.

.
.

26 Ocak 2014 Pazar

VE BİR HAFTA DAHA BİTER

Hiç sevmediğim Pazar gününe hiç sevmediğim hava durumuyla uyanınca kendimi de fazla sevemiyorum. Pis bir yağmur, grinin grisi bir gökyüzü ve nemli bir serinlik var ki üçü de ilgi alanıma girmiyor. Millet yağmur yolu gözlüyor, haklılar da ama ne yapayım ben hoşlanmıyorum. Kocam küresel ısınmanın ve kuraklığın sebebi olarak beni görüyor, o da haklı diyelim ve Nasreddin Hoca'yı anarak devam edelim.

Dün günler öncesinden biletini aldığım ve havayı çok yağışlı görünce neredeyse gitmekten cayacağım bir oyunu izlemek için tiyatroya gittim. Tek bir salonumuz var ve sezonda en fazla 5-6 oyun sahneliyorlar. Dolayısıyla seçme şansımız pek fazla olmuyor ve ne çıkarsa bahtımıza deyip izliyoruz. Tiyatro Festivali sırasında da açığımızı kapatmaya çalışıyoruz.  İzlediğim oyunun adı "Yalancı" idi. 


Carlo Goldoni yazmış, Ahmet Açıkgöz yönetmiş ve ADT oyuncuları da sahnede canlandırmış. Kostümler ve müzik güzeldi, oyuncuların emeklerini ve performanslarını da inkar etmemek lazım ama oyun benim tarzım olan bir tür değildi. Daha derinlikli oyunlar izlemek istiyorum, beklentim bu yönde, yine de tiyatro candır ve hep olmalı diyorum. 


Oscar adayı filmleri izlemeye devam. "Captain Phillips" kaptan rolünde Tom Hanks ve Somalili korsanı canlandıran, yardımcı erkek oyuncu dalında aday Barkhad Abdi'nin şahane oyunuyla göz dolduran bir aksiyon filmi idi. Güzeldi, gerilimliydi lakin filmin sonunda sanki o filikadan ben çıkmış kadar yorgundum :) Sanırım ben daha sakin tempolu, duygusal ya da beni şaşırtan sürprizli filmleri tercih ediyorum. "Gloria"yı çok sevdim mesela, ana karakteri müthiş başarıyla canlandıran Pauline Garcia, Gloria rolüyle Şili'nin çalkantılı geçmişini fon alarak orta yaşın sonuna ulaşan kadının arayış çabalarını hakkıyla vermiş. Ve Meryl Streep'in akıllara seza bir şekilde milyonuncu kere en iyi oyuncu dalında aday gösterildiği "August, Osage County" bol kavgalı, bol gürültülü bir aile dramasıydı. Bizim kültüre oldukça ters gelen aile yapısına baktıkça gülmek mi, ağlamak mı, şaşırmak mı yoksa "normali belki de budur" demek mi gerekti bilemedim. Anne rolünde Meryl her zamanki gibi olağanüstüydü ama Oscar'ı başkası alsın lütfen, o yeterince tadına baktı. Yetmemiş gibi evin büyük kızı Julia Roberts da yardımcı kadın oyuncu dalında aday. Oscar giderek "Biz 40 kişiyiz, birbirimizi biliriz"e dönüşüyor.

Ne kadar karamsar olursa olsun müthiş bir doygunluk hissiyle okuduğum Ayfer Tunç'un "Dünya Ağrısı"nın ardından Nedim Gürsel'in "Yüzbaşının Oğlu" da bitti. Ve beni çok şaşırttı, yazarın tarzından tamamen farklı bir şekilde yazılmış bir hiciv denemesi gibiydi. Kolay okunuyordu, yer yer ilginçti ama Nedim Gürsel'in diğer kitaplarıyla kıyaslayamam. Bugün yeni bir kitaba başlıyorum, tamamen kapağının güzelliğine ve adının ilginçliğine dayanarak aldığım-gerçi daha önce Marc Levy okudum ve memnun kaldım-bir kitap bu: "Bay Daldry'nin Tuhaf İstanbul Yolculuğu". 


Bugünkü yazımı az evvel okuduğum Onur Caymaz'ın Birgün gazetesine "Gelgelelim 9" adıyla yazdığı yazıdan bir paragraf alıntılayarak bitirmek istiyorum, beni çok etkiledi. Yazarlara, şairlere ve hatta tüm sanatçılara keşke hakettikleri değer her zaman ve hep verilebilse:

"Orhan Veli’nin tabutu, Beyazıt Camisi’nde kılınan cenaze namazından sonra eller üzerinde götürülürken Cağaloğlu’na gelindiğinde yokuş boyunca sıralanmış kitapçılar bir bir kepenk kapatır; aynı caddede Dağlarca’nın da Kitap Kitabevi var, o da kapalıdır (vitrinde her cumartesi cama astığı Karşı Duvar dergisi). O sırada bir asker çarşı iznindedir. Cenazeyi ve kalabalığı görünce dayanamaz, sorar birine: Merhum ne iş yapardı ağabey? Şairdi derler; heyecanını dizginleyemez; selama durur."

Kalın sağlıcakla...

7 yorum:

  1. Seni okumayı seviyorum, içimden hep yanında olup seninle gezmek, filmler izlemek, kitap okumak geliyor:)) Nedim Gürsel sevdiğim yazarlardan bu kitabını da merak ediyorum...
    Son yazıdaki alıntı da harika, teşekkürler leylağım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Natali duygularımız karşılıklı, keşke aynı şehirde yaşayıp komşu evlerde otursak, ne güzel olurdu. Bu kitap çok farklı bir tarz, bence okumasan da olur...
      Sevgiler en kocamanından...

      Sil
    2. Kitapla ilgili tavsiyeni dikkate aldım, sağol ablam:))

      Sil
  2. İstanbul yolculuğu çok merak edip alamadığım bir kitap okuduktan sonra fikrini paylaşırsan sevinirim. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 70 sayfa kadar okudum ve pek matah bir şey olmadığına karar verdim. İlerleyen sayfalarda fikrim değişirse bilgi veririm Özlemcim...

      Sil
  3. Biz de hiç yok. Oyunların keyfini çıkar.
    Yağmur yağsın, gerçi burada küvetten boşalır gibi yağıyor, yan bahçe göl ördek istiyor :)

    Doda da anne vaaarrr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada da aynen öyle yağıyor, nasılsa bu ara sakin sakin indiriyor. Eh yakın coğrafyalarda yaşıyoruz, iklim benzer ama sizin oralar çok güzel :) İztuzu'unu imara açmak mı, çıldırmış bunlar. Burada da Fasilis için benzer bir durum sözkonusu. Umarım gerçekleşmez. Sevgiler...

      Sil