.

.
.

30 Kasım 2013 Cumartesi

HAZIRLIKLAR BAŞLASIN

Bugün Kasım bitiyor ve Aralık'la birlikte yılbaşı havasına giriyoruz. Her yıl tekrarlanan portakallı-kahveli içecek ritüeli için bugün kolları sıvadım ki yılbaşına kadar içilecek kıvama gelsin. Önce hazırlıklar başladı, geçen yıldan kalan kahve çekirdekleri tazelenmesi için şöyle bir kavruldu, sonra portakalların üstüne sivri uçlu bir bıçakla 40 ar tane delik açılıp kahve taneleri o deliklere yerleştirildi. 


Sonra ağzına portakal sığabilen ve kapağı sıkı sıkı kapanan bir kavanoz alıp dibine önce beyaz sonra esmer şeker serpildi. Geçen yıllarda yaptıklarım damağıma fazla tatlı geldiğinden bu yıl şeker miktarını esmer ve beyaz için birer buçuk kaşıkla sınırlı tuttum. Ardından portakallar şeker yatağının üstünde uykuya yatırıldı, üstlerine de yorgan olarak 70 cl votka döküldü. Ninni niyetine de 2 kaşık daha kahve tanesi eklendi. Uyanmasınlar diye karanlık bir köşeye terkedildi.


Yılbaşına yakın açılıp süzülecek ve kadehler yine aynı anda dünyanın ve Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki blogger dostların sağlığına kalkacak. Haydi ne duruyorsunuz, geç kalmadan siz de deneyin...

Öyküsü ve tarifi için buraya TIK


10 yorum:

  1. Ne kadar hoş bir tarif, hayatımda hiç likör yapmadım ama bunu görünce mutlaka denemeliyim dedim. Malzemeleri tedarik edeyim hemen bende bir şişe yapacağım. Bu arada yönlendirdiğiniz yazıyı da okudum ne kadar güzel yazıyorsunuz siz. Ellerinize sağlık:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :) Likörü denemenizi öneririm, bu yıl benim 4. denemem olacak :)

      Sil
  2. Geçen sene çok istemiştim yapmayı ama bu sefer yarın kahve çekirdeklerini alıyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haydi bakalım Asortiğim, hep birlikte kadeh kaldıracağız yeni yılda...

      Sil
  3. Çok güzel bir tarif,hikayesinede bayıldım ellerinize sağlık.Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  4. Nurşen papatyalar sera değil, burada da açmışlar. Aldanmış onlar da..

    Eline sağlık bu arada nefis görünüyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım sanırım bunlar sera, satıcı öyle söyledi çünkü, sapları da uzun uzun zaten.
      Sağolasın, sevgiler yolluyorum...

      Sil
  5. Sevgili Leylak Dalı,
    Çok uzun zamandır sizlerden, blog yazılarınızdan, kendi blogumdan uzak kaldım.
    Fırsat buldukça geriye dönüp eski yazılarınızı tek tek okumaya çalışacağım.
    Sevgiler, selamlar.
    SELMA ER

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selma hanım çok sevindim yorumunuza, özlemiştik sizi. Haydi dönün artık aramıza. Benden de çok sevgiler...

      Sil