Dün öğleden sonra kapı çaldı. Tanıdık gelmeyen ayak seslerinin ardından üçüncü kata çıkmanın hoşnutsuzluğu yüz ifadesinden alenen belli postacı göründü. Günlerdir beklediğim kartlarıma kavuşacak olmanın sevincini postacının asık suratı bir nebze gölgelese de içimden "yaşasın" deyip hayalen el çırptım. Gerçeğini ondan çekindiğim için yapamadım. Postacı bey kardeşimiz "bir insan evladına otuz tane kart gelir mi, ne bu ya" yazılmamış cümlesi suratına kazılı herbir zarfı ellerime teslim etmeye başladı. Fırsattan istifade giydireyim dedim: "Bu kartların çoğu postalanalı 15 gün olmuş, neden bu kadar gecikti" sözcüklerinin son "i"si ağzımdan çıkamadan öyle bir baktı ki hazret o "i"nin önce çubuğu sonra noktası ses tellerime takur tukur çarparak geldiği yere geri döndü: "Na'palım, bir sürü sokak var, herbirine hergün gidersek ohoo işimiz iş". Korka korka parmak kaldırıp söz istedim: "Şeyy, hani eskiden postacılar hergün dağıtım yaparlardı, şimdi öyle değil mi?" derken ikinci bir "i" yutmamak için sesimi iyice alçalttım. PTT Genel müdürü görünümlü postacı sağ kaşını havaya kaldırdı, çok kısa bir an, adeta saniyenin onda biri süresince tükürür gibi bir nazar fırlattı: "Artık öyle deel" dedi, "Beni bi daa dört günden önce bekleme, hergün hergün aynı sokağa gidersek yorgunluktan ölürüz ya". Sonra zarfları elime tutuşturdu, taahhütlü gelmiş birine imza attırırken "Cık cık cık, ağzı yapışmamış zarfı ne diye taahhütlü gönderirler" diye sokurdanarak çekti gitti. Kucağımda zarflar, ağzım bir karış açık bakakaldım arkasından. Eskiden söylediğimiz şarkılar yalan olmuş ablalarım abilerim, artık "Bak postacı geliyor selam veriyor" dizesi, "Bak postacı geliyor, kızdırırsan dövüyor" şeklinde değişmiş. Hafazanallah, postacının hışmına uğramadan şu kartların tamamı bir elime geçeydi...
Ben duyumlar aldım Leylak' cım. İstanbul da Ankara da postacılar karar almışlar. İki yılbaşıdır sana hınçlanmışlar, rahatları kaçmış. Gördükleri yerde infaz emri varmış. İçlerinden birini de canlı bomba olarak Antalya' ya yollamışlar.
YanıtlaSilBu ara evden pek çıkma istersen:))
Asu,
YanıtlaSilÇok korktum be yav, Antalya deyimiyle ödüm sıttı:))
Evet yaa! Adamların rahatını bozdun. Mailleşip duruyordu insanlar:))
YanıtlaSilİşini sevmeden yapan insanların saçtığı enerjiler ne kötü, değil mi?
YanıtlaSilNeyse, uzaklaştırıp onları kendimizden, gülümsemeye devam!
Mutlu seneler:))
Sokurdanmak bayıldım ben buna :))
YanıtlaSilAaaa ödüm sıttı yı çocukluğumdan hatırlıyorum. Yarım asırdır duymamıştım. Çok tuhaf.
YanıtlaSilmimlendin :)
YanıtlaSilmutlu yıllaarr :)
ben postacı görmeyeli 10 yıl olmuşdur. yazına göre iyi ki görmemişim. dalardım ben adama
YanıtlaSilBu arada oyun sitesinden oyun yükleyememe konusu. bana mail atsana ne sorun yaşıyorsun.
YanıtlaSilMerhaba aman yanılıpta şikayet etmeye kalkmayın sakın intikamları acı oluyor özellikle antalyadakiler tecrübe edilmiştir bırakın keyfi ne zaman gelirse gelir nasıl olsa biz alıştık sizde alışırsınız merak etmeyin . sultan
YanıtlaSilPTT mi herkesten uzak dursun.
YanıtlaSilHer gün bir satırcık bile olsa mutlaka birşeyler yazıp, direk senin adresine postalayasım geldi ama şimdi benim. El mi yaman bey mi yaman çıksın ortaya :))
YanıtlaSil"Alçak Blogger Bezgin Postacı'ya karşı" koyalım hareketin adını da :)
Ablacım çok sevindim kartlarınızın geldiğinde yapılan olumsuzluk onların güzelliğini gölgelemesin hiç bişeyin eski tadı kalmadığı gibi onlarda yok oluyor
YanıtlaSilMutlu seneler.
Kartlarına bak, mutlu ol Öğretmenim, postacılar eski postacılar değil artık.
YanıtlaSilsevgi ve selamlarımla,
Şükür gelmiş ee bi fırça attım gelcek tabi :)) surat ondan binbeşyüzdür :))) niye kaçalım ki onu bekliyorduk uzun zamandır :) eline geçmiş kartım çok sevindim :)
YanıtlaSilHadi gözün aydın olsun:) Ben sana gelecek dememiş miydim:))
YanıtlaSilBügün kartlarımın ikinci ve son yarısını yolluyorum.Anlaşılan bir postacının şikayet nidalarına maruz kalacağım. :)
YanıtlaSilBu şerefsizler böyle. Benim de yirmi sene önce bir sevgilim vardı, yaz tatilinde her gün bana Fransa'dan mektup yazardı. İlk başlarda mektuplar düzenli olarak her gün gelirdi. Bir gün gelmez oldular. Meraktan öldüm. Telefonlar açtım iyi mi, küstü mü ne oldu diye. Yooo ben gene yazıyorum dedi. Sokakta çıktı postacı karşıma. Benim mektuplarım varmış neden gelmiyor dedim. Her gün, her gün çıkamam ya o yokuşu dedi, sonra cebinden çıkarıp al diye yüzsüz yüzsüz elime tutuşturdu on tane mektubu. Gerzek. Onu hatırladım.
YanıtlaSilPTT kurumuna kazanç sağlattık ama belli ki memnun olmamışlar hatta bizden nefret etmişler görünüyor...
YanıtlaSilHem suçlular hem güçlüler, ne diyeyim!
Daha ben hiç nasiplenemedim kartlardan , ne yapalım öyle ya da böyle gelsin de...
bizim şirkete de haftada bir uğruyor. O da cumartesiden cumartesiye :)
YanıtlaSil