedeniyle domestik ötesi hale gelmiş bünyeye edebiyatla dolu geçen bu öğleden sonra pek iyi geldi. "Hop hop hop değiş Tonton" diyor ve eski etkinlik günlerime geri dönüyorum. Tadilat out, gezme tozma in :)