Evvelki akşam geçen haftaların sıcağı, teri ve cereyanıyla had safhada hassaslaşmış belime ters bir hareket yapınca acaip bozuldu, tepkisini anında elektrik çarpmış gibi bir cızlamayla gösterdi ve ardından ağrı kartını dayadı burnuma. Dik otururken ve ayakta dururken bir şekilde tahammül edilebilen ağrı yatma vakti geldiğinde bel nahiyemde ter ter tepinmeye başladı. Bedenimin hiçbir yanına yatabilme şansı tanımadı bana-ki yüzüstü yatmadan uyuyabildiğim çok nadirdir-sabaha kadar fırdöndü misali döndüm yatakta, zaten sorunlu olan uykum hepten yokoldu. Gece boyu ağrıyı en az hissedebileceğim şekilleri denedim; yüzüstü yatıp bir süre nefes almazsam ya da aldığım nefesi bir süre vermezsem ağrıyı daha az duyumsuyordum. Lakin bu işi uzun zaman yaparsam daldığım uykudan bir daha uyanamayacağım kesindi, vazgeçtim. Yan yatıp sırtımı 45 derecelik bir açıyla geriye verdiğimde de biraz rahatlıyordum ama bu defa sırtım sinyal veriyordu. Sırtüstü yatmaya bir dakikadan fazla tahammül edemediğim için gece boyu topaçtan beter hallere düşüp sabaha karşı muhtemelen bitkinlikten biraz dalmışım. Kalktığımda ağrı biraz hafiflemiş ya da dikey konumumdan dolayı sinmişti bir köşeciğe. İşlerimi halledip uzun süredir görüşemediğim lise kızlarıyla buluşmak için belağrılı bedenimi giydirip süsledim ve yola koyuldum. Ana caddelerden birinde üstüme üstüme gelen yoğun trafiğin içine kendimi kahramanca atma gücünü belimden dolayı bulamadığım için mecburen Angara Başganı'nın mebzul miktardaki âtıl üst geçitlerinden birini kullanmaya karar verdim. Ağır ağır çıktım o dik merdivenlerden, bitmek bilmedi. Sonunda tepeye ulaştığımda benden başka muhtemelen akşamki bir sefahat aleminden kalma iki adet yeşil renkli "Güzel Marmara" şarabı şişesi, yerde birkaç müstehcen çizim, geçidin üstünü şemsiye gibi kaplayan çınarlardan dökülmüş yapraklar ve artık seyrelmeye başlayan akasya çiçekleri vardı. Her geçişimde olduğu gibi bu kez de üst geçidin çınar gölgesi alan esintili köşesine bir çay ocağı açma fikrimi gündeme getirdim, ardından asansör sistemi kurmanın maliyeti yükselteceğini düşünerek caydım:) Ağır ağır indim merdivenlerden ve buluşma mekanımıza ulaştım.
Burası eskiden Akman Kızılay şubesi idi, bu yaz başı kapandı ve beni çok üzdü. Şimdi yerine bir başka mekan açılmış ama Akman adını da yaşatıyorlar. Dekorasyon biraz değişmiş olsa da hâlâ Akman bozası var, iç salondaki pencere vitrayları da korunmuş. Onun dışında yiyip içtiklerimiz pek takdire şayan değildi ama görevliler ve servis geçer not aldı. Zaten çok da umurumuzda olmadı yiyecekler, içecekler. Biz bir-iki eksikle de olsa biraraya gelmenin keyfiyle lafı birbirimizin ağzından kapmakla meşguldük. Öyle ki bel ağrım bile geçici olarak etkinliğine ara verdi.
Dönüş aynı güzergahtan oldu, bu kez üstgeçide tırmanmadım, kendimi attım araç trafiğinin ortasına, kibar sürücülerdi yol verdiler. Bizim evin önündeki caddenin sürücüleri aynı kibarlığa sahip olmadıklarından kendi üstgeçidimizi kullandım. Yaklaşan bayram nedeniyle üstgeçit üstü dilenci ve esnaf(!) popülasyonu yoğunlaşmıştı akşam vakti. Girişte yelpaze satıcısıyla başladı, havalar serinlemeye durduğu için satışlar da durmuştu, etrafa bakarak çekirdek çitliyordu yelpazeci. Az ilerisine Deniz Gezmiş'in yaşam öyküsünü konu alan bir kitaba gömülmüş çorap satıcısı konuşlanmıştı. Müşteri yanaşınca kitabı tezgahın altına ters çevirip bıraktı, çoraplar 1 liraymış ihtiyacınız varsa, uzaklaşmadan onu da öğrendim. Leş gibi kokan suni deriden kemerler satılan bir tezgahın yanından geçtim, cılız tartıcı çocuk "tartıyım mı teyze?" dedi, ters ters baktım, kadınlara yaş ve kiloyla ilgili birşey söylenmeyeceğini öğrenmemiş henüz bu yavru:) Geçidin sonuna yaklaştığımda kulağıma gelen nağmeler kaval sesine aitti. Yaşlıca bir adam mendilini önüne açmış elindeki kavaldan biteviye aynı sesleri çıkarmaktaydı. Kulağımda "dürülülü" sesiyle indim kaldırıma ulaşan merdivenleri.
Akşam artık bittiğini düşündüğüm ağrı meğer sinsice pusuya yatmış, benim yatmamı bekliyormuş. Dünkü macera bu gece de tekrar etti kendini, üstelik sabaha karşı zor bela daldığım uykumdan çalan telefonun sesiyle uyandım. Sabahın 5'inde arayan bilmediğim numara "Mamıt abeeey nerdesin?" diye sordu, "Öyle biri yok" deyince de "Kusura bakman yalnış dokanmışız" diyerek kapattı. Kalbimin çarpıntısı yarım saat sürdü, sülalesine gönderdiğim iltifatlarsa hâlâ devam ediyor...
Hâlâ okuyacak gücünüz kaldıysa bu uzun yazıya ek: Kahve blogumuzu ihmal etmeyiniz lütfen: http://fincandakimucize.blogspot.com/
ay geçmiş olsun, bel ağrısı çok tatsız bi şey. umarım geçer bi an önce.
YanıtlaSilakman'ın bozasını servis ederler ama o sosislileri kimse yapamaz işte! hem ben turuncu sandalyelerini seviyordum. çok mutsuz ediyor beni bu akman meselesi.
Fermina,
YanıtlaSilEvet kuzum aynen katılıyorum dediklerine. Beni de çok mutsuz ediyor ama aynı yerde en azından bir çay ve boza içebileceğim o da birşeydir. Onun dışında menü çok tatsız. Yediğim ayçöreği saman gibiydi. O güzelim sosisli de artık hayal zaten. Ben o turuncu sandalyelerin daha da eski olanlarını en çok seviyordum ama onlara bile razıydım. Sanırım sahipleri pes etti artık.
Geçmiş olsun dileklerine teşekkürler...
çok geçmiş olsuun. Aaaa Kızılaydaki de mi kapandı yaa?Ulustaki kapandı da ben Kızılaydaki duruyor sanıyordum, üzüldüm bak şimdi. Bir zamanlar her Cts durağımızdı orası eşimle ne zamandır Kızılaya gitmemişiz demekki:(
YanıtlaSilYaa acık rahat duramaz mısın sen??Bari ağrıların olduğunda kırıp bacağını otursan evde?
YanıtlaSilBu gidişle pek geçmiş olmayacak ama gene de "geçmiş olsun" diyorum.
İmza:Huysuz ihtiyar(Ece)
Ne huysuz ne de ihtiyar olmayan Ecem,
YanıtlaSilBugün oturdum valla, dünkü önceden planlanmış bir zorunluluktu. Planlayan da bendim mızıkçılık edemedim, hem kızları çok özlemiştim. Umarım bir iki güne geçer, bağladım belime yün kuşak, içtim ilacı oturuyorum:))
Öperim seni...
Selcen,
YanıtlaSilSağol, yazbaşında kapandı Akman Kızılay, ben de çok üzüldüm. Yerine açılan mekan görünüm olarak güzel ama Akman'ın menülerini, bilhassa sosisli sandviçini arıyacağız belli:)
Leylak Dalım,
YanıtlaSilKomiksin yafu:) Çektiğin hain bel ağrsının acısını tahmin edip, böyle gülmemek isterdim ama sen güldürüyorsun beni. Allah da seni güldürsün bu arada:) Üstelik günün orta yerindeki komik yazıları daha bir seviyorum; çünkü bu öğlene kadar birileri kesin canımı sıkmış oluyor.
Acil şifalar diliyorum. Bir yüzüstü yatar olarak sırtüstü yatamamanın ne demek olduğunu iyi bilirim:)
Çok geçmiş olsun.
YanıtlaSilEğer ki kaslarla ilgili ise Dolerex denen bir hap var, deneyın belkı ıyı gelır, en azından bana ıyı gelıyor: )
Vakıtsız telefonlar benım de kalbımı yorar. Hız haz etmem. Sabahın 5 'i ya!
bel ağrısı kötüdür gerçi nere ağrırsa can ordadır derler.ğeçmiş olur inşallah
YanıtlaSilo ters hareketin naklen tanığıyım... Gemişler olsun...gezmelere sefalar olsun
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun Leylak Dalı, dinlenmeden geçmez o meret, annemden biliyorum :(
YanıtlaSilçok çok geçmiş olsun ... dinlenmek lazım ama oda size pek uygun diil sanki =)
YanıtlaSilGeçmiş olsun. Hikayenizin başını bilmiyorum Leylak Dalı Hanımcıım, ama MR sahibi değilseniz henüz, bir tane edinseniz iyi olur gibi görünüyor.
YanıtlaSilDipnot:1 yıl önce bu zamanlar ameliyat nedeniyle yürüyemeyen Bir Kadın bildirdi.
Bir Kadın,
YanıtlaSilSahip olduğum bir bel MR'ı yok, diz MR'ı ile yetinmek niyetindeyim:)) Bu sanırım sürekli terleyip cereyanda kalmaktan oluşan bir hal, normalde pek bel ağrısı çekmem ama yine de belli olmaz, bir sıkışma, fıtık hali de mevcut olabilir. 1-2 gün bekleyim bakalım.
Teşekkür ediyorum ve sizin artık belle ilgili bir sorununuzun kalmamış olmasını umuyorum...
Doludolumutfak,
YanıtlaSilTeşekkürler. Bugün kendimi dinlenmeye aldım, yarın da aynı şeyi düşünüyorum, bakalım ne gösterecek zaman:)
Sevgiler...
Nazlı,
YanıtlaSilEvet, bugün kendime dinlenme verdim, bakalım sonucu ne olacak. Alya'ya mucksss...
Lale,
YanıtlaSilEvet bacım canıma okudu o ters hareket. Sorarım ben ona ama:))
Kardelen,
YanıtlaSilKötü gerçekten, sonuçta bütün sinirlerin geçtiği yer. Umarım çabuk geçer.
Sevgiyle...
annemahsustan,
YanıtlaSilTelefon beni mahvetti ya, yarım saat kalbim gümbürdedi...
Dolorex kullanıyorum ben de, umarım çabuk geçer...
Özlem,
YanıtlaSilKomiğim di mi:))
Başka türlü bu tatsız ortama tahammül etmek mümkün değil zira, gerildikçe gülmek lazım becerebilirsek.
Öperim seni:))
Dizden bende de var. :) Nurtopu gibi bir yırtığım varmış futbolculardaki gibi, ne enteresan değil mi? Sizinki de yırtık mı acaba? Öyleyse acınızı paylaşıyorum. :)
YanıtlaSilGüzel dileğinize gelince... Keşke... Bir kez ameliyat olunca hayat eskisi gibi olmuyor pek. Önermem anlamında demiyorum ama kesilip biçilmek zevkli bir şey değil hiç. O nedenle dikkat edin kendinize lütfen.
Bir Kadın,
YanıtlaSilBenim nurtopu gibi 2 yırtığım ve bir adet kistim var, dr ameliyat dedi ama ben pabuç bırakmadım. Kilo verince ağrılarım azaldı, dikkat ediyorum. Zaten fiz.ted.uzmanı arkadaşım da mümkün olduğu kadar geç ameliyat önerdi.
Ben de aynı dilekleri sizin için tekrarlıyorum, bitsin gitsin, bir daha olmasın, sevgiyle...
Çok geçmiş olsun bende çok sık tutulurum cereyandan müthiş etkilenirim ...Sevgiyle..
YanıtlaSilGeçmiş olsun ablam...
YanıtlaSilÖptüm...
Sevi
Leylak dalım,bilirim o ağrıları,tez zamanda yok olsun,sevgiler...
YanıtlaSilNehire,
YanıtlaSilSağolasın canım, benden de çok esvgiler...
Sevi,
YanıtlaSilSağol canım benim. Ben de bu sabah seni düşündüm Sevi'nin sesi çıkmaz oldu diye. Öperim çok...
Tatlıhayat,
YanıtlaSilBenden bir tane daha varmış demek ki:)
Çok teşekkür ederim, sevgiyle...
Geçmiş olsun acil şifalar.Bugün ben de panelde oturak üstünde otururken belim ağrıma sinyali verdi.Ardından aniden bir sancı.Sizin sıkıntıların aynı.Biraz yüzmek iyi geldi.Şu anda bir köşede bekliyor.Heran sinyal verecek gibi.Sevgiyle kalın
YanıtlaSilparıldayan çiçek,
YanıtlaSilçok teşekkürler ve size de benden geçmiş olsun dilekleri. Umarım ikimiz de tez zamanda iyi oluruz, sevgiler...
Geçmiş olsun,acil şifalar.
YanıtlaSilSemih,
YanıtlaSilÇok teşekkürler...
Geçmişler olsun canım Leylağım:)
YanıtlaSilLeylaaaamin toto nahiyesine devamli raptiye batiyo bence evde. Duramiyu kadin :-)
YanıtlaSilAslıııım,
YanıtlaSilHiperaktifim ben, babam kadar olmasa da:)))
Ama sadece gezme konusunda:))
Baykuşcum,
YanıtlaSilSağolasın çok, daha iyiyim neyse ki artık...
Ablacım aslında hep buralardayım, okuyorum da; dönem dönem herkes gibi keyifsizliklerim oluyor benim de, o zamanlar ne söylesem ne yazsam boşmuş gibi geliyor.
YanıtlaSilNeyse bundan sonra yazarım ama bol bol, bıktırırım yine seni uzuuun yorumlarımla :)
Öpüldün...
Sevi