.

.
.

16 Ağustos 2012 Perşembe

KOCAMAN BİR YILDIZ KAYDI


İlk sesiyle yer etmişti hayatımda; küçücük bir kızdım, henüz ilkokulun ilk sınıflarında. Akşamın olmasını bekler, radyonun başına yerleşirdim. Reklam programları arasında "Uğurlugiller" skeci yayınlanırdı ve ben buna bayılırdım. Metinlerini Selçuk Kaskan'ın yazdığı bu kısa radyo oyunu yetişkin iki çocukları olan ve evin emektarı Arap Bacı ile birlikte yaşayan bir aileyi konu alırdı.  Müşfik Kenter değildi o zaman benim için sanatçı, evin babası Salim Bey'di. Karısı Nebahat Hanım'ı Yıldız Kenter seslendirirdi ve ben onların kardeş olduğunu bilmez gerçekten karı-koca sanırdım soyadlarının aynı oluşuna bakarak (Şükran Güngör'ü de bir ara kadın sanmıştım:). Kızları Türkan'a o güzel sesiyle Çolpan İlhan can verirdi ve yurtdışında yaşayan oğul Doğan ise sanırım Genco Erkal'dı. Yaşlı bir kadın olduğuna yemin edebileceğim Arap Bacı Kalfa'nın aslında oyuncu Tevfik Gelenbe olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım. Sadece ben değil komşu teyzeler arasında da şaşkınlıkla karşılanıp günler boyu konuşulmuştu. Yıllarca devam etti "Uğurlugiller"in radyodaki yayını. Müşfik Kenter oturma odamızdaki sihirli kutudan süzülen aşina bir ses olarak hayatımıza girdi. Ve hep orada kaldı, aileden biri gibi, sanat dünyasının demirbaşlarından biri gibi,-bugün Asu'da yazısında değinmiş-Olympos'ta yaşayan ölümsüz bir tanrı gibi. Ondandır belki reel olarak hiç tanışmadığımız birinin ölümünün bu kadar acı verip bu kadar eksiklik duygusu yaratması. 

Uğurlugiller radyo oyunu sonradan TV'ye de uyarlandı ama ben artık büyümüştüm, izlesem de radyodaki kadar cazip gelmiyordu, seçenek çoktu çünkü ama Müşfik Kenter hâlâ en beğendiğim aktör olmaya devam ediyordu. Bu kez üniversitenin ilk sınıfındaydım. Soğuk bir kış günü evden çıkmış, önce-Ankaralılar bilir- Meşrutiyet Caddesi'nin dik yokuşunu tırmanmış bir süre sonra da inişe geçmiştim. Fena halde üşümüş, Ankara'nın o zamanlar berbat derecede kirli havasından genzim yanmış ve yorulmuştum. Bezgin bir şekilde ilerlerken karşımdan gelen adam beni "zınk" diye yerime çaktı. Uzun siyah paltosunun etekleri uçuşan, kalkık yakalarının arasından görünen müthiş karizmatik yüzündeki mavi gözleri adeta ışık saçan uzun boylu adama bakarken donup kalmıştım. Bir an "Ben bunu tanıyordum ama kimdi?" düşüncesi sardı kafamın içini, Müşfik Kenter olduğunu anladığım anda ilâh zaten yanımdan epeyce uzaklaşmıştı. Bir süre arkasından bakakaldığımı hatırlıyorum, sonra da Müşfik Kenter hep o bir anlık, uçucu ama müthiş etkileyici görüntüsüyle yer etti aklımda. 

Yıllar onun yüzüne çizgiler ekledi, ben yetişkin bir insan oldum ama sanatına olan hayranlığım, o güzel sesinin bana verdiği huzur duygusu hiç bitmedi. Ne yazık ki sahnede izleme imkanını bulamadım. Dedim ya, bana ölümsüz gibi gelirdi, hep erteledim fırsat olduğunda. Yine de en azından filmlerde, dizilerde seyretmek, sesini dinlemek bile büyük bir şans. Türkiye'nin değerleri arka arkaya yok olup giderken çocukluğumuzun, gençliğimizin birer parçasını da yanlarında götürüyorlar. Huzur içinde uyu güzel sesli kocaman adam, seni unutmayacağız...


15 yorum:

  1. 15 yasindaydim sahnede tek kisilik bir gosterisini izleme sansini yakaladigimda, sahnede devlesen nadir sanatcilardan biriydi ve hayatta izledigim en harika tek kisilik tiyatrolardan biriydi izledigim!
    Nur icinde yatsin cok uzuldum duyunca :(

    YanıtlaSil
  2. Asla yerleri dolmayacak gerçek sanatçılardan biriydi.

    Işıklar içinde uyusun!

    YanıtlaSil
  3. güzel adamdı ben severdim.orhan veliye şairlik ünvanı asıl m.kenterin sesinde hayat bulduğunda verildi zannımca.

    YanıtlaSil
  4. Yeri doldurulamayacak sanatçılarımızdan,sonsuzluğunda rahat uyu,her daim yüreğimizde izin kalacak...

    YanıtlaSil
  5. çok üzgünüm leylak dalım bende bu gün onu andım..

    YanıtlaSil
  6. sanatçılar ölmezmişya işte o da o sanatçılardan Allah rahmet eylesin

    YanıtlaSil
  7. Leylak 'cığım yazdığın zaman tünelinden geçmiştik ya ,aynı kuşak olarak;en güzel Türkçe ile "Uğurlugiller" hep taze ve canlı kaldı...Yeri zor doldurulur bu büyük sanatçılarımızın;saygı ile anacağız hep,nurlar içinde uyusunlar...

    YanıtlaSil
  8. Arzu,
    Ne çok gittiler arka arkaya değil mi? Birer birer yok oluyor değerler, huzur içinde yatsınlar...

    YanıtlaSil
  9. Kardelen,
    Evet, yeri hiç dolmayacak...

    YanıtlaSil
  10. Vuslat,
    Aynen, ben de çok üzgünüm ama hayat işte...

    YanıtlaSil
  11. Nehire,
    Sesi hep kulaklarımda kalacak...

    YanıtlaSil
  12. Sitare,
    Orhan Veli hep şairdi ama bizim halkımızın çoğu somutlaşmadan birşeye değer veremediği için Müsfik Kenter'in sesiyle hatırlanır olmuştu. İyi gelip geçti bu dünyadan her ikisi de...

    YanıtlaSil
  13. A-H,
    Ne mutlu sana, ne yazık ki ben hiçbir gösterisini izleyemedim ama çağına yetişmiş olmak da birşeydir.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  14. leylağımm, müşfik kenter benim için de çok özel
    ama senin bu anın çok etkileeyiciymiş
    o paltolu uzun boylu adamın arkasından bakmak
    unutulmaz
    radyo tiyatrolarını ben de çok dinlerdim
    Allah rahmet eylesin

    YanıtlaSil