.

.
.

2 Eylül 2009 Çarşamba

ANLIK MUTLULUKLAR


Perde yıkamak ve cam silmek gibi hiç hazetmediğim domestik işlerle uğraştıktan sonra günü kurtaran aşağıdaki görüntüler oldu.


Bunlar dün gece girdi bizim mutfağa. Emekli olduktan sonra bilhassa eşimin büyük bir çabayla uğraştığı Antalya yakınlarındaki bahçemizin ürünleri. Bazısı komik denecek görüntüde ve miktarda da olsa bizi mutlu etmeye yetti. Ortadaki 2 adet (evet, yazıyla da yazıyorum iki adet) ceviz evvelki sene büyük uğraşlarla Kahramanmaraş'tan getirtilmiş, "Maraş 12" adı verilen, üzüm salkımı gibi meyveler veren yeni bir ceviz türünün bizim bahçede verdiği ilk ürün. Kuşlar kalanlarını halletmiş ama halletmese de en fazla 10-15 tane olacaktı. Henüz ergenlik çağında bile değil ağacımız, çocukluktan çıkmaya çalışıyor. O yüzden bu iki ceviz bizim için çok değerli. Aslında bahçede badem ağaçları dikili, henüz çok küçükler, ürün vermeye başlamadılar, sağ tarafta görülen bademler bahçede eskiden kalan 2 ağacın ürünü, dalından yeni kopmuş ve henüz kurumamışlar bile, insanı baştan çıkaracak kadar da lezzetliler. Tarhana ağacımız yok tabii ki bahçede, o akraba kontenjanından. Çok yeni yapılmış, o yüzden Tijen Hanım gibi serdim ben de kurutmak için. Akşama pişirip tadına bakacağız.

Yamuk yumuk olsa da karpuzumuzu prematüre doğmuş bebek gibi bastık bağrımıza. O da kuşlardan artakalan yegane ürün hemcinsleri arasında. Köy domatesleri ve bahçenin bir kıyıcığındaki ahlatın aşılanmasıyla meyve veren armutlar da yeni başlayan bahçe maceramızın ilk ganimetleri sayılabilir. Hepsi bir koliyi doldurmasa bile bizi mutlu etmeye yetti. Emek kutsal birşey çünkü, karşılığını alabilmek de çok tatmin edici oluyor.


İşte böyle Nazım, ben mutluluğun resmini yapamam ama fotoğrafını çekebilirim. Elimde kitabım, yanımda bir fincan kahve olduktan sonra da senaryosunu yazıp filme bile alabilirim.

Zaten ayrıntılar değil midir hayata renk katan?

13 yorum:

  1. Mücevher kadar değerliler değil mi? Sizi çok iyi anlıyorum.Bağ ve bahçemizdeki meyveleri, sebzeleri bırakıp döndük ya pazar günü :(( ikimiz de çok üzgünüz :(( Allahtan diğer küçük ayrıntılar var hayatımızda :))Sevgilerimle Zehr@

    YanıtlaSil
  2. Büyük ayrıntılar da var değil mi öğretmenim? Hatta ne ayrıntısı, aslî şey diyelim, oğullar gibi, herşeyi unutturuyorlar:))
    Benden de sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir uğraş olmalı Leylak'çım. Umarım sen de zaman zaman gidiyorsundur bahçeye. O fasıl da çok güzeldir eminim. Ataköy'de bahçeyle uğraşan arkadaşlarım var. Terapi adeta.Cevizlere bayıldım. Bilirsin azı karar çoğu zarar :))

    YanıtlaSil
  4. Sizin âcilen bir korkuluğa ihtiyacınız var.Ürünü korumak lâzım.:)))

    YanıtlaSil
  5. Eşinizin emeğine sağlık..organik ürün nede olsa...

    YanıtlaSil
  6. Hepside çok ama çok güzel.Allah ağız tadıyla yemenizi nasip etsin. Merak ettim okuduğunuz kitabın adı nedir? Nescafeniz şekerli mi? :)

    YanıtlaSil
  7. Ben bu minik minik fotoğraflara ne kadar bayıldım anlatamam.Eminim fotoğraflardan aldığım tadın bin katı vardır canlı hallerinde.Ellerinize sağlık ailecek...

    YanıtlaSil
  8. kahveli fotoğrafa bayıldım

    YanıtlaSil
  9. Bencede hayata renk katan küçük görünümlü büyük ayrıntılar.

    Ayrıntıların tadını daim alabilmek ümidiyle..

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  10. Arkadaşlar bahçemiz henüz emekleme aşamasında bir emeklilik uğraşı, ufak ufak birşeyler elde etmeye başlıyoruz. Çoğunluk badem dikli. Allah ömür verirse birkaç yıla normal ürün almaya başlarız sanırım. Genellikle eşim ilgileniyor, ben konuk sanatçı olarak sahne alıyorum şimdilik:))
    Şenizcim kitap kızının ağzından Halikarnas Balıkçısının anıları. Kahve şekersiz ama ben parmağımı batırıyorum tatlanıyor:))))
    Yorum bırakan tüm arkadaşlar, benden de hepinize sevgiler...

    YanıtlaSil
  11. Bizim yazlığımız ve bahçesi yok ama bundan önceki evimiz bahçeliydi. Ben de domates, nane, biber, patlıcan, mısır yetiştirmiştim.
    Her akşam inip sular, bütün stresimi atardım.
    Ne hikmetse benim domates ve patlıcanlarım da eğri büğrü olurdu.
    Ama ne kıymetliydi bilseniz :)O yüzden sizi çok iyi anlıyorum..
    Mutluluğun remi olarak çekebileceğim benim de epey kare çıkabilir. Örneğin sizinkine tamamen katılıyorum.
    Kitap, kahve, yağmur.. Ama çok hafif bir klasik müzik eşliğinde..
    Ne dersiniz ? :)
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  12. İnsanın kendi bahçesinde ürün yetiştirmesi çok haz vericiymiş, sanırım Antalya bu anlamda bir cennet Nurşen'ciğim.
    Kitap ve Türk kahvesi çoğu zaman benim de mutluluk nedenimdir:)
    Bu arada ne okuyorsun, merak ettim?
    Özlem ( meraklı
    :))

    YanıtlaSil
  13. bir K.Maraşlı olarak çocukluğum ceviz ağaçları arasında geçti,şimdi Antalya da yaşıyorum ve güzel bir bahçemiz var eşime nekadar direttiysem de''ceviz bu bölge de yetişmez'' cevabını aldım.sayeniz de yeni birşey öğrendim ve ikna gücüme güç eklendi..ayrıca Nazıma bayılırım ve bence mutluluğun resmini yapmışsınız üreterek...
    selamlar,sevgiler..

    YanıtlaSil